OKUMAK-2
Bir önceki yazımda az da olsa okuma konusuna değindim. Her şey okumakla hal edilmez diye bir kuraldır. Kitap okumak, dergi okumak, Gazete okumak, okulda okumak, medrese de okumak, Dershanede okumak okumanın mekânlarıdır. Eskiden şimdiki kahvehanelere kıraathane (okunan yer) Denirdi. Okumayı insana kazandıran üç ilke var. Birincisi ailedir. İkincisi çevredir. Üçüncüsü insanda ki azimdir. Okulu hiç katmıyorum. İnsanlar okusunlar cahil kalmasınlar diye okullar açılıyor, öğreten öğretmenler ordusu var. Organizatör Milli eğitim var. Eski tabirle maarif. Her anne baba çocuğunun okumasını ister. Fedakârlık gösterir. Okuyan çocuğunun İnsanlığa faydalı olmasını ister. Genç dimağa verilen eğitim çocuğu bozmazsa, Yıllardır okulda okuyan çocuklara bedava okul kitapları veriliyor. Bu anlayış sosyal devlet anlayışı olsa da verilen kitapların içeriği çok önemlidir. Madde ve mana ile donanımlı kitap olsun, bedava değil parayla verilsin. Cumhuriyet döneminde Eğitim bakanları değişik branşlarda atandı. Her birinin ayrı bir yöntemi vardı. Gençliğe kalıcı bir şey bırakmadılar. Senelerdir denenmiş, ezberci, Maddeci, ırkçı, ladin, laik, Kemalist bir eğitim ile Kaliteli nesil yetiştiremez…
Üretim ortada. İflas eden eğitim sistemi varken, Üniversiteye Dershaneler öğrenci pompalıyor. Geçmişte adı dershane olanlar şimdi eğitim öğretim kursları olarak isim değiştirmiş. İsim değişikliği hiçbir şey değiştirmiyor. Geçmişte nasıl ki, mazlum halkın çocukları parasal olarak kaz yolundu, inek gibi sağılmış ise, isim değişikliği ile ayni şey devam ediyor. Para kapmak için bu kadar yalan olmaz. Yarına bireyler yetiştiriyoruz. Yeni nesil emin ellerde, bizi zaten tercih ediyorsunuz daha nelerle eğitimin ırzına geçiliyor. Halk dün nasıl kandırılmışsa bugünde ayni şeylerle hem kandırılıyor hem de kazıklanıyor. Üç dershane ziyaret ettim biri 5 biri 7 biride 9 Milyar diyor. Vuran vurana kapan kapana, Verilen eğitim, Eğitim olsa yine iyi.
Gençlik ne yapacağını şaşırmış. Üniversiteyi kazanmak için dershane imanın şartlarındandır. Devlet okuyan gence istenilen eğitimi veremiyorsa, dershane parasını devlet versin. Öğrenci için barınma ayrı bir sorundur. Devletin teşebbüsü bu konuda olsa da yersizdir. Müslüman bir toplumda karma eğitimde ısrar etmek ilkelliktir. Avrupa ülkelerinin çoğunda bu kural bozulmuştur. Karma eğitimden, vazgeçilmiştir, bizde İlkeler bu Müslüman toplum fertlerini karma eğitimden kurtaramamıştır. Şanlıurfa’nın Karaköprü İlçesinde bir dershane sadece kız çocukları için kurs açmıştır. Dershanenin adı Değişim kursu açanlar Ali BALDEMİR hoca ve Hasari ALMAZ hocalardır bu fitne asrında böyle bir çığır açtıkları için kendilerini tebrik ediyor, helal rızıklar diliyorum. Temennim tüm eğitim kurslarının karma eğitimden vazgeçmesidir. Karma eğitim gençlik için uyuşturucudan daha da beterdir. Bu konular eğitimcilerin görevidir.
İnsanlarımızın yanlış ilim bilimle nasıl noktalarla dolu olduklarını bir önceki yazımda belirttim. Dershaneler gibi nerede adliye binası varsa etrafı avukatlarla doludur. Nerde bir sağlık ocağı hastane varsa etrafı eczanelerle doludur. Bu tablolar okuyanlarımızın niçin okuduklarının göstergesidir. Devletin güdümünde olan eğitim, Dini eğitim dâhil ideolojisiz, dayatmasız, objektif, ortak akıl ile verilirse gençliğin kurtuluşuna vesiledir inşallah. Toplumda nice insanlar var İlkokul mezunu, okul okumayanlar da mevcuttur. Bu avam tabaka İbadette, dürüstlükte, insani ilişkilerde acımada sahavette, insanların dertlerini dert edinmede, helal harama riayet etmede minare kadar okuyan bir metre uzunluktaki diplomalılardan (Hepsi değil) çok öndedirler gerçek eğitim, kaliteli nesil yetiştirmeyi dert edinme dileklerimle… Vesselam