OSMANLI KORKUSU

OSMANLI KORKUSU

Son otuz yıldır ülkemiz topraklarında sergilenen oyunlar nedeni ile faili meçhulleri hesaba katmazsak kırk bine yakın insan ölmüş ve o kadar insanın da yaralanması sonucu yarım insan olmuştur. Daha yeni on üç askerimizi yitirdik. Ailelerine başsağlığı, ölen geçlerimize Allah’tan Rahmet yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Sergilenen bu kirli tezgâhın altında birden fazla devlet ve bu devletlere bağlı faaliyet gösteren İslam karşıtı lobiler var.

 

Bu lobilerin amaçları İslam ülkelerini sömürmek, yönetimlerini güçsüzleştirmek, sömürülerine zemin hazırlamak, bölmek, parçalamak, kan dökmek,kaos çıkarmak ve yıkmaktır. Bu lobilerin en zararlıları, Cennet vatanımızda her türlü yaşam tarzına sahip oldukları halde, dış güçler gibi, bu Siyonist lobilere çanak tutmaları ve Osmanlı düşmanlığını sürdürmeleridir. Osmanlı denilince bunların ödleri kopuyor. Osmanlıyı saltanatla itham ediyorlar, oysa kendileri saltanatın daniskasını sürdürüyorlar. Saltanat heveslilerin safında yer alıyorlar. Bunlara nankör denir, nankörlük denir. İttihat ve terakki zihniyetine sahiptirler. Bu zihniyet hiç heveslenmesinler, İyi yöneticiler sayesinde bu vatan layık olduğu yerini alacaktır.

 

Bu şer odakları özellikle Cumhuriyet tarihinden sonra kurtuluş ve Çanakkale savaşlarında kayıp ettikleri savaşların intikamını bu yolla almaya çalışmak amacı ile ne yazık ki ülkemizde ciddi anlamda kendine taraf, işbirlikçi ve uşak bularak faaliyetlerde bulunmaya devam ediyorlar. Gerek bürokraside gerek siyasette ve hatta orduda bile ciddi kadrolaşmalar yaparak yandaşlarının ellerini güçlendirerek kaos ortamının oluşmasını kolaylaştırmışlar. Özellikle yandaş medyalarını kendilerine uşak ederek bu medya grubu ile istedikleri gündemi oluşturuyorlar. Bu şer odakları bazı siyasi partileri bile ele geçirerek ciddi anlamda Türkiye üzerindeki hâkimiyetini daha da etkin hale getirmek istiyorlar.    

 

En önemlileri başta Siyonist İsrail ve Yahudi lobisi, ABD ve bu ülkeye bağlı değişik lobi faaliyetleri, bir diğer ülke ise Ermenistan ve bağlı lobi faaliyetleri, bunlar ülkemizdeki terör belasının beyin ve ayaklarını oluşturuyor AB topluluğunda bulunan ülkelerin tamamına yakını ve Müslüman olmayan ülkelerin bir kısmı ise gövdeyi oluşturmaktalar. Bir ahtapot gibiler birden fazla kolları var. Ve her bir kolun ayrı bir ismi var kirli oyun hangi kola verilse hemen anında icra ediliyor masum insanlar boş yere öldürülmüş oluyor. Amaç İslam ülkelerinin lideri konumundaki Türkiye’yi sırtından vurmaktır. Kısmen başarılı da oluyorlar. Böylece yeryüzünün parlayan yıldızı ve gülü olan Türkiye yi soldurmaya çalışmak ve tekrar hasta adam konumuna getirmektir.

 

Bu kirli tezgâhın altında bulunmakla beraber gerek maddi desteklerini gerek siyasi desteklerini var güçleri ile eskiden gizlice şimdilerde artık açıkça sergilemekteler. Bu kadar destek gören bir oluşumla baş etmek hiç de kolay değildir. Peki, bu kadar ülke neden? Bu kadar destek verip insanlarımızın kanının akmasına ve ölmelerine sebep oluyorlar. ABD hariç diğerlerin hepsinde Osmanlı dönemlerinde kalan kuyruk acıları var, onlara göre Türkiye de terör estirip hem intikamlarını almak hem de Türkiye’nin ekonomik gelişmesini önlemek yâda Türkiye’yi böldürüp zayıf düşürmektir.

 

ABD ise kendisinden başka süper bir gücün oluşması halinde Dünya üzerindeki nüfuzunun azalacağı korkusu ve endişesi yüzünden ikiyüzlü davranarak çaktırmadan alttan destekliyor. Şayet Türkiye bölgesinde güçlü olursa ki gidişat onu gösteriyor inşallah. Ayrıca İran’ın da bu devletlere kafa tutarak rest çekmesi de korkularını artırmıştır.  Bu bölgeye söz geçirememe korkusu saran ABD, İSRAİL ve AVRUPA devletlerini şimdi yeniden Osmanlı kâbusunu yaşamaya başladılar. Çünkü Türkiye lideri ORTADOĞUDA ve hatta neredeyse Asya’nın tamamında çok sevilen, sayılan ve sözü dinlenen bir lider ve TÜRKİYE var.

 

İşte bütün korkuları kısaca budur. Osmanlı cihan devleti yeniden doğuyor korkusu var. Osmanlı’dan korkanlar aynaya baksınlar. Osmanlı dönemlerinde kaç tane faili meçhul cinayet vardı. Osmanlıda adalet mekanizması nasıl çalışırdı, yolsuzluk, rüşvet varmıydı. Osmanlıda hangi alanda şike vardı. Osmanlı ordusunun manevi güçle arası nasıldı, Osmanlı da resmi ideoloji mi vardı. Ekonomiyi paylaşmada ölçüsü neydi? Eğitimlerinde neyi referans alırlardı, Yetmiş iki Milleti aynı çatı altında nasıl tutabiliyordu. Tüm bunları bilmede fayda var. Ön yargılarla insan geçmişini kötüleyemez. Savaşarak başaramadıklarını şimdi bu tür sinsi ve işbirlikçi yandaş oyunları ile bizleri içerden vurmaya çalışıyorlar. Allah’ın izniyle başaramayacaklar. Yeter ki bizler bir ve beraber olalım, misyonumuzdan taviz vermeyelim, Yönetimde bulunan temiz ellerin de acele etmeleri zaruridir. Toplum için gerekli olan şeyleri bir an önce yapmaları gerekir ki hainlerin kini kursaklarında kalsın.

 

Bu arada 1 Ağustos pazartesi günü başlayacak olan mübarek Ramazan-ı şerif ayının tüm islam âlemi için hayırlara vesile olmasını dilerim.

Bir başka yazıda görüşmek dileği ile...