Risale-i Nurlar Yasaklanıyor mu?

Risale-i Nurlar Yasaklanıyor mu?

Yeni Asya ve Zaman gazetelerinin manşetlerine bakarsanız Risale-i Nurların basım ve yayımı devlet tarafından durdurulmuş durumdadır. Önce Türkiye çapında binlerle ifade edilecek kadar az sayıda gazete basan Yeni Asya gazetesinin sözde başyazarı Kazım Güleçyüz bir yazı yazdı.  O yazının özetine göre “Risale-i Nurların devlet tarafından basılması ve hele Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınması bir Kemalizm projesi olup asıl hedef Risale-i Nurların yasaklanmasıdır

Ardından, ittifak edecekleri alanlar son derece sınırlı olduğu halde Tayyib ERDOĞAN’a düşmanlık konusunda Yeni Asya ile müttefik olan Zaman gazetesi kalkıp benzer manşetler atmaya başladı. Amaç hükümetin Risale-i Nur düşmanı, dolayısıyla kendilerinin düşmanı olduğunu ispat etmeye çalışmaktı. Eskiden çok uzak durdukları halde şimdilerde kendileri de Risale-i Nur talebeleri oldular ya! Bu yüzden iki gazete paralel manşetler atıyorlar.

Bu manşetler ve haberler üzerine Üstda Bediüzzaman’ın talebeleri ve varisleri olan ağabeylerin sözcüsü Said YÜCe bir açıklama yaptı. Açıklama bir şamar gibi o maksatlı haberleri yapanların yüzüne çarptı.

Risale basan yayınevi sayısını 26 olarak ifade eden Yüce, bunlardan bazılarının Bediüzzaman’ın izni dışında eserleri sadeleştirip tahrif ettiklerini, bunun üzerine Üstadın vâris ve talebelerinin yasal süreç başlattıklarını belirterek şunları söyledi:

“Risale-i Nur’un basımının durdurulması söz konusu değil. Bediüzzaman’ın, eserlerinin orijinaline bağlı kalınması gibi bir isteği var. Onun tayin ettiği ve eserleri basmaya tek yetkili olan vârisleri Kültür Bakanlığı nezdinde yasal girişimde bulunmuş. Bakanlık bu başvuru üzerine bir süreç işletiyor. Yasal düzenleme yapılması ve eserlerin korunması için bu sürecin beklenmesi gerekiyor. Bir-iki hafta içinde sonuçlanacağını düşünüyoruz. Diyanet de Risale-i Nur’un basımına devam edecek. Başbakanın bu konudaki tavrı çok nettir. Hükümet Risalelerin serbestçe basılmasından yanadır. Başbakan’ın, İşaratül-İcaz’ın Diyanet tarafından basılması konusundaki gayretleri ortadadır.” (Sabah, 9.4.13)

Anlaşılıyor ki, Risale-i Nur üzerinden ticaret yapanlar, bastırdıkları Risaleler için yeni bandrol alamamışlar. Öfkeleri bu yüzdendir. Said Yüce’nin de ifade ettiği gibi asıl maksat Risale-i Nurları “Sadeleştireceğiz” diyerek tahrif edenleri durdurmaktır.

Çünkü Risale-i Nurların sadeleştirilmesi, alî bir üsluba sahip olan Risale-i Nur’a karşı yapılacak en büyük bir hıyanettir. Said Özdemir ağabeyin anlattığına bakılırsa Bediüzzaman’ın talebelerinden birisi (Ahmet Feyzi Ağabey) Gençlik Rehberi’ni sadeleştirip Üstadına göstermiş. Üstad önce kitabı biraz okumuş. Ardından o talebesini çağırmış ve “Bak kardaşım, sen burada böyle demişsin; hâlbuki ben böyle demek istememişim.” diyerek kitabın hatalarla dolu olduğunu söyledikten sonra şöyle demiş: “Bak kardaşım, Risale-i Nur’un üslubu alîdir. Vallahi benim dahi öyle bir üslub-u aliyi değiştirmeye yetkim yoktur. Kardaşım, sen bu kitabın üzerine kendi ismini yaz

Hakikaten Risale-i Nurları sadeleştirenler, eğer zerre kadar müellife ve Risale-i Nur’a saygıları olsaydı, onun varisleri ve yayın hakkını elinde bulunduran ağabeyleri dinlerlerdi. Bediüzzaman’ın “İslam Kahramanı” dediği Adnan Menderes’ten üç isteği vardı. Birisi ezanın Arapça aslına çevrilmiş olmasıydı. Onu yaptılar. Diğeri de Risale-i Nurların Diyanet eliyle bastırılıp dağıtılmasıydı. Üçüncüsü de Ayasofya’nın tekrar ibadete açılmasıydı. Başbakan Tayyip Erdoğan Üstad Bediüzzaman’ın ikinci vasiyetini yerine getirmiş oldu ve Risale-i Nurlar Diyanet eliyle basılmaya devam ediyor. Bu olumlu hizmeti görmezlikten gelip “Bu girişim, Risale-i Nurları yasaklamak için Kemalizmin yeni bir projedir” demek, siyasi kıskançlık krizinden başka bir şey değildir. İnşallah Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması da Tayyib ERDOĞAN’a nasip olur. Çünkü Jakoben Laiklere, dinin yükselişini hazmedemeyen teröristlere, hayatları döneklikle geçen sözde entelektüel demokratlara, yarım aydınlara ve tüm Batı’ya bir “VAN MUNİT” çekme zamanı gelmiştir.