"Çocuğun davranışları ilerideki kişiliği açısından önemlidir"
Çocuk eğitimi hakkında ebeveynlere tavsiyelerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, çocukluk döneminin kişiliğin gelişmemiş bir süreç olduğunu belirterek çocuğun kimyasına uygun olan davranışları, söylemleri ve hareketleri yapmasının ilerideki kişiliği açısından önemli olduğuna dikkat çekti.
Çocuk eğitimi hakkında İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, çocukluk döneminin kişiliğin gelişmemiş bir süreç olduğunu dile getirdi.
Çocuğun kimyasına uygun olan davranışları ve söylemlerinin ilerideki kişiliği açısından önemli olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, “ Dolayısıyla bu dönemde insanların çevresinden annesinden ve babasından gördüğü davranışların çocuğun ileriki dünyasında kişilik kimyasının gelişmesinde önemli bir yeri olacaktır. Çocuğun kimyasına uygun olan davranışların, söylemlerin ve hareketlerin yapılması ilerideki kişiliği açısından önemlidir.” dedi.
“Anne babalar çocuklarını gerçekten değerli olmasını istiyorsa onlara güzel ahlak versin”
Ebeveynlerin çocuklara karşı sevgi ve hoşgörü içerisinde muamele etmesi gerektiğine dikkat çeken Kula, “Çocukluk döneminde insanların annesinden babasından ve çevresinden gördüğü davranışlar ve söylemler ilerideki kişiliği acısından önemlidir. Eğer anne babalar çocuklarını gerçekten değerli olmasını istiyorsa onlara güzel ahlak versin. Dolayısıyla eğer biz gerçekten çocuklarımızın ileriki hayatında sıkıntılarla karşılaşmamasını istiyorsak onlara karşı sevgi hoşgörü ve ilgiyi eksik etmemek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Çocuğun en büyük dayanağı model almaktır”
Anne babaların, çocuklarının ahireti için onlarla ilgilenmesi gerektiğine vurgu yapan Kula, “Eğer biz kendi kültürümüzün ve değerlerimizin kavramlarını çocuklarımıza kullandırabilirsek çocuk eğitimini iyi yapmış oluruz. Çocuğun en büyük dayanağı model almaktır. İnsan özü itibariyle ne melek gibidir ne de şeytan gibidir. Şeytan gibi veya melek gibi olması daha sonrası hayatında almış olduğu eğitimle ve görmüş olduğu tavırlarla ailenin davranışlarıyla belirleşir. Eğer insanlar şiddet içerisinde büyürse toplum için canavar olan bir varlık olur. Hiçbir değer ve kural tanımaz. Kendi çıkarları için her şeyi yaparlar. Her şeye kendi mantığıyla bakar ve hep kendini haklı görür. Böylelikle kişi yalnızlaşır ve mutsuz olur. Bu da hem toplum için hem de kendisi için olumsuz bir davranıştır.” şeklinde konuştu.
“Anne baba çocuklarının anlayacağı biçimde konuşmaları gerekir”
Yarınları inşa edecek çocuklara paylaşmayı aşılamak gerektiği tavsiyesinde bulunan Kula, şöyle devam etti:
“Son günlerde çok fazla özgürlükten bahsediliyor. Sanki özgürlük kavramı içerisinde sorumluluk yokmuş gibi çocuklar kışkırtılıyor. Yani, belki siyasi kışkırtma yapabilirsin ama çocuk bunu siyasi özgürlük diye anlamaz. Özgürlüğü hayatın her tarafına geldiği zaman sınırsızlık anlamına gelir. Oysaki kâinatın kendi düzeni içerisinde sınırsızlık yoktur. İnsan aklına her gelen, gönlünden her geçeni gerçekleştiremez. Maalesef çocuklarımıza bu noktada bazı şeyleri öğretmemiz gerekir. Sorumluluk bilincinin kavratılması gerekir, anne babanın mutlak surette çocuklarının anlayacağı biçimde konuşmaları gerekir ve çocuklarını sadece kontrolsüz bırakmamalıdır.” (M. Hüseyin Temel, Hamza Adıyaman- İLKHA)