Rasulullah'ın Kumandanı (III)

Rasulullah'ın Kumandanı (III)

Abdurrahman b. 'Avf (r.a) Hicretin 6. senesinde, Rasulullah efendimiz (s.a.v) tarafından Kelb kabilesini İslâma da'vet etmek için Dûmet-ül-Cendel'e gönderilen 700 kişilik orduya, kumandan tayin edilmişti. Dûmet-ül-Cendel, Tebuk şehrinin yakınında olup büyük bir panayır ve ticaret merkezi idi. Rasulullah efendimiz (s.a.v) Abdurrahman b. 'Avf'ı yanına çağırıp: "Hazırlan Ey Abdurrahman; seni bugün veya yarın sabah askerî birliğin başında göreceğim inşaallah" dedi.

Sabah namazını mescid-i Nebevide kıldıktan sonra, Peygamber efendimiz (s.a.v) onun Dûmet-ül-Cendel'e hareket etmesini ve oranın halkını İslâmiyete da'vet etmesini emir buyurdu. Dûmet-ül-Cendel'e gidecek ordu, seher vakti Medine dışındaki Cürüf denilen mevkide toplandı. Peygamber efendimiz (s.a.v) Abdurrahman b. 'Avf'ın geride kaldığını görünce: "Neden arkadaşlarından geri kaldın Ey Abdurrahman?" dedi. Abdurrahman ise: "Yolculuk elbisem üzerimdedir En son görüşmemin ve konuşmamın sizinle olmasını istedim Ya Rasulallah" dedi.

Abdurrahman b. 'Avf (r.a) başına siyah pamuklu ve kalın bezden, gelişi güzel bir bez sarmıştı. Peygamber efendimiz, onun sarığını eliyle çözüp, sarığın ucunu iki omzunun ortasından sarkıtarak bağladı ve: "Ey İbni Avf! İşte sarığını böyle sar" buyurdu. Daha sonra eline bir sancak vererek şöyle dedi:

 "Ey İbni Avf! Allah'ın adıyla, O'nun yolunda cihâd et ve Allah'ı inkâr edenlerle çarpış. Zulüm ve taşkınlık yapma. Allahın emri dairesinde hareket et. Çocukları öldürme. Eğer o belde ahâlisi senin da'vetine icâbet ederlerse, o kabîlenin reîsinin kızıyla evlen."

 Abdurrahman b. 'Avf, emrine verilen 700 kişilik orduyla birlikte hareket ederek, Dûmet-ül-Cendel'e ulaştı. Kelb kabilesini, tatlı bir üslûpla İslâma da'vet etti. Üç gün orada kaldıktan sonra, Kelb kabilesinin reisi Esbağ b. 'Amr ve kavminin büyük bir kısmı Müslüman olup Hıristiyanlığı terkettiler. Bir kısmı da Hıristiyan olarak kalıp cizye vermeye razı oldular. Abdurrahman b. 'Avf, Müslüman olan Esbağ'ın kızı Tümadır ile evlendi. Tümadır Onunla birlikte Medine'ye geldi. Tümadır, Abdurrahman b. 'Avf'ın oğlu Ebû Seleme'nin annesidir. Ebû Seleme ise Medine'nin yedi büyük fıkıh âlimlerinden biridir.

Hz. Ömer'in (r.a) halifeliği zamanında bir ticaret kervanı gelip geceleyin Medine'nin dışına yerleşti. Yorgunluktan dolayı hemen uyudular. Halife Ömer, şehri dolaşırken bunları gördü. Abdurrahman b. 'Avf'ın evine gelip: "Ey Abdurrahman, Bu gece bir kervan gelmiş; Medine'nin dışına yerleşmişler. Sanırım hepsi kâfirdir. Fakat bize yabancı olanların ve yolcuların bu adamları soymasından korkuyorum. Gel bunları koruyalım" dedi.

Halife Ömer (r.a) ve arkadaşı Abdurrahman b. Avf sabaha kadar o adamalara bekçilik yaptılar. Sabah olunca mescide gittiler. Ancak onların içinden bir genç uyumamıştı; onları takip etmeye başladı. Arkalarından gitti; soruşturup kendilerine bekçilik yapan şahısların halife Ömer ve yardımcısı olduğunu öğrendi. Gelip durumu arkadaşlarına anlattı. Roma ve İran ordularını perişan eden, binlerce şehri ele geçiren, adaleti ile meşhur yüce halifenin bu merhamet ve şefkatini görerek İslâmiyet'in hak din olduğunu anladılar ve Müslüman oldular.

 Abdurrahman b. 'Avf hazretleri, fazilet ve kemal sahibi bir insandı. Kalbi Allah korkusu, Rasulullah'ın sevgisi, doğruluk, iffet, merhamet ve şefkat ile doluydu. Allah yolunda malını dağıtmaktan zevk alırdı. Eshâb-ı kiramın en zenginlerinden olduğu hâlde, mala karşı en ufak bir sevgisi yoktu. Her zaman âhireti dünyaya tercih ederdi. En büyük arzusu, dinîn emirlerine eksiksiz uyabilmekti.

Ne mutlu Ona ve Onun gibi Resul-i Kibriyanın yolunda yürüyenlere!