"Sigara bağımlılığının tansiyon hastalığından farkı yok"

​Uzmanlar, sigara bağımlılığının tansiyon hastalığı gibi beynin işlevsel bozukluğu çerçevesinde ele alınması ve değerlendirilmesi gereken bir beyin hastalığı olduğu konusunda uyarılarda bulunuyor.

"Sigara bağımlılığının tansiyon hastalığından farkı yok"

“Bir kereden bir şey olmaz.”, “Ben istersem bırakırım.”, “Her gün içmiyorum ki bağımlı olayım.”, “Ben bağımlı değilim.”, “Kimsenin yardımı olmadan bırakabilirim.”, “Ara sıra kullanmaktan bir şey olmaz.”, “Bana o kadar zararı yok.”, “Ben kontrol edebilirim.”, “Benim iradem güçlüdür.”, “Arada sırada içmenin ne zararı var ki”… Bu cümleleri özellikle sigara bağımlılarından sıklıkla duyarız.

Uzman Psikolog Ahmet Yılmaz, toplumda özellikle sigara bağımlılığının bir irade meselesi olduğu ve iradesi güçlü insanların istedikleri zaman bırakabilecekleri gibi yanlış bir yaygın görüş olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bu inanış zamanla ailelerin bağımlı olan yakınlarını güçsüzlükle suçlamasına, onların maddeyi zevkleri için kullandıklarına ve bağımlılık yapan maddeyi bırakmayı istemediklerini düşünmelerine neden olabilir.” dedi.

Bağımlılık, beynin işlevsel bozukluğudur

Bağımlılığı;  Bir maddenin beyni etkilemesinden kaynaklanan, maddenin keyif verici etkilerini hissetmek veya yokluğundan kaynaklanan huzursuzluktan sakınmak için, devamlı veya periyodik olarak madde alma arzusu ve bazı davranış bozukluklarıyla karakterize ciddi bir beyin hastalığı olarak tanımlayan Yılmaz, “Bağımlılık kişinin beden ve ruh sağlığını, aile yaşantısını etkileyecek düzeyde alkol ya da madde alması; ya da alkol ya da madde alma isteğini durduramaması ile belirli ömür boyu süren bir hastalıktır.” ifadelerini kullandı.

Bağımlılığa neden olan tüm maddelerin ilaç özelliğine ve farmakolojik bir etkiye sahip olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bu farmakolojik etkiler vücudumuzda duygu durumumuzu yönlendiren ve bizi biz yapan en önemli organı olan beyin üzerinde olumsuz etkilerine ve çeşitli davranış bozukluklarına neden olur. Madde bağımlılığı aynı tansiyon hastalığı gibi beynin işlevsel bozukluğu çerçevesinde ele alınması ve değerlendirilmesi gereken bir beyin hastalığıdır.” diye konuştu.

“İrade zayıflığıyla ilgisi yok

“Ülkemizde halen sigara bağımlılığı ile mücadelede en büyük engel “irade zayıflığı” ile açıklanmaya çalışılıyor.” diyen Yılmaz,  Bu da çok büyük bir hata. İrade, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede sergilediği kararlılık; belli bir durum karşısında, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksızın, kararlaştırma ve uygulama gücüdür. Ne yazık ki ülkemizde hala madde bağımlılığının bir ruh hastalığı olduğu ve irade zayıflığı ile ilişkilendirildiğini görüyoruz.” şeklinde konuştu.

Bağımlılık için özel bir kişilik tipi yok

Yılmaz şöyle konuştu: “Maddenin kötüye kullanımı belki bir davranış bozukluğu olarak ele alınabilir ancak bunun kökeninde de beyinden kaynaklanan bazı işlevsel bozukluk veya eksikliklerin bulunduğu bilimsel bir gerçektir.

Psikolojik bağımlılığı bitmeden, irade gücüyle direnerek madde ya da alkolü bırakanlarda, ilk bir hafta içinde yoğun yoksunluk belirtileri yaşanır. Kişi genellikle sıkıldığında ya da bir stres durumuyla karşılaştığında, çözüm olarak gördüğü sigarayı daha çok arzulamaya başlar. En sık görülen yoksunluk belirtileri, baş ağrısı, kaygı, huzursuzluk, öfke, uykusuzluk/uyku bozukluğu, depresif duygu durumu, konsantrasyon güçlüğü ve kalp hızında artıştır.

Herkes bağımlı olabilir. Sigara kullanımının irade ile bir ilişkisi yoktur. Kişi sigarayı kontrol altında tuttuğunu, hiç dozu aşmadığını iddia etse de aslında bedeninde farkında olmadığı bir süreç devam etmektedir. Dolayısıyla ben istediğim zaman bırakırım ve bu bir irade meselesidir düşüncesi yanlıştır. İradesizlik veya kişilik zayıflığı madde kullanmak için mutlak nedenler değildir. Bağımlılık için özel bir kişilik tipi yoktur.”

(İLKHA)