Seyyid muhammed suruci (seyyid baba) vefat etti.

Âlim ve mümtaz bir şahsiyet olan Seyyidan Cemaati büyüğü Seyyid Muhammed Suruci (Seyyid Baba) vefatı etti.

Seyyid muhammed suruci (seyyid baba) vefat etti.

Seyyid Baba Rahmeti rahmana kavuştu.
Gerçek bir ilim adamı, davetçi ve mücahit olan Seyyid Baba’nın vefatı sevenlerini yasa boğdu.
İstanbul’da ikamet eden Seyyid Baba,İHH aracılığı ile birçok ülkede Sadaka-i cariye eserlerin inşasına öncülük etmiş ve yüzlerce yetimimizin hamiliğinin desteklenmesine vesile olmuştur. Birçok ülkedeki İHH'nın çalışmalarına bizat katılarak eylem ile sahada olmuştur.

Mavi Marmara seferinde de yerini alan Seyyid Muhammed Suruci, Bu kutlu eylem sırasında tüm aktivistler gibi siyonist İsrail askeri tarafından gözaltına almış, sorgulanmış ve cezaevine gönderilmişti.

İsrail cezaevinde kendisine eşlik eden İHH Şanlıurfa il temsilcisi Behçet Atila Seyyid Baba ile kısa hatırasını bizlerle paylaştı:

"Cezaevi avlusunda toplatılan aktivistlere dörder kişi halinde hücrelere dağılın (girin) denildi. Gemiye Urfa’dan beraber geldiğimiz Cuma Aytış kardeşimizle ayaküstü hızlıca istişare sonucu bir karar aldık ve kararımız gereği hücrelere gidişi ağırdan aldık. Kararımız şu idi; “Seksenlere merdiven dayayan ve bu yaşına aldırış etmeden kutlu sefere katılan Seyyid Baba yaşlıdır, hizmete hücrede daha çok ihtiyacı olur, bu nedenle Seyyid Baba’yı takip edelim o hangi hücreye giderse biz de o hücreye girelim ki onun hizmetini yapalım.”
Ve Seyid Baba’nın bir hücreye yöneldiğini görünce, Cuma Aytış ve Filistinli Dr. Zekeriya ile beraber biz de aynı hücreye yönelip, Seyyid Baba’nın iki üç adım ardından hücreye girdik. Hücrenin kapasitesi olan 4 kişi tamamlandığı için hücre üzerimize hemen kapatıldı. Her birimiz bir ranzada oturduk, yüz yüze geldik, sünnet gereği tekrar bir tanışma yaptık. Seyyid Baba başladı bize peygamber kısalarında dersler çıkarmaya, Hz. Musa’nın asasını denize vurşundan, Yusuf peygamberin Mısır zindanlarından kurtuluşuna, Yunus peygamberin balığın karnından kurtuluşuna kadar bir çok kıssayı usulünce tane tane anlattı. Sanki bu kısaları ilk kez duyuyorduk. İsrail Cezaevine girmesinden dolayı da çok mutlu olduğunu ve bu sevincini ise şu cümle ile anlatmıştı bizlere; “Allah, bu yaşımda bana Şehid Şeyh Ahmed Yasinlerin, Rantisi’lerin kaldığı bu zindanları görmeyi ve kalmayı nasip etti, ben Rabbimden artık ne isteyeyim ki! Elhamdülillah.”
Hizmetini yapmamıza hiç müsaade etmeyen Seyyid Baba tüm hizmetlerini kendi yaptı, cezaevindeki birbuçuk-iki gün boyunca İsraillilerin verdiği yemekten hiç yemedi, sadece verdikleri suları abdest için kullandı. Biz ona yardımcı olmaya niyetlenmiştik ama ona müsaade etmediği gibi bir de bize hep nasihat eder, arada bir tatlı tatlı şakalar yapar bizi güldürüyordu. Bize moral kaynağı oldu. Seyyid Baba bize moral vermesi Allah’ın bize bir lütfu oldu. Elhamdülillah.
Allah’ım, Seyyid Baba’yı Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)’ya ve şehitlere komşu eyle. (Amin)"