Sevgililer Gününü Kutlamak Haram
Kapitalist sistemin çılgınca tüketmek için kullandığı günlerden biri olan "Sevgililer Günü"nü kutlamanın haram olduğuna dair İslam âlimleri tarafından fetvalar yayınlanmaya devam ediyor. Amerikan halkına yönelik tebliğ çalışmaları ile bilinen İslam Dünyası Birliği Örgütü'nün İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi de yayınladığı fetvasında, "Sevgililer gününü kutlamak da, bu gün için çalışmak da haramdır" dedi.
Fetva komitesi fetvayı şu şekilde açıkladı; "Müslümanların bayram günleri bellidir. Sevgililer günü ise putperest Hıristiyanlığın bayramlarından birisidir. Allah Teâlâ'ya ve âhiret gününe îmân eden bir Müslüman'ın, Sevgililer Günü'nü kutlaması veya onu kabul etmesi veyahut da bu gün vesilesiyle birisini tebrik etmesi kendisine helâl olmaz. Sevgililer günü için yiyecek ve içecek hazırlaması, alış-veriş yapılması, bir şey üretilmesi, hediye verilmesi, mesaj veya mektup yollanması veyahut ilan verilmesi de dînen haram kılınmış olan bayramların kutlanmasına yardımcı olması nedeniyle haramdır."
Amerikan halkına yönelik tebliğ çalışmaları ile bilinen İslam Dünyası Birliği Örgütü'nün İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi, kapitalist sistemin çılgınca tüketmek için kullandığı günlerden "Sevgililer Günü" hakkında yayınladığı fetvasında, "Sevgililer gününü kutlamak da, bu gün için çalışmak da haramdır" dedi.
MÜSLÜMANLARIN SADECE 2 BAYRAM'I VARDIR
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi, 5324 no ve 3.11.1420 hicrî tarihli fetvasında Sevgililer gününü değerlendirdi. Her yıl, 14 Şubat gününde Sevgililer Günü (Valentine Day) olarak kutlandığını ve bu günde insanların birbirlerine kırmızı güller hediye ettiklerini, kırmızı giysiler giydiklerini, bu gün dolayısıyla birbirlerini tebrik ettiklerini, pastanelerin bu gün dolayısıyla kırmızı renkte pasta ve şekerlemeler imal ettiklerini, işyerlerinin de bu gün için imal edilen mallarını satmak için ilanlar verdiklerini belirterek, bu günün İslami açıdan hükmünü açıkladı. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi yayınladığı fetvada; "Kitap ve Sünnet'ten gelen açık deliller İslâm'da bayramların iki tane olduğuna, bunların da Ramazan bayramı ile Kurban bayramı olduğuna delâlet etmiştir. Bu bayramların dışında, ister herhangi bir şahıs ile ilgili olsun, ister bir cemaat ile ilgili olsun, ister bir olay ile ilgili olsun veyahut da isterse herhangi bir anlam ifâde eden bir bayram olsun, bütün bunlar, dînde sonradan çıkarılan bayramlardır. Müslüman'ın bu bayramları kutlaması, onları kabul etmesi, bu bayramlarla sevinç duyması, bu bayramların kutlanmasına herhangi bir yolla yardımcı olması, asla câiz değildir" denildi.
PUTPEREST HIRİSTİYANLARIN BAYRAMIDIR, MÜSLÜMANLARA HARAMDIR
Fetva'da, "kâfirlerin bayramlarından olması sebebiyle sonradan çıkarılan bir bayrama iştirak ederse, günah üstüne günah kazanmış olur. Çünkü bu davranışta onlara benzeme, onlara sevgi ve dostluk besleme söz konusudur" denildi ve şöyle devam edildi; "Oysa Allah Teâlâ, azîz kitabı Kur'an-ı Kerîm'de mü'minleri, kâfirlere benzemekten, onlara sevgi ve dostluk beslemekten şiddetle yasaklamıştır. Sevgililer Günü de aynı hükümdedir. Çünkü bu bayram, putperest Hıristiyanlığın bayramlarından birisidir. Bu sebeple Allah Teâlâ'ya ve âhiret gününe îmân eden bir Müslüman'ın, Sevgililer Günü'nü kutlaması veya onu kabul etmesi veyahut da bu gün vesilesiyle birisini tebrik etmesi kendisine helâl olmaz. Aksine Müslüman'ın, Allah Teâlâ ve Elçisi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in emirlerine icâbet ederek bu günü kutlamayı bırakması, Allah Teâlâ'nın gazabını ve cehennem azabını gerektiren sebeplerden uzak durması gerekir."
SEVGİLİLER GÜNÜ İÇİN ÇALIŞMAK DA HARAMDIR
Müslümanların Sevgililer günü için yiyecek ve içecek hazırlaması, alış-veriş yapılması, bir şey üretilmesi, hediye verilmesi, mesaj veya mektup yollanması veyahut ilan verilmesi gibi şeylerin de dînen haram kılınmış olan bayramların kutlanmasına yardımcı olması nedeniyle haram olduğunun ifade edildiği fetvada; "Müslüman'ın, her durum ve şartlarda, özellikle de fitne ve fesadın çok olduğu zamanlarda, Allah Teâlâ'nın Kitabı'na ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetine sıkı sıkıya bağlanması gerekir. Yine, Müslüman'ın, kendilerine gazap olunan Yahudilerin, sapıklığa uğramış hristiyanların, Allah Teâlâ'nın azamet ve gücünden korkmayan ve İslâm ile gurur duymayan fâsıkların sapıklıklarına düşmemek için zeki ve dikkatli olması gerekir" denildi. Abdulaziz b. Abdullah b. Muhammed Âl-i eş-Şeyh başkanlığındaki İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi'nde Salih b. Fevzân el-Fevzân, Abdullah b. Abdurrahman el-Ğudeyyân ve Bekr b. Abdullah Ebu Zeyd gibi İslam alimleri bulunuyor.
SEVGİLİLER GÜNÜ İSLÂM'DA ASLA YOKTUR
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nedim Urhan ise Sevgililer Gününü şöyle yorumluyor; "Biz sevgilerimizin istismar edilmesine, tüketilmesine, bir güne sıkıştırılmasına ve bir Hıristiyan adetini kutlamamızı istemelerine elbette karşı çıkacağız. İslam'daki sevgi, adalete dayanır ve gelip geçici değildir. Müslüman'ın sevgisi, nefsin arzularının tatmin edileceği türden bir sevgi değildir. Bunlar birbirine karışmıştır, ayırmak lazım. Bugünkü manada bir Sevgililer Günü, İslam'da asla yoktur. Bir insanın hayatının bütün aşamasını İslam ve sevgi kaplamıştır. Geçiciliği İslam kabul etmez. Sevgi bütündür, devamlıdır, İslam hukuku ve ahlakında geçici bir sevgi yoktur. Nefsi tatmine dayalı bir sevgi ve Sevgililer Günü anlayışı kesinlikle İslam'da yoktur. Çünkü bir insan evlendiği insanı sever, geçici bir zaman için değil. Bu bir mendil değildir, bir zaman sonra atılmaz. Müslüman bağlandığı andan itibaren sonsuza kadar sever."
SEVGİLİLER GÜNÜ BİR TUZAKTIR
Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman ise Sevgililer Günü'nü şu şekilde değerlendiriyor; "Sevgililer Günü, şu günü, bu günü gibi günlerin hepsi birer tuzaktır. Kapitalist sistem her şeyi olduğu gibi sevgilerimizi de harcıyor ve o sevgilerden kendisine yine devasa imkanlar, pazarlar ortaya çıkarıyor. Bunlar birer pazarlama taktiğidir ve maalesef tutmaktadır. Harcıyorlar sevgilerimizi. İslam buna karşıdır. Hıristiyan adeti olması sebebiyle biz karşıyız, yapımıza ters düştüğü için biz karşıyız, değerlerimize karşı olduğu için biz karşıyız ve elbette dinimize karşı olduğu için biz karşıyız. Ve insanlarımız arasında yayılmaması için gerçekleri anlatmak zorundayız. Duyarlı medya burada çok önemli bir unsurdur."
MUSTAFA R. ÖZGÜR / Vakit