Secdede Nefes Almaya Korkuyoruz Müftü Bey!
Öncelikle hemen hemen herkesin dilinde olan ve medeniyetimizin esin kaynağı olan o hadisi bir kez daha hatırlatarak yazıma başlıyayım: 'Temizlik imandandır' buyrulur bir hadis-i şerifte...
İslamın kutsal mekânları olan Camilerimiz temizlik bakımında en hassas olmamız gereken mekanlardır. Namazları evimizde kıldığımız namazlardan yirmi daha faziletli olan bu mekanlarımız, yukarıda bahsettiğim 'Temizlik imandandır' hadisine ne kadar uygundur?
Camilerimize serdiğimiz çok pahalı ve desenli halılar, duvarlarına işlediğimiz çeşit çeşit işlemeler camilerimizi temizlemiyor. Camilerimizin temizlenmesi için öncelikle kirletmemeliyiz. Sonrasında da kirleri temizlemeliyiz!..
Cami tuvaletlerinin temizliği konusundaki ihmaller ve bu alandaki genel ilgisizlik, her zaman beni rahatsız eden bir meseledir. Ama bir de kullukta zirve nokta, itaatın, saygının, ilâhî sevginin, huşûnun en yüce mertebesi olan secdelerimizde rahat bir nefes alamıyorsak bunun sorumlusu olan müftü Beye sormalıyız; secdede halıların üzerinde birikmiş baktariler yüzünden nefes alamıyoruz. Kazaen aldığımız nefes nefes borumuzu tıkıyor. Bunun temizliği yapılamaz mı? diye sormalıyız.
Ben uzun süredir camilerin hangisinde olursa olsun, secdede nefes almamak için tüm enerjimi harcarım. Ama 2 gün önce ismini vermeyeceğim bir camiide(Çünkü tek o camii değil bir çok camide aynı manzara olduğu için isim vererek o camimizi hedef yapmayalım) secdede kazaen nefes aldım. İnan 2 saat ağız tadım kaçtı ve boğazım yanıyordu.
Acaba müftülük ibadet etme, Allahı anma, eğitim-öğretim, birlik ve dirlik, huzur ve sükun mekanları, Kuran-Kerimde: Ey Ademoğulları! Her mescide gittiğinizde güzel elbiselerinizi giyinin dediği, Allahın evi kabul edilen camilerin temizlenmesi için bir şeyler yapamaz mı?
Mesela son yıllarda İŞ-KUR kapsamında binlerce gencimiz istihdam ediliyor. Bir çocuğu yapılacak iş olmamasına rağmen devlet sosyal projeler kapsamıda işsizliği önleme adına onları işe alıyor. Ama yaptıracağı iş yok!. Müftülük bunlardan yararlanamaz mı? Ve ya devlet bunlara daimi bir temizlikçi kadro tahsis edemez mi?
Biz yıllarca toplumumuzu aydınlatması gereken imamlarımıza cami temizliği yaptırdık. Camlerimiz ilim irfan kapısı olup açık kalması gerekirken, vakit namazları dışında hep kapalı tuttuk.
Ben temizlik için sadece Müftü Bey dedim. Ama burada müftülüğün yapacağı acil eylem planıdır. Devamı için devletin mutlaka camilere kadro tahsis etmelidir. Camiler asıl fonksiyonuna kavuşmalıdır.
Belki o zaman daha rahat nefes alırız!.. ne dersiniz?