Çocuğunuzu Doğduğu Gibi Sevin!
Evet haklısınız, tabi ki sağlıklı her anne baba çocuğunu sever hem de canından çok sever. Onlar bizim gözbebeğimiz, kıymetlilerimizdir. Fakat keşke biraz daha uslu olsalar değil mi, mesela bir kere dur deyince dursalar, otur deyince otursalar. Keşke elli kere tekrar etmek gerekmese bir şeyi yapmaları için. Hadi onu geçtim, ya bitmek bilmeyen istekleri? “Kendim giyeceğim anne, bunu da istiyorum baba, şuraya da gidelim noluur” demelerinin asla sonu gelmiyor. Bazıları çok inatçı geneli zaten babasına çekmiş (!), bazıları çok çekingen, bazılarının utanması yok her şeye atlıyor, bazıları çok konuşuyor, bazıları hiç konuşmuyor…….
Bu cümleler bir yerden tanıdık geldiyse buyrun devam edelim. Yapılan araştırmalara göre çocuklardaki problemli davranışların sebebi “olduğu gibi kabul görmeme, olduğu gibi sevilmeme” hissiyatıymış. Çocuklar oldukları gibi kabul edilmek ve koşulsuz bir şekilde sevilmek istiyorlar. Onlardan değişmelerini beklemek çocukları ekstra stres altına koyup, problemli davranmaya sevk ediyor. Özellikle 0-6 yaş döneminde çocukların en büyük ihtiyacı koşulsuz bir sevgidir. Hepimizin yaptığı çok genel hatalar var, çocukları terbiye edelim güzel davranışlar öğretelim derken onların kişiliklerini, benliklerini taciz ediyoruz. Aslında yanlış olan çocuğun huyu suyu değil yanlış olan davranışın ta kendisidir. Onlara hatalarını gösterirken olayı kişiselleştirmemek gerekir, kişiyi değil davranışı konuşmak gerekir. Hatalı davranışları doğru davranışlara dönüştürmenin en etkili yolu çocuğa doğru davranışı göstermek hatta doğru davranışa maruz bırakmaktır.
Genel olarak yaptığımız diğer bir hata ise çocukların mizaçlarını değiştirmeye çalışmamız. Bazı durumlarda anne-babaların şikayetçi olduğu şey tamamen çocuğun mizacıyla alakalı bir konu oluyor. Çocukların mizacını tamamen değiştirmek mümkün değildir. Sadece zamanla daha uyumlu hale gelmesine yardımcı olabiliriz. Mesela çocuk mizaç olarak çok zor bir çocuksa daha fazla sivrilmesin diye bunu körükleyecek durumların önüne geçebilir, en fazla bu şekilde onları kontrol altına alabiliriz. Aksi halde değiştirmeye çalıştığımız çocuklar değişmiyor daha beter stres altına girip problemli davranışlar sergilemeye başlıyorlar.
Özetle şunu söylemeliyim ki mikrodan makroya her şey kabul görmek ve sevilmek ister, yeryüzünde tüm problemlerin temel sebebi sevgisizliktir ya da ama’lı sevmelerimizdir. Sadece çocukları değil gözümüzün gördüğü, kalbimizin inandığı her şeyi her şartta ve her koşulda olduğu gibi sevebilmek sonsuz huzurumuzun en büyük anahtarıdır. Her koşulda sevgilerimle…