Oruçlulara sağlıklı beslenme önerileri

Oruçlulara sağlıklı beslenme önerileri

Sağlık Bakanlığı;

Bir kişilik oruç tutup, iki kişilik iftar yapmayın

Ramazan sıhhattir. Ancak yeterli miktarda sıvı tüketilmemesi, az miktarda besin alınması veya tam tersi aşırı kalorili gıda tercihleri sıhhati bozabilir. Gıda alımının azalması ile birlikte vücut metabolizması daha yavaş çalışır ve bununla birlikte istemsiz kilo artışı yaşanabilir.
Oruç tutacak sağlıklı kişiler, yeterli ve dengeli beslenme uyarılarına uyarak Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde ifa edebilirler.
Şanlıurfa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine Bağlı Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi yöneticisi Uz. Dr. Abdülkadir YETİŞGİN ; Oruç süresince tüm gün aç kalıp, yemeğe birden yüklenmek vücudun ve midenin dengesini bozacaktır. Bu nedenle iftar sofrasındayken belli bir sınır çerçevesinde besin tüketmek ve yemekleri yavaş yavaş ve çiğneyerek yemek yediklerinizin midenizi rahatsız etmesini engelleyecek olup sindirimini de kolaylaştıracaktır.
Ramazan ayında vücudun gerek duyduğu ihtiyaçlar değişmez. Sağlığın korunması için sağlıklı ve dengeli beslenmek son derece önemlidir. Vücut direncinin düşmemesi ve sağlığın bozulmaması için Ramazan ayı süresince beslenmemize daha fazla özen göstermeliyiz.
Sahura kalkmayı kesinlikle ihmal etmeyin. Sahura kalkmadan oruç tutmak metabolizmanızı yavaşlatarak bir takım sağlık sorunlarına yol açabilir.
Kabızlık, mide yanması, sindirim zorlukları, bağırsaklarda aşırı gaz birikimi, ani tansiyon yükselmesi, uyku hali, unutkanlık, halsizlik, dikkatsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, kan şekeri düşüklüğü ve kilo artışı gibi birtakım sağlık sorunlarını sağlıklı bireyler de Ramazan ayında yaşayabilir. Dedi.

Şanlıurfa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine Bağlı Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma HastanesiDiyetisyeni Selahattin AYDIN;Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri vardır. İslam'ın temel ibadetlerinden olan oruç bu ayda tutulur. Bu nedenle Ramazan ayı, Müslümanlar için en kutsal aydır ve bireylerin günlük yaşantılarında önemli değişiklikler olmaktadır. Ramazan ayında yapılan en önemli beslenme değişiklikleri arasında oruç tutan kişiler günlük beslenme şekli ve öğün sayısını değiştirmekte üç ana öğün olan günlük beslenme düzeninin iki öğüne indirebilmektedir ve

 


özellikle hamur işleri, tatlılar, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin artması yer almaktadır. Oysa oruç tutarken de sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri
ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır. Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediği ve bu süre zarfında da sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu unutulmamalıdır.
Bu yıl Ramazan ayının sıcak yaz günlerine rastlaması nedeni ile oruç tutanların sağlıklarına daha fazla önem vermeleri, iftar ve sahur menüleri konusunda daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile birlikte yeterince sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir. Su yaşamamız için elzemdir. Vücuttaki su oranın yeterli düzeyde tutulması hayati önem taşıdığından vücuttan kaybolan miktarda suyun mutlaka alınması zorunludur. Günde ortalama en az 2- 2,5 litre (12-14 su bardağı) su içmeye, bununla birlikte Ramazan ayında sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, maden suyu (soda), sebze suları vb. sık sık tüketmeye özen gösterilmelidir.
Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 16-17 saat olan açlığı, ortalama 20 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur.
Ramazan'ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar ve ayrıca kan şekerinin ani yükselmesine neden olabilir. Dedi.

DİYETİSYEN SELAHATTİN AYDIN ORUÇ TUTANLAR İÇİN BESLENME ÖNERİLERİNDE BULUNDU
1. Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir.
2. Ramazan ayında öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat arayla olacak şekilde iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir.
3. Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.
4. Susama hissi duyulmasa bile iftar ve sahur arasında sık sık su içilmelidir.

 

 

5. İftar hurma, kuru üzüm gibi meyvelerle açılmalı. Hafif bir çorbayla devam edilmelidir. Çorbadan ile birlikte çok az salata ve karpuz gibi su içeriği yüksek meyveler tüketilebilir. Bu başlangıçtan sonra 8-10 dakika yemeğe ara verilip sonra yemek yemeye devam edilmeli. Az yağlı et yemeği (kırmızı ya da beyaz et olabilir) , sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler) tercih edilmelidir.
6. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir.
7. Yemekleri hızlı yemekten kaçınmalı, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir.
8. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir.
9. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır.
10. Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.
11. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir. Dedi.