Rabiadaki 4 Parmak (...)

Günlerdir Şanlıurfanın eski valilik binasının yerindeki meydanın isminin neden Rabia olduğu tartışılıyor..
Aslında meydan ismi aylardır tartışılıyor. Urfadaki birçok STK özellikle Rabia olması için kampanya yürüttü. Sonunda Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Meclisi kamuoyunun bu beklentisi doğrultusunda o meydana Rabia ismini verdi.
Tartışmanın asıl nedeni Topçu Meydanı isminin neden oraya verilmediği tartışmasıdır. Oysa Topçu Meydanıda olduğu yerde duruyor. Sadece Valilik binası yerinde yapılan meydana Rabia meydanı denilmiş. Kaldı ki bunu Belediye Meclisi, 103 tane Sivil toplum kuruluşu talepleri doğrultusunda meclisten geçirmiştir.
Peki, eleştirilerin nedeni nedir?
Eğer demokrasi deniliyorsa; bu memlekette sadece bu isme itiraz edenler yok! Halkın çoğunluğu bunu istemiştir ve destekliyor. Mecliste bu isteği yerine getirmiş. Burada yoğun talepleri halkın lehinde bir kararla destekleyen BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİNİ TAKDİR etmek lazım!..
Eleştiri yapanların, cazgır azınlığın En önemli gerekçesi; Rabianın Urfayla ne alakası var. Bu meydanla ne alakası var! Bu meydan Şanlıurfanın kurtuluşunu simgeliyor diyorlar..
Urfayı, kim kimden ne için kurtardı? Urfayı kurtaranlar din iman ve memleket için savaştı. Yerli SİSİler türesin diye değil!..
Bugün burada Rabia zihniyetine karşı olanlar aslında Urfayı kurtaran zihniyete de karşıydılar. Sadece Sûret-i haktan görünmek için; Burası bizim dedelerimizin, Urfa Kurtuluş savaşında verdiği büyük ve kutsal mücadeleden dolayı, Topçu Meydanı olarak anılmaktadır demektedirler
Aslında bu tartışmaların püf noktası insanın durduğu noktayla alakalı!.. Kim nerede duruyor ve neyi savunuyor. Biz ümmet bilinciyle ve dedelerimizin verdiği kutsal kurtuluş savaşı desturuyla hareket ediyoruz. Kurtuluş savaşını putlaştırmadan putçulara karşı duruşumuza devam edeceğiz.
Ama birileri dedelerinin uğruna şehit olduğu kutsal davayı görmemezlikten gelerek ve ya şehrin sınırlarına hapsederek; Araptan, Kürtten, Mısırlıdan, Suriyeliden ve ya Filistinliden bana ne diyorsa onların bu isme karşı çıkmalarını tabi karşılıyorum.
Son zamanlarda yazılarımda hikâyeye yer vermem alışkanlık yaptı. Bakış açılarını özetleyen çok güzel bir hikâyeye buradan yer vermek istiyorum. Aslında bu hikaye buradaki tartışmalarımızda da ve insanların bakış açılarını özetleyen anlamlı bir hikaye!..
Bir kış günü; aralarında matematikçi ve fizikçinin de bulunduğu üç bilim adamı bir köylünün evine misafir olurlar. Ev sahibi yakıt almak için dışarı çıkar. Misafirler Bakarlar ki köylünün evindeki soba havada asılı duruyor. Fizikçi odaya, sobaya bakar ve "Köylü böyle yaparak odanın daha çabuk ısınmasını hedeflemiş" der.
Matematikçi odada gezinir, sobayı eller, boruları inceler ve "Adam sobayı en uygun açıda yerleştirmeye çalışmış" der.
Diğeri başka türlü yorumlar yapmış. Uzun uzun tartışmışlar.
Köylü odaya girince de dayanamayıp borunun neden havada asılı kaldığını sormuşlar.
Senaryolarını sıralamışlar.
Köylü, "İlgisi yok. Soba havada Çünkü boru yetmedi" der.
Herkes her yorumda bulunabilir. Bu, onların durduğu yeri, edindiği kültürü ve inancını yansıtır.
Amma!..
Bu tartışmalar toplumun çoğunluğunun taleplerini görmemezlikten gelmek demek olmamalı.
Bunun yukarıda saydığım birçok nedenden dolayı Meclisin verdiği bu kararı destekliyorum. En önemlisi çoğunluğun talebi olduğu için fikren karşı olanların eğer demokrasiye saygıları varsa onlarında desteklemesi lazım.
Cazgırlık yapan azınlığı da verilen karar için saygıya davet ediyorum