Ramazan Geldi, Haydi Eğlenceye!

Ramazan Geldi, Haydi Eğlenceye!

Ramazan senenin 12 aylarından bir ay’ın ismi olan ve bu ayın tamamında oruç tutulması farz olan bir aydır. Bu Kur’an-ı Kerim’in Kati nassı ile sabittir. Ayetlerde:

“Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı Umulur ki korunursunuz.” (Bakara 83)
  “Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı)
.  Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder.  (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara 184)

  Ramazan ay’ı Yüce Allah tarafından seçilmiş kutsal bir ay’dır. Bu ay’da Müslümanların çok daha dikkatli olmaları, tevbe istiğfar etmeleri ve ibadetlerini fazlalaştırarak huşu ile yapmaları lazımdır.

  Bu Ay’ın içinde LeyletülKadr denen bir gece var ki Yüce Allah bu gece hakkında;

“1 — Doğrusu Biz, onu Kadr gecesinde indirdik
2 — Kadr gecesinin ne olduğunu bilir misin sen?
3 — Kadr gecesi; bin aydan daha hayırlıdır
4 — Melekler ve Rûh, o gece Rab’larının izniyle her iş için iner de iner
5 — O, tanyeri ağarıncaya kadar bir selâmettirdiye buyurmuştur.

  İşte ramazan içinde böyle bir gece olan bir aydır. Her şeyden önce Müslümanlar için günahlardan arınmak ve pişman olduğunu yaratıcıya bildirmek için bir fırsattır. 11 ay boyunca yapılan hata, günah ve kusurların affı için yaratıcıya sığınmak ve günahlardan kaçınmak için…

 

  Ancak son yıllarda gittikçe bakıyoruz ki; ramazan ay’ı nefisleri terbiye etmekten çok; israf etmek, yemek içmek ve eğlenmek/eğlenceler tertip etmek ay’ı haline getirilmiştir. Özellikle belediyelerin kurduğu ramazan ve iftar çadırlarında müzikal eğlenceler, ramazan ve oruç ayına yakışmayacak oyun ve tiyatrolar düzenlenmektedir.

  İsrafın ve aşırı tüketimin haddi hesabı yok. “Körler ve sağırlar birbirini ağırlar” misali zenginler birbirlerini ağırlıyorlar. Fakirlerin davet edilmesi gereken sofralara daha çok zenginler oturuyor diyebiliriz.

Gösterişli iftar programları, sınıf/konum ve itibar esasına dayalı ihtişamlı davetler, Ramazanı yanlış bir şekilde bir çeşit eğlence, karnaval ve festival havasına sokan program ve tertipler giderek artmaya ve ramazan-ı şerife has bir özellik olduğu algısı ve yaygınlığı yaygınlaşmıştır. Bazı yerlerde İftar sofraları israf sofralarına dönüşmektedir. Son yıllarda özellikle büyükşehirlerde beş yıldızlı otellerde ve gerekse değişik mekânlarda hazırlanan iftar sofraları, kendi içinde israfı ve gösterişi açıkça barındırmaktadır.

  Yukarı da da belirttiğimiz gibi –özellikle- bu ayın özüne yakışmayan iki husus var ki bunlar çok önemli -israf ve eğlence programları- bu iki husus bu kutsal ayın özüne, maneviyatına ve amacına uygun değildir. Verilmek istenen mesajın anlaşılmasına engel olmaktadır.

  Belediyeler ve diğer kurumlar kendilerine başka aktivite bulsunlar, reklamlarını yapmak için başka yollara başvursunlar. Müslümanların kutsal ay’ı olan oruç ay’ından ellerini çeksinler ve ‘Ramazan şenlikleri’ adı altında zayıf Müslümanların manevi duygularından faydalanarak kendilerine rant ve reklam elde etmesinler.

Şarkılı ve dansözlü eğlencelerle Ramazan şenlikleri yapmak, tertiplemek soytarılıktan ve hatta küfürden başka bir şey değildir.

Uzun sözün kısası; bu ay içerisinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’nin bulunduğu ve Kur’an Ayet’lerinin indirilmeye başlandığı Mübarek Ramazan-ı Şerif Ayı’dır. Bu ay israf ve eğlence ayı değildir…