SAHABEDEKİ NEZAKET

SAHABEDEKİ NEZAKET

Hz. Peygamber'in (s.a.v) amcası Hz. Abbas b. Abdulmuttalib'e soruldu: "Sen mi büyüksün yoksa Rasulüllah mı büyük?" Hz. Abbas bir an düşündü ve: "O benden büyüktür, ama ben Ondan önce dünyaya geldim" dedi. Bir rivayete göre Rasulüllah  (s.a.v) büyük sahabi Sad b. Muaz el-Ensari'ye latife olsun diye: "Ya S'ad, Ben mi büyüğüm yoksa sen mi?" diye sormuş. S'ad (r.a): "Ya Rasulallah, Sen benden büyüksün, ancak ben senden daha yaşlıyım" diye cevap vermişti. S'ad, Rasulüllah'ın yanında zahiri bir büyüklüğü kendisine uygun görmemiştir.  Edeb ve terbiyenin böylesi, nezaket ve kibarlığın, saygı ve hürmetin bu derecesi ancak sahabede olabilir.

Rasulüllah (s.a.v) Medine'ye hicret ettiği zaman S'ad b. Muaz Yetmiş yaşlarındaydı. Fakat bir delikanlı kadar zinde ve dinçti. Ev ev, köşe bucak dolaşıp: "Ey İnsanlar! Siz Hala sizi cennete davet eden Peygamber'le tanışmadınız mı?" diye sorarmış. Hz. S'ad b. Muaz Hendek savaşında yaralandığında 75 yaşındaydı. O yaradan sonra iyileşmedi ve vefat etti.

Bir gün bir kabile reisi Rasulüllah'a (s.a.v)  çok süslü bir kürk hediye etmişti. Rasulüllah kürkü giyerek minbere çıktı ve bir konuşma yaptı.

Minberden inince de sahabiler etrafını sardılar ve elleriyle dokunarak: "Ne kadar güzel bir kürk bu! Hayırlı olsun Ya Rasulellah" dediler. Rasulüllah (s.a.v): "Bunu çok mu beğendiniz?" buyurdu. Ashap hep bir ağızdan: "Evet çok güzel, sana çok yakıştı Ya Rasulellah" dediler. Rasulüllah (s.a.v): "Vallahi S'ad b. Muaz'ın cenneteki mendilleri bu kürkümden daha güzeldir." dedi ve çıkarıp, padişahların giydiği bu kürkü azatlı kölesi Zeyd'in oğlu Usame'ye verdi.

Rasulüllah (s.a.v) bu hadisiyle iki Önemli şeye dikkatlerimizi çekiyor: Birisi, cennetin atılan mendilleri vizon kürklerden daha üstündür. Yani baki mal, fani olan malla kıyaslanamayacak seviyededir. İkincisi, de büyüklük, efendilik ve takva güzel elbiselerle ölçülemez.

Hz. Ömer'in bulunduğu bir mecliste adamın biri yellenmişti. Bir anda çok kötü ve oturanları rahatsız edici bir koku her tarafa yayılmıştı. Haksızlığa, zulme ve laübaliliğe asla rıza gösteremeyen ve olaylara karşı çabuk tepki gösteren Hz. Ömer: "Bunu kim yaptıysa kalksın ve gitsin abdestini alsın," dedi. Fakat kimseden ses çıkmadı. Orada bulunan Cerir b. Abdillah Hz. Ömer'e dönerek: "Ya Emire'l-Müminin, hepimiz abdest alsak daha iyi olmaz mı?" deyince Hz.Ömer çok sevinmiş ve bir önceki hiddetli tavrından utanmıştı. Sonra: "Ey Cerir Vallahi cahiliye döneminde de kibar bir beyefendiydin, Müslüman oldun yine kibar bir beyefendisin" diyerek memnuniyetini belirtmişti.

Hz. Ali'yi sevmeyen bir adam yanına geliyor ve onu aşırı derecede övmeye başlıyor. Adam sözlerini bitirdikten sonra Hz. Ali diyor ki: "Ben senin dediğin gibi değilim. Ama benim hakkımda düşündüklerinden de üstünüm"