SDEden Değişen Küresel Güç Dengeleri ve Türkiye
SDE’den “Değişen Küresel Güç Dengeleri ve Türkiye” konferansı
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen “Değişen Küresel Güç Dengeleri ve Türkiye” konulu konferans gerçekleştirildi. Şanlıurfa’dan da çok sayıda katılımcının olduğu iki gün süren toplantı altı oturum olarak gerçekleşti.
DAVUTOĞLU; BÖLGESEL AKTÖRLERİN POZİSYONLARI DEĞİŞTİ
“Türkiye’nin Değişen Dünya Vizyonu” konulu ilk oturumda şu sorulara cevap arandı: Küresel sistemdeki tarihsel değişimlerin ışığında, bugünkü dünya sisteminde dönüşümü sağlayacak yapısal ekonomi-politik şartlar ne derecede oluşmuştur? Tarihsel perspektiften incelendiğinde, geleceğin dünyasının “nasıl” şekilleneceğini öngörebilir miyiz? Dünyanın askeri-politik merkezi başka bir noktaya mı kayacaktır, yoksa çoğullaşacak mıdır? Muhtemel jeopolitik senaryolara göre, Türkiye’nin dünyadaki konumu ne olacaktır? Bölgesel bir güç, küresel bir bağımsız aktör veya kendi ekseninde yeni bir ağırlık merkezi (kutup) olma senaryolarının gerçekleşme şartları ve şansı nedir?
İlk oturumun açılış konuşmasını SDE Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay gerçekleştirdi. Aktay konuşmasında, güç dengelerinin değişimi, İslam fobisi, din savaşları, küreselleşme konularına değindi. “Hedefimiz Afro-Avrasya’nın merkezinde bulunan bölgesel ve küresel barışı sağlamak doğrultusunda Türkiye’nin etkili hale gelmesi ve elindeki tüm imkanları bu doğrultuda kullanmasıdır.”dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu telekonferans sistemiyle yaptığı konuşmada,”Küresel ölçekli siyasi ve politik dengelerin, bölgesel aktörlerin pozisyonlarının değiştiğini, Bölgesel krizleri yönetemeyen bir küresel düzenin, küresel alanda birçok açmazla karşı karşıya kalması son derece doğal. Şimdi bizim karşımızda, Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere küresel siyasal düzeni yeniden tanımlama ihtiyacı var. Modern dönemde büyük savaşlar sonrasında yapılan düzenlemelerin, yeni düzen arayışlarının, sağlam bir zemin üzerine oturamadığını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Bunun ortaya çıkardığı birçok belirsizlik ortamı söz konusu oldu. Bunu üç ana başlık altında ele alabiliriz. Birincisi, küresel siyasal düzen ve küresel siyasal düzenlemelerde yapılması gerekenler, ikincisi, küresel ekonomik düzen, üçüncüsü, küresel kültürel düzen. Küresel siyasal düzende, yeni, şeffaf, katılımcı ve bütün küresel ve bölgesel aktörlerin ciddi roller üstlendiği yeni bir düzene ihtiyaç var. Küresel ekonomik düzende yine katılımcı, küresel anlamda kuzey-güney geriliminin yumuşatılarak, gelişen ve gelişmekte olan ekonomiler arasındaki uçurumun daraltıldığı daha adil, paylaşımcı bir ekonomik düzene ihtiyaç var. Küresel kültürel düzende ise iç içe etkileşim içinde olan ve artık sadece coğrafi hatlar üzerinde değil, büyük şehirlerin tümünde bir arada yaşayan, değişik dini ve etnik kimliklerin bir arada yaşamasını sağlayacak yeni bir anlayışa ihtiyaç var. Bu üç açıdan bakıldığında Türkiye, son derece önemli bir konumda bulunuyor. Son iki yıl içinde BM Güvenlik Konseyi`ndeki performansına bakıldığında, Türkiye`nin hemen hemen tüm siyasal konularla ilgili çok ciddi roller üstlendiğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin, Kafkaslar, Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya`da yeni bir vizyon geliştirdiğine işaret eden Davutoğlu, Türkiye`nin yakın komşularıyla geliştirdiği sıfır problem ilişkisi doğrudan üst düzey siyasi diyaloglarla sağlanıyor” diye konuştu.
