NASIL BİR KARDEŞLİK

NASIL BİR KARDEŞLİK

Her seçim öncesi genellikle siyasilerimiz kardeşlikten dem vurur. Kardeşlik mevsimlik değil ki, bu mübarek kelime hoyratça sarf edilsin. İslamda Kardeşlik tüm dünyalıkların üstündedir. Dini konularda çokça yozlaşma olduğu gibi kardeşlik konusunda da yozlaşmalar zirvededir. Toplum içinde olmayan, toplumun sıkıntılarını mahallinde görmeyen, tepeden bakıcılar, korumalarla korunanlar toplumdan pek bir şey anlamazlar. Toplumu havalandırmak için ekranlarda bir kemik atarlar. Etsiz kemikle boğuşan boğuşana… Bunlara oy avcıları denir. Fırsatçılar denir. Şubatta Emeklilere Promosyon verilecek, on iki milyon emekliye müjde dendiği gibi, şimdi promosyon Martta verilecek deniyor. Yağdanlık başlık atanlar utansın. İş kuranlara sıfır faizle kredi verilecekmiş, faizsiz denmesi sevindirici, pansuman tedbirler pek kalıcı değil, ekmek kapısını açanlara belki geçici deva olur. Bir toplum sanayi ve teknolojide çılgın projeler yapıyor, üretime dönük yatırımları varsa o toplumda ekmeksizlik, işsizlik olmaz.

Toplumda sosyal tufan var. Güvensizlik zirve yapmış, seçilen vekillerimiz, burun kırarak, bacak ısırarak zor, bilinmeyen 18 Maddelik kısmı bir anayasa maddelerini milletin meclisinden geçirdiler. Meclisin görüntüsü hep açıkken, sözde millet adına maddelerde ne var kim ne diyecek? Saklı, görüntüsüz geçti, İktidara göre bu maddeler yeni bir medeniyetin inşası, tüm dertlerin devasıdır, muhalefet nezdinde ise, tam bir rejim değişimi senaryosu. İki görüşte abartılıdır. Millet menfaatine değerlere endeksli her oluşumu destekleriz. Geçim ve seçimle boğuşturulan halk ise yapılacak bir referandum seçeneği ile karşı karşıya, dindar (Muhafazakâr) iktidarımız nezdinde (Taşrada AKP Rozetlileri) kim referandumda evet demezse Fotocu veya vatan hainidir, evet denirse tam kardeşlik harcı hemde vatanseverliktir. Gerçi Hükümet sözcüsü Sayın Kurtulmuş evet demek ne kadar meşru ise Hayır demekte o kadar meşrudur dