Pala, Urfalı Şair Nabi yi anlattı
1641–1712 yılları arasında yaşamış divan şairi Nabi'nin ne kadar büyük bir şair olduğu, döneminde yazılan şiirlere not vermesinde gizliydi. Öyle ki İstanbul'da yazılan şiirler, kervanla Halep'e gelir, notunu alır geri dönerdi. Ünlü edebiyatçı İskender Pala, Şair Nabi'yi anlattığı konferansta,"Onun zamanında İstanbul’da kim bir şiir yazdıysa, o şiiri kervanlarla Halep’e gönderirdi. Nabi, o şiirlere not verir geri gönderirdi. Nabi’den icazet almayan şiir, şiir gibi olmazdı." dedi.
Küçükçekmece Belediyesi ünlü yazar Prof. Dr. İskender Pala ile edebiyat tutkunlarını “Şiirin Has Bahçesi’nde” buluşturdu. Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’ne konuk olan İskender Pala, bu ay ki söyleşisinde 1641–1712 yılları arasında yaşamış divan şairi Nabi’yi anlattı.
Her ay “Şiirin Has Bahçesi” isimli programda Küçükçekmecelilerle bir araya gelen, edebiyat söyleşilerinin vazgeçilmez ismi Prof. Dr. İskender Pala, bu kez toplumcu bir portre çizen Nabi’yi ve onun şiir anlayışından bahsetti. Yine yoğun katılımın olduğu söyleşide, Pala Nabi’nin gazeli eşliğinde hoş bir sohbet gerçekleştirdi.
KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Söyleşiye tüm kadınların Kadınlar Günü’nü kutlayarak başlayan İskender Pala, “Bu ülkenin en büyük kaybı kadınlarımızın eğitimsiz oluşudur. Ancak artık böyle olmayacak, anneler üniversite mezunu olacak. Hayatı her yönüyle doğru bir şekilde değerlendirebilecekler ve onların yetiştirdiği çocuklar da Türkiye’nin geleceğinde çıtayı daha yukarılara taşıyacak. Sizler her zaman cenneti ayaklarının altında olarak düşündüğümüz kutsal anneler, genç kızlar ve hanımefendiler olarak yaşayacaksınız” dedi.
ŞİİRİN NABZINI NABİ TUTARDI
Ardından 1641 yılında Urfa’da doğan Nabi’yi anlatmaya başlayan Pala, şunları söyledi: “Nabi Urfa’dan İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’da bulunduğu süre içinde o dönemin koşullarından çok iyi sonuçlar çıkarmıştır. Burada çok önemli görevlerde bulunmuştur. Kendi zamanında şiirin mihenk noktası olmuştur. Daha sonra iktidar değişikliği sebebiyle Halep’e gitmiştir. Onun zamanında İstanbul’da kim bir şiir yazdıysa, o şiiri kervanlarla Halep’e gönderirdi. Nabi, o şiirlere not verir geri gönderirdi. Nabi’den icazet almayan şiir, şiir gibi olmazdı. O dönem şiirin nabzını Nabi tutmuştur. Yaşamı boyunca çok hikmetli şeyler söylemiş, 6 padişah 24 vezir görmüştür. Nabi sokaktaki satıcıdan en üst kademedeki vezire kadar toplumda ne aksaklık varsa onları görmüş ve şiirlerinde dile getirmiştir”
MAKAM SARHOŞU OLMAYIN
Pala, söyleşinin devamında Nabi’nin ‘Bağ-ı Dehrin Hem Hazanın Hem Baharın Görmüşüz’ gazelini günümüz Türkçesine çevirerek seyircilere okudu. Nabi’nin İstanbul’dan gelen kararla 70 yaşında Halep’teki evinden çıkarıldığından bahseden Pala, usta şairin buna çok içerleyerek bu gazeli yazdığını ifade etti. Nabi’nin gazelinden yola çıkarak önemli konulara dikkat çeken İskender Pala, “Makam sarhoşu olmayın. Çıktığınız makamın yetkilerini kullanarak etrafınızdakileri dağıtırsanız, oradan inerken yanınızda hangi dostları bulacaksınız?” diyerek makam mevki merdivenlerini çıkarken karşılaşılan insanlara iyi davranılması gerektiğini vurguladı.
İnsanlarda yaş ilerledikçe keşke böyle yapmasaydım denilen zamanların daha da çoğaldığını belirten Pala, “Bunların sayısı az olsun. Aksi takdirde gök kubbenin altında hiçbir ayıp yok ki, siz onu işlemeden can veresiniz. Başkalarını ayıplamayın. Başkasının dedikodusunu yaptığınız şey sizin başınıza gelmeden ölemezsiniz. Bu konuda hadis-i şerif var” sözleriyle konuşmasını tamamladı.