İlk toplantının moderatörlüğünü SDE Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu gerçekleştirdi. Müzakereciler ise Princeton Üniversitesi, Uluslararası Hukuk Bölümü’nden Prof. Dr. Richard Falk ve Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Şahin Alpay oldu.
TÜRKİYE’NİN DEĞİŞEN DÜNYA VİZYONU
“Türkiye’nin Değişen Dünya Vizyonu” konulu ikinci oturumda ise şu sorulara cevap arandı: Küresel sistemdeki tarihsel değişimlerin ışığında, bugünkü dünya sisteminde dönüşümü sağlayacak yapısal ekonomi-politik şartlar ne derecede oluşmuştur? Tarihsel perspektiften incelendiğinde, geleceğin dünyasının “nasıl” şekilleneceğini öngörebilir miyiz? Dünyanın askeri-politik merkezi başka bir noktaya mı kayacaktır, yoksa çoğullaşacak mıdır? Muhtemel jeopolitik senaryolara göre, Türkiye’nin dünyadaki konumu ne olacaktır? Bölgesel bir güç, küresel bir bağımsız aktör veya kendi ekseninde yeni bir ağırlık merkezi (kutup) olma senaryolarının gerçekleşme şartları ve şansı nedir? İkinci oturumun konuşmacısı Wisconsin Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Kemal Karpat oldu. Karpat Türkiye tarihinde önemli, demokratik gelişmemize katkı sağlamış önemli noktalara değindi. Karpat’ın konuşmasının ardından SDE Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Büyükelçi (E) Nüzhet Kandemir oturumun moderatörlüğünü gerçekleştirdi. Bu oturumun müzakerecileri ise USAK Başkanı Büyükelçi (E) Özdem Sanberk, RAND Corporation Avrupa Güvenliği bölümünden Stephen Larrabee oldu.
AB - TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE SORUNLAR VE FIRSATLAR
“AB - Türkiye İlişkilerinde Sorunlar ve Fırsatlar” konulu 3. oturumda şu sorulara cevap arandı: Türkiye-AB ilişkileri nasıl ve hangi vizyonla yeniden daha sağlıklı ve gerçekçi bir perspektife oturtulabilir? Ekonomisi güçlenen, dış politikası çeşitlenen ve kendisine güven duygusu artan bir Türkiye, belirsizliklerle dolu AB sürecine olan bağlılığını ne kadar sürdürebilir? Türkiye-AB ilişkileri yeniden nasıl güçlendirilebilir?
Bu oturumun konuşmacısı Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi Başdanışmanı Joost Lagendjik oldu. ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev’in moderatörlüğünü gerçekleştirdiği oturumun müzakerecileri ise Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Fuat Keyman, California Üniversitesi, Hukuk Bölümü’nden Prof. Dr. Hilal Elver, La Trobe Üniversitesi, Diyalog Merkezi’nden Dr. Michalis Michael oldu.
İKÖ – İSLAM DÜNYASI VE TÜRKİYE
Uluslararası konferansın ikinci gününün ilk oturumunda (4. Oturum) “İKÖ – İslam Dünyası ve Türkiye” ilişkileri tartışıldı. Bu oturumda şu sorulara cevap arandı: . İKÖ yeni uluslararası ilişkilerde bu aktif rolünü daha güçlü bir temsil organı olarak sürdürebilecek midir? Geleceğin dünyasında İKÖ’nün rolü ne olabilir? Medeniyetler ittifakı tezlerinin daha fazla konuşulduğu bir dönemde İKÖ’nün Doğu-Batı yakınlaşmasındaki rolü ne olabilir? Bu çerçevede, İKÖ içinde Türkiye’nin rolü ne olabilir? Günün açılış konuşmasını SDE Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Köni gerçekleştirdi. “İKÖ – İslam Dünyası ve Türkiye” başlıklı oturumun konuşmacıları Leeds Üniversitesi, Sosyal Siyaset ve Sosyoloji Bölümü’nden Salman Sayyid ve El-Shorouk Gazetesi’nden M. Fahmy Howeidy oldu. Bu oturumun moderatörlüğünü SDE Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay gerçekleştirirken, oturumun müzakerecileri, Suriye Büyükelçiliği Siyasi İşler Müşaviri Dr. Muhammed Velid Rıdvan, El Ahram Siyasi ve Stratejik Çalışmalar Merkezi’nden Dr. Hassan Abou Taleb, TC Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr. Kenan Gürsoy ve Arap Birliği’nden Büyükelçi Mohamed El Fatah Naciri oldu.
DEMOKRASİ VE SAVAŞ ARASINDA KÜRESEL GÜVENLİK SORUNLARI
Uluslararası konferansın beşinci oturumunda “Demokrasi ve Savaş Arasında Küresel Güvenlik Sorunları” değerlendirildi. Bu oturumda genel olarak Türkiye-AB ilişkileri nasıl ve hangi vizyonla yeniden daha sağlıklı ve gerçekçi bir perspektife oturtulabilir, sorusunun cevabı arandı. Oturumun konuşmacıları Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler ve Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Karaosmanoğlu oldu. “Demokrasi ve Savaş Arasında Küresel Güvenlik Sorunları” başlıklı oturumun moderatörlüğünü SDE Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Köni gerçekleştirirken, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. İlter Turan, ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. İhsan Dağı ve IMPACT Dijital Ekonomi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Michaela Ulieru oturumun müzakerecileri oldular.
KRİZLERE RAĞMEN GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK
“Krizlere Rağmen Gelişmeyi Sürdürmek” başlıklı altıncı oturumda ise şu sorulara cevap arandı: Krize yol açan sebep liberal ekonomik sistemin doğasından mı kaynaklanmaktadır, yoksa piyasa aktörlerinin yanlış ve sorumsuz davranışlarının mı bir sonucudur? Eğer sorun sistemde değil de aktörlerde ve kurumlarda ise, bunların yapısı ve davranışı nasıl düzenlenmelidir? Aşırı küreselleşmiş bir ekonomi yönetiminde istikrar sağlayacak politik tercihler nelerdir? Türkiye’nin de içinde yer aldığı yükselen piyasa ekonomileri, istikrarlı bir büyüme ve sürdürülebilir kalkınma politikaları için diğer ülkelere ne kadar örnek oluşturabilir? Yakın ve orta vadede Türkiye ekonomisinin istikrar içinde büyüme ve gelişme potansiyeli nedir? Bu oturumun ilk konuşmasını TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Erdem Başçı gerçekleştirdi. “Krizlere Rağmen Gelişmeyi Sürdürmek” başlıklı oturumun moderatörlüğünü Marmara Üniversitesi, İşletme Bölümünden Prof. Dr. Burak Arzova yaparken, müzakereciler SDE Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. Yaşar Akgün, Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, Hak-İş Başkan Danışmanı Dr. Osman Yıldız, Maine Farmington Üniversitesi’nden Prof. Dr. Shahrokh Waleck Dalpour ve TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül oldular. Konuşmaların ardından soru cevap kısmı ile “Değişen Küresel Güç Dengeleri Ve Türkiye” başlıklı uluslararası konferans “Sonuç bildirisi “ son buldu.
Konferansı değerlendiren Şanlıurfalı katılımcılardan Eğitimci/Yazar Erkan Sözen; “İki gün süren konferanstan çok yararlandıklarını; Değişen küresel güç dengelerinde, Türkiye’nin bölgesinde lider ülke olarak yer aldığına inandım, ufkumuz genişledi” dedi.