NELER OLUYOR BİZE?
Geçen her saniye ömrümüzden geçiyor, inanan insan geçirdiği günün hesabını yapar, Nefsini hesaba çeker, geçen günlerin muhasebesini yapar nerede eksik varsa düzeltmeye çalışır. Artılarını yükseltmek için çaba sarf eder. Ölümün var olduğuna inanır, öleceğini bilir, Mahkeme-i kübrada dünyadaki günlerinden hesaba çekileceğinin bilincindedir.
Gelecek yılını günahla değil, sevap kazanarak geçirmesini ümit eder. Aslında belki çoğumuz farkında değiliz ama ağız tadını bozan ölüme bir yıl daha yaklaştık kimse bunun hesabını yapmıyor. Tabiî ki bizim yılbaşımız hicri muharremdir bizler o mübarek ayda oruç tutarız hayır ve hasene ile geride bıraktığımız yani tükettiğimiz bir yılımızın muhasebesini yapma gayreti içinde olur işlediğimiz günahlardan dolayı Yüce Rabbi Rahman’a tövbe edip af dileriz.
Hıristiyan âdeti olan miladi yılbaşını kutlama gayreti içinde olan sözde Müslümanlara ne oluyor ki tıpkı gayri Müslimler gibi sabahlara kadar alkol alıp kızı, karısı, oğlu ile birlikte taksim meydanında bu soğukta yarı çıplak bir halde sabahlara kadar çılgınca orasını burasını sallayarak güya dans edip günah bataklığına saplanıyorlar. Tek kelime ile sapıklık. Çünkü vahşiyane hareketler yapıyorlar ve sarhoş olduktan sonra kimin eli kimin cebinde belli değil. Birde göbek atanlara taciz yapıldı diyorlar, tacizcileri yakalıyorlar, iyi ki aile bakanımız varmış, aileler çatır çatır yıkılıyor kimin umurunda aslından kopmuş, koparılmış bir nesil yazıklar olsun.
Buna da mimsiz medeniyet diyorlar, hay medeniyetiniz batsın. Televizyonlarda haberleri izlerken ilk sırayı bu haberlere vermişler sadece taksimde ki çılgınların asayişi için 5000 polis görevlendirilmiş yazık, hem de çok yazık. Osmanlının mirasına konanlara bakın ceddinin kim olduğunu unutarak sapıklık bataklığına düşen varislere bakın. Osmanlılar zamanında yılbaşı kutlamaları sadece Hıristiyan mahallelerinde yapılırdı. Müslüman mahalle veya semtlerine uğramaz dı hey gidi mirasyediler bizi ne hallere düşürdünüz. Avrupa’nın sapık adetlerinin peşinden koşan Osmanlı varislerini hep birlikte izledik! İzleyince yüreğim yandı, içim sızladı, ağlamak istedim bu hallere mi düşecektik? Doğarken yüzüstü bir şekilde secdeye kapanıp ümmeti, ümmeti diye ağlayan iki cihan serverı Âlemlere Rahmet peygamberimize, bunlarmı ümmet olacaklar yazıklar olsun.
Bazı Televizyon kanalları da günler öncesinde bu Hıristiyan âdetini millete enjekte etmeye başlayıp taraf çoğaltmaya çalışıyorlardı. Geçmişte bir elin parmak sayılarını geçmeyen bu zihniyet günümüzde artık milyonları geçmiş ve istedikleri sayıya ulaşmaya yani halkın tamamını Hıristiyanlaştırmaya onlara göre az kaldı. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında kendi güzellik yarışmasını Türkiye’de yapmaları ve onu izleyen yıllarda ise Türkiye güzellik yarışmaları düzenlemekle başlayan asimilasyon ve İslam’dan koparma senaryoları tüm hızı ile devam etmektedir. Somut örnek isterseniz plajlar, alkol tüketimi, mini etek, yarı çıplak kadınlar, uyuşturucu kullanımı, nikâhsız yaşamak, fuhuş ve daha birçok örnek verilebilir. Aslından koparılmış bir millet ancak bu duruma düşebilir. Ecdadının kemiklerini sızlatabilir.
Medeniyet, çıplaklık, sarhoşluk, göbek atma, tacizcilik, dansçılık ise vay bizim halimize. Buna devlet erkânı bile alet oluyor. Böylece bir nesil katlediliyor. Bir metre bez parçasına tahammül etmeyen, binlerce vatan evladını ağlatan zihniyet. İlahi ve beşeri hiçbir sistemin kabul etmediği bu çirkefliği, hoş görmesi, kollaması, cüzdanlara tolerans göstermesi kabul edilecek bir şey değildir.35 vatandaşımızın suçsuz olarak öldürülmesi, vicdanları kanatırken, fail aranırken, dılhun anne babalar çığlık atarken, biz nasıl bir milletmişiz ki böyle çılgınca, sorumsuzca, acı duymadan, saygı göstermeden eğlenebiliyoruz…