REFERANDUMDA TERÖR ÖRGÜTLERİNİN YANINDA YER ALMAK

REFERANDUMDA TERÖR ÖRGÜTLERİNİN YANINDA YER ALMAK

 

Önce Sayın Başbakan Binali YILDIRIM söyledi; dedi ki: “Vatandaş, hangi tercihini yapacaksa gidip yapacak. Terör örgütlerinin 'hayır' dediği yerde benim vatandaşlarım aynı safta olmayacaktır.” ardından Sayın Cumhurbaşkanı aynı manada benzer sözler söyledi. Bu sözler üzerine başta siyasî muhalefet partileri olmak üzere onların yandaşları olan sivil muhalefet feryadı bastılar. “Vay efendim, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ‘Hayır’ diyecek olanları terörist kabul ediyor. Bu referandum sağlıklı olmayacak, bu gidişle” dediler.

Oysa Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın söyledikleri son derece açık ve net… Demek istiyorlar ki: “Ey milletine ve vatanına bağlı olan vatandaşlarım! Sizler Hayırcı olan FETÖ, DAEŞ, DHKPC ve PKK gibi terör örgütlerinin yanında yer almayın. Onlar referandumda neden hayır dediklerini çok iyi biliyorlar. Çünkü onlar bu ülkenin gelişmesini değil parçalanmasını istiyorlar. Onlar sadece bu anayasa değişikliğine değil, yeni köprülere, yeni yollara, yeni Üniversite binalarına ve yeni havaalanlarına da hayır diyorlar. Ve onların başını çeken ana muhalefet, bütün büyük projelerin iptali için Anayasa mahkemesine her zaman başvurmadı mı? İşte memleketin gelişmesini, refahın yükselmesini ve özgürlüklerin artmasını istiyorsanız, teröristlerin yanında yer almamalısınız. Bir daha 15 Temmuz gibi felaketlerin yaşanmasını istemiyorsanız, bir daha doğu ve güneydoğudaki kentlerimizin etrafında hendeklerin kazılmasını istemiyorsanız, teröre ve terör örgütlerine son darbenin vurulmasını istiyorsanız, FETÖ, PKK ve DAEŞ gibi hayırcıların yanında yer almamalısınız. Bir kendinize bakın, bir de onlara… Onların yanında yer almak size yakışır mı?

Bu dolaylı anlatımın bir türüdür. Hatırlayın, Müslim’in sahihinde yer alan bir hadiste Resul-i Ekrem (s), (إن بين الرجل وبين الكفر ترك الصلاة) “Kişi ile küfür arasında namazın terki vardır” buyurmuştur. Hadisten ilk anlaşılan mana, “Namazı terk eden bir kişi İslam’ın sınırından çıkmış ve küfrün dairesine girmiştir” şeklindedir. Hatta bu hadise dayanarak namaz kılmayan kimselerin kâfir sayılacağını ve öldürülmeleri gerektiğini söyleyen âlimler olmuştur. İmam Ahmed b. Hanbel bu âlimlerden birisidir.

Oysa cümhur-u ulemaya göre namazı terk eden kişi dinden çıkmaz ve kâfir sayılmaz. Çünkü Resul-i Ekrem (s) dolaylı bir anlatımla şunu demek istiyor: “Ey müminler! Ancak kâfirler namaz kılmaz, namazı terk etmek size asla yakışmaz. Sakın namazı terk ederek kâfirlere benzemeye çalışmayın!

Bu şekildeki dolaylı anlatımların misalleri çoktur.