PKK Kürtleri Temsil Etmiyor

PKK Kürtleri Temsil Etmiyor

Şahsen Cumhuriyetle birlikte Kürtlerin bu ülkede ezildiğini, haklarının gasp edildiğini, asimile edildiğini, hizmetten mahrum bırakıldığını kabul ediyorum. Hatta geçmiş yıllarda bu konuda birçok yazı da yazdım. Beni uzun zamandan beri takip eden okuyucularım bunu bilirler...

Evet geçmiş yıllarda uzun zaman bu topraklarda Kürt halkına baskı yapılmıştır. Aslında sadece Kürtler değil, tüm etnik kökenler baskı gördü bu ülkede. Dinsel olarak Müslümanların tamamı, etnik olarak da Kürtler çok olduğu için en fazla Kürtler baskı gördü. Şiddete maruz kaldılar. Dilleri ve edebiyatları yasaklandı. Yok sayıldılar. Vs. vs..

Ancak Ak parti hükümeti ile beraber bu sorunların tamamına yakını zaman içerisinde ortadan kaldırıldığını, Kürt halkına değer verildiğini, Kürdistan bölgesine en fazla hizmetlerin ve yatırımların yapıldığını... bizzat yaşayarak, görerek müşahede ediyoruz.. Şu anda Kürtlerin sırf Kürt olduğu için herhangi bir haksızlığa maruz kaldığı tezini kabul etmiyorum. Siyasi çekişmeleri Kürtlere baskı yapılıyormuş gibi gösterenlere de inanmıyorum...

Pkk’nın Kürt halkının temsilcisi olduğunu da kabul etmiyorum, çünkü Kürt halkının büyük çoğunluğu Müslümandır. İslamiyet’i sever. PKK ise Marksist, Sosyalist ve solcu bir çizgidedir. Hakeza onun siyasi uzantısı olan HDP de farklı değildir. Genel anlamda HDP de PKK ile aynı çizgidedir.

Yanlış bilmiyorsam HDP’nin Mevcut 80 milletvekilinden 50 si Kürt bile değil, buna da şöyle diyorlar. HDP sadece Kürtlerin değil, tüm halkların partisidir. Öyleyse neden Müslümanların da partisi değil?

HDP yüzde 13 alarak meclise girdiği halde neden PKK silah bırakmıyor? Kendi devletine, milletine silah sıkanların iyi niyetli olduğundan bahsetmek ihanettir.

Bugün Kürtler, Kürtçe TV, radyo, okul açabiliyor mu evet! Gazete dergi, kitap bastırabiliyor mu evet! Bugün Kürtlerin hangi hakları yok, neden mahrum bırakılıyorlar. Dilleri serbest, ticaretleri serbest, okumaları serbest… Okuyan savcı, hakim, doktor, avukat, vali, kaymakam, emniyet müdürü… Polis, çöpçü! Velhasıl en alt kademeden tutun da en üst kademeye kadar görev alabiliyorlar…

Eğer ülkemde sen Kürt’sün şu olamazsın bu olamazsın denilseydi, ticaret yapıp zengin olamazsın, şu makamda oturamazsın vs.. denilseydi, o zaman baskı var, haklısınız derdim. Ama yok, sizin niyetiniz iyi değil, niyetiniz kötü!!

Kötü olmasaydı dün gece Şanlıurfa balıklıgöl devlet hastanesi önünde bekleyen polis aracına saldırıp görevlerini yerine getiren polisleri öldüren PKK kime hizmet etmektedir. Barıştan bahsedip insan öldürmek, halkların haklarından bahsedip başka insanların yaşama hakkını gasp etmek, PKK ve siyasi uzantılarının işidir. 17-20 yaşlarındaki gençlerin beyinlerini yıkayıp ellerine silah bomba vererek katliamlar yaptıranlar neye hizmet ettiklerini sanıyorlar?

   PKK hangi mantıkla hareket edip Kürt şehirlerde polis, jandarma ve diğer yerlere saldırıyor, bunun kimseye fayda sağlamadığı gibi, Kürtlere en fazla tahribatın verileceğini bilmiyor mu bu saldırı ve ölümlerle?

Oysa bugün Kürtlerin ihtiyaç duyduğu en önemli şey silaha ve çatışmaya dönüş değil, silah ve çatışmadan çıkıştır. Artık Kürtler PKK’nın öldüren değil yaşatan, korkutan değil, umut veren bir yola girmesini bekliyorken;

Bir gecede bir şehirde eş zamanlı iki olay, hem Eyyubiye Ak parti binasına bombalı saldırı, hem de  Polis aracına saldırı.. sonuç iki görevli polisin şehit edilmesi… niçin, kimin için… ben Kürdüm benim için öldürme! Benim gibi milyonlarca Kürt insan böyle düşünüyor; ÖL-DÜR-ME… bırak silahı, insan öldürme!

Madem haklardan bahsediyorsunuz, hiçbir hak ve hiçbir şey insan kanından önemli ve değerli değildir.. Muhammed Gandhi şöyle der; “Dünyanın tüm topraklarını bir damla insan kanına değişmem…” evet bende bir kez daha tekrarlıyorum; ben Kürdüm benim adıma insan ÖL-DÜR-ME