OLMAK YA DA OLMAMAK İŞTE BÜTÜN MESELE BU

OLMAK YA DA OLMAMAK İŞTE BÜTÜN MESELE BU


Şu sıralar hepimiz depresyondayız.Öfkeli, sinirli kimsenin kimseye tahammülü yok gibi.İş, okul, çocuk, hayat koşuşturmacası derken saygıyı ve sevgiyi unutup iyice bencilleşen bir toplum haline geldik.Galiba hepimiz sevgi ve saygıyı o azalan temel değerlerimizi yitirmeye başladık.
Oysa birbirimizi sevmek için tonlarca neden bulabiliriz.Hani küçükken bazılarımız hatırlar mutlaka duymuşuzdur da anneni mi çok seviyorsun babanı mı sorularını…Bunu bazen bir yabancı , bazen bir komşu bazen de bir tanıdık sormuştur.Ama cevabın bu kadar büyülü ve bir  çocuk gibi olan masumiyeti şuan bile değerini kaybetmemiştir.’İkisini de çok seviyorum, dünyalar kadar seviyorum, kocaman seviyorum’…
Peki neden toplum olarak bu kadar sevgimizi yitirip duygusuzlaşıyoruz?İçimizde ki sevgi ve saygıyı neden bu kadar çabuk kaybediyoruz?Neden insanların iyi yönlerini konuşmak yerine herşeyde bir kusur bulup hep eleştirel bakış açısıyla ön yargılı bir şekilde bakıp değerlendiriyoruz?
Son zamanlarda bencillik toplumun genel özelliği haline geldi.Bu bencillikten vazgeçmemiz gerekiyor yoksa bu mutsuzluk bir virüs gibi yayılıp toplumda derin yaralar açacak ve çözüme kavuşturamayacağımız sonuçlara ulaşacağız.Yardımlaşma ve dayanışmayı ihmal eder olduk maalesef.Adına insanlık dediğimiz ve aynı dünyayı paylaştığımız kişilerle yabancılaşıp ötekileşiyoruz.Sevgi ve saygıyı toplum olarak ıskartaya mı çıkarttık dersiniz?
Oysa yapılan küçük bir paylaşım bile herkesi mutlu etmeye yetecek kadar güçlü bir bağ oluşturur.Örneğin komşunuza vereceğiniz bir tabak yemek, tanıdığımıza, arkadaşımıza verdiğimiz ve onu zor durumdan kurtaracak küçük bir destek, hiç tanımadığımız bir yabancıya yapılan bir yardım ve daha niceleri…Yeter ki bunu içten isteyip bir girişimde bulunalım.Bu dünya sadece bizim etrafımız da dönmüyor.
Empati diyoruz herkes anlamını öğrenmiştir bilmeyenimiz yoktur.Peki kaç kişi bunu yapıyor?Kaç kişi kendisini diğer insanın yerine koyup onun hissettiklerini hissetmeye , yaşamaya çalışıyor?Çoğu insan maalesef egosuna yeniliyor.Evet empati yapmalıyız fakat bunu sözde değil özde yapmalıyız.Örneğin bir satıcıya küçümseyerek bakmak hiç kimsenin hakkı  değildir.Hayat bu bizlere ne göstereceği belli olmuyor.Bir pamuk ipliğine bağlı yaşamlarımız.Bir gün uyandığımızda çok şey değişmiş olabilir bunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Bazen bir kaza , ansızın gelen bir hastalık…Bir anda tüm hayatımızı değiştirebilir.
Hayatın akışına kapılıp değerlerimizi, insanlığımızı unutuyoruz.Mesela en son kendiniz için ne yaptınız?Ya da tanıdığınız biri için veya hiç tanımadığınız yardıma muhtaç biri için?Belki bazılarımız düşününce bile hatırlamakta zorlanıyordur.
Yaptığımız ,yapacağımız herşey olumlu veya olumsuz bir şekilde bizlere geri dönüyor.Birinin mutsuzluluğuna sebep olmuşsanız bunu muhakkak bir gün yaşarsınız aynı şey mutluluk için de geçerlidir.Asıl olan şudur ki iyilik biriktirelim adımız ve soyadımızın geçtiği yerlerde kötülükle anılmayalım.Hep iyilikler çıksın karşımıza ansızın , aniden hiç beklemediğimiz bir anda mutluluk kaynağımız olsun hepimizin…
Günün ışığı, gecenin karanlığı, gülün kokusu ve dikeni , kısacası hayatın acı tatlı tüm halleri çok güzel.Bu güzelliklerle dolu musmutlu güzel günler bizleri bekliyor.İçimizde ki tüm güzelliklerin kaybolmaması dileğiyle…