SEÇİM SONUÇLARI HAYIRLI OLSUN
Türkiye çok tartışmalı geçen bir seçim sürecini daha geride bıraktı. Parlamentoya dört parti girdi. Bu sonuçların memleketimiz ve ülkemiz için hayırlı olması için dua edelim.
Oran bakımında seçmenin yüzde 96sı mecliste temsil edilecek. Yüzde 10 barajının uygulamaya başlandığından beri seçmenin mecliste temsilyetinin en yüksek olduğu bir meclis oluştu. Bu açıdan güzel bir sonuç!..
Seçim sürecinde hep; HDP barajı aşacak mı, aşmayacak mı? konusu tartışıldı. Çoğu kimse HDPnin barajı aşması demek, koalisyon demek olduğunu akletmedi. Özellikle AK Partiye kırgınlığı olan seçmen partiye ders vermek istedi. Ama onlar da ortaya çıkan bu tablodan çok memnun olduklarını sanmıyorum. Özellikle doğu bölgelerinde çoğu kimseler HDPnin barajı aşmasını istiyorlardı. Birçok HDP seçmeni bile ortaya çıkan koalisyon tablosunu istemiyor. Onlar kendilerini mecliste temsil edilmesini istiyorlardı. Ama aynı şekilde istikrarında sürmesini istiyorlardı. Ortaya çıkan 4 parçalı meclis yapısından istikrarlı bir hükümetin çıkmasını temenni ediyorum. Aynı şekilde devam eden barış sürecine de sahip çıkılsın. Bu ülkede bir daha kan ve gözyaşına müsaade edilmemeli
Gelelim seçim sonuçlarının AK Parti açısından değerlendiremeye
AK Parti yaptığı onca güzel icraattan sonra çok küçük yanlışlarla seçmeni kırdı. Ben bunu kısaca şöyle tarif ediyorum: İhlâs gitti iflas geldi
Teşkilatlar, adaylar ve hatta partide çaycılık yapanları bile ihlasla yaptıkları işleri bırakarak ne oldum delisi oldular. Halka tepeden baktılar. Samimiyet ve ihlası kaybettiler. Partiye selam verenlerin ertesi gün kolundaki saati bile değiştirmesi insanlarda önyargı oluşturdu. Dava için yola çıkanlar partiyi kullanarak devasa zenginliklere kavuştular. Adam kayırmacılığı yaptılar. Partide ihlasla ve samimiyetle dava için çalışan partililer kendilerini dışlanmış hissetiler ve çalışmayı nadasa bıraktılar.
Genel merkezde bazıları adam kayırmaya başladı. Tepeden inme yaptılar
Ben yaptım oldu dediler. Gençlik ve aile ile ilgilenmediler. Her şeyi ekonomiden ibaret sandılar. Ama zenginleşen toplum şükrü ve sabrı unuttu. Lüks yaşam hayatın bir parçası haline gelince kanaat etmek denen en büyük zenginliği kaybettik. Toplum olarak kredilere battık. Vatandaş en lüks evi ve arabayı almak için bankalardan faizli krediler çekti. Ahlak ve Namus kavramları anlamsızlaştı. Dindar halk artık LGBTyi bile normal görür hale geldi.
Bir de belediyeler ayağı var bu işin. Hep kol kırılır yen içinde kalır denilerek üzerine gidilmedi. Milli görüş çizgisini bu ülkede iktidar yapan belediyeler oldu. Tayyip Erdoğanı bugünkü konuma getiren İstanbul Belediye Başkanlığında yaptıklarıdır. Aslan düştüğü yerden kalkar, ama bu kez aslan kalktığı yerden düşecek.
Belediyelerin hali içler acısı. Vatandaş şikâyet ediyor. Çözüm görmeyince isyan ediyor.
AK Parti ile ilgili değerlendirmelerim kısa kısa oldu. Zira detaylı tespiti parti organları yapmalı. Ve ona göre adım atmalı. Teşkilatları derhal yenilemeli. Samimi ve dürüst olmayanlar pasifize edilmeli. Bunların hiç birisinin partiye artısı olmamıştır. Daha çok zarar vermişlerdir. Bu seçimde AK Parti yüzde 41 oy almışsa bu Erdoğana ve şahsında sembolleşen İslami liderliğine verilmiştir. Teşkilatlara bakan hiçbir vatandaş selam dahi vermek istememektedir. Ama bu davaya ihanet edip ceplerini doldurmaya çalışanlar, koltuklarını korumaya çalışanları ve ihale avcılığı yapanlara Allahın KAHHAR sıfatını hatırlatırım.
Seçim sonuçlarına gelince bu seçimin tek galibi HDPdir. Sonuna kadar zaferini kutlaması doğaldır. (Tabi, gece yarıları çocukları bile uyutmayacak kadar tatsızlık çıkarmadan) benim anlamadığım CHP ve MHP neyin zaferini kutluyorlar?
İstanbulda HDPden daha az oy alan MHP neyin zaferini kutlar?
37 ilde vekil çıkaramayan sadece 12 ilde birinci olan, bir önceki seçimde çıkardığı vekil sayısına ulaşmayan CHP neyin zaferini kutlar acaba?
Son olarak İsraile, Sisiye, ABye, ABDye kutlama yaptırıp, Filistine, Mursiye, Arakana ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümana yas tutturan barajı aşan HDP değildir. AK Partili gibi görünüp pis işler yapan AKPlilerdir.
Umutsuz değilim. ama yen içinde bırakılan kolun kangren olmasına da müsaade edemeyiz
Selam ve dua ile