NE YAPARSANIZ YAPIN, ÇARESİ YOKTUR!

NE YAPARSANIZ YAPIN, ÇARESİ YOKTUR!

 

Tayyib Bey Cumhurbaşkanı adayımız… Millet için, İslam âlemindeki mazlumlar için ve bütün dünya için hayırlı olsun!

Aslında Tayyib ERDOĞAN’ın cumhurbaşkanı adayı olacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Yani onun adaylığı şaşkınlığa yol açmadı ve kamuoyunda beklendiği gibi oldu. Ama her nedense Tayyib Bey’in adaylığı açıklandıktan sonra muhalefet ve muhalifler hop oturup hop kalktılar. Mantıksız, ispatsız ve ahlak dışı isnatlarla Tayyib Bey’i karalamaya devam ediyorlar. “Efendim, neden dua ile ve törenle adaylığını açıklıyor?” diyorlar. Dua, böyle diyenlerin yabancı olduğunu bir kavram zaten…

İsmen biliyor olabilirler duayı ama mahiyetini ve özelliğini bilmekten uzaktırlar.

Bu bağırıp çağırma, hem bir acziyet ve zafiyetin işaretidir, hem de bir korkuya kapılmanın belirtisidir. Evet, korkmuşlar; şimdiden adaylarının kazanamayacağını bildikleri için bir muhalif lider, Tayyib Bey’in kazanması halinde TBMM kürsüsünden okuyacağı yemin metnini tahlil bile etti. Demek kazanacağını biliyor ve korkuyor. Ancak korkunun ecele faydası yok…

Biz muhalefete ve muhaliflere, Demirel’in Cumhurbaşkanı olmadan önce söylediği fakat kendisi Cumhurbaşkanı olunca dikkate almadığı bir sözünü hatırlatıyoruz: “Eğer millet bir şeyi istiyorsa çaresi yoktur

Evet, beyler! Eğer bu millet, 12 yıldır Başbakan olmasını istediği gibi Tayyib Bey’in Cumhurbaşkanı olmasını istiyorsa çaresi yoktur. Eğer bu millet, beceriksiz ve laftan başka bir şey üretemeyen muhalefeti reddediyorsa bunun çaresi yoktur. Eğer on yedi yıldan beridir genel başkan olan bir muhalefet, alâyiş ve nümayişlere rağmen % 15’in üzerine çıkamıyorsa, o genel başkanın istifa etmesinden başka çare yoktur.  Eğer 64 yıldır tek başına asla iktidar yüzü görmeyen bir patinin genel başkanı iseniz ve yıpranmış bir iktidara rağmen on yıllardır oy oranınız yerinde sayıyorsa, millete karşı iddianız kalmamış demektir. Eğer siz demokrat olduğunuzu söylüyor, hatta Sayın Başbakanı diktatörlükle suçluyorsanız, fakat darağacına gönderilen Adnan Menderes’ten ve onun çocuklarından özür dilememişseniz, hala darbe zihniyetini içinizde barındırıyorsunuz demektir.

Siz ne yaparsanız yapın; ister gece gündüz başını secdeden kaldırmayan bir aday çıkarın;  hatta isterseniz sakallı ve cübbeli bir şeyhi cumhurbaşkanlığına aday gösterin, çaresi yoktur. Çünkü bu millet size güvenmiyor. İsterseniz her gün Sayın Başbakan’ın hırsız olduğunu, diktatör olduğunu, yalancı olduğunu ve sözünde durmayan birisi olduğunu televizyonlarda söyleyip durun. Eğer bu millet, Sayın Başbakanla ilgili bu iddiaları sizden ve sizin yedeklerinizden duyuyorsa yine çaresi yoktur. Çünkü bu millet, sizin onlara ne yaptığınızı çok iyi biliyor.

Biriniz selefi, halkın sevgilisi Adnan Menderes’i darbe ile yıkıp onu astıran darbecilerin kurduğu hükümette Başbakan oldu; diğeri de, darbenin yapıldığını radyodan ilan etti. Sonra da kalkıp “Biz darbelere ve vesayete karşıyız” diyorsunuz. Size kim inanır beyler? Asıl siyasette bir şey üretemeyen sizler,  bir araya gelip çatı aday göstermeniz, halkı demokrasiden ve siyasetten soğutmak için ortaya koyduğunuz bir vesayettir. Kısacası bu millet, sizin iç ve dış odaklarla birleşip milleti alt etmek için kurduğunuz siyasi oyunları artık biliyor. Ne yaparsanız yapın, çaresi yoktur.