NE KAMUSAL ALANI?
Zulüm, baskı yeryüzün de insanların çoğalmasıyla beraber başlamış ve dünyanın değişik yerlerinde, coğrafyalarında halen değişik adlar altında devam etmektedir.
Bugün bizim coğrafyamızda inancına uygun yaşamak isteyenlere/Müslümanlara çeşitli yasak ve dayatmalarla baskılar ve zulümler yapılmaktadır. Buna bir kısım insanlar sevinmekteler. Bir kısım insanlar seyirci kalmakta, bir kısmı da hiç umursama/maktadırlar…
Tutturmuşlar ‘kamusal alan’; nedir bu kamusal alan dedikleri? Kamusal alana inanç girmez mi? … Kamusal alan ‘kamu hizmeti veren’ kurumlar, bütünüdür/alanıdır. Yani halkın faydası için, hizmeti için, halkın - haklı- taleplerine cevap vermesi gereken ve her biri belli bir alanda vatandaşların hizmetlerini görmesi için kurulmuş olan resmi dairelerdir.
Kamusal alana girmiş olan ‘dininden/inancından soyutlanmış/çıkmış değildir.’Kimsenin kamusal adı altında Müslümanların başörtüsünü, namaz kılma hakkını ve buna benzer temel haklarını ellerinden alma gibi bir lüksü olamaz/olmamalı. Buna hiç kimsenin salahiyeti yoktur.
Dediğimiz gibi kamu alanlar/kuruluşlar bu ülke insanlarının, halkının oluşturduğu hizmet yerleridir. Ve doğal olarak o insanlara hizmet etmesi gereken alanların o insanların bir takım mantıksız ve saçma sapan sebeplerle, yasaklarla oradan kovulmasına sebep olması; yasakçıların aldıkları güçtendir. Tamamen ideolojik ve ceberutluktandır. Bu yasak ve dayatmalar hiçbir ölçüye, akla ve mantığa dayanmamaktadır…
Kamusal alana yaratıcı girmez mi/giremez mi? Yaratıcının girmediği, giremediği bir yer/bir alan var mıdır… Gücünüz, kanunlarınız, polis ve askerinizle insanları bu alanlardan kovabiliyorsunuz. Peki yaratıcıyı da kamusal alandan (haşa) kovabilir misiniz? Buna da gücünüz yeter mi? O kadar de değil dediğinizi duyar gibiyim…
Yoksa siz halen başörtüsüne ‘Fransa kaynaklı’ (yasakçıların uydurduğu bir kelime olan) türban diyerek siyasi simgemi diyorsunuz… İslam da olmadığını mı savunuyorsunuz? …
Eğer öyleyse siz Kur’an-i kerimin bu açık emrine ne diyeceksiniz. Yüce Allah buyuruyor: “Mümin kadınlara da söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, mahrem yerlerini koru-sunlar. Zinetlerini/zinet sayılan yerlerini göstermesinler. Ancak kendiliğinden görünen (el, yüz) bunlardan hariçtir. Başörtülerini yakalarının üstüne kadar, boyunlarını örtecek şekilde koysunlar.”(Nur Süresi 31.ayet).
Kamusal alan diyerek zulüm yapanlara Kuran-i kerimde ki İbrahim suresinin kırk ikinci ayetini okumalarını tavsiye ediyorum; “yüce Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz/gafil sanma, onların cezaları gözlerin dehşetten donup kalacağı bir güne ertelenmektedir.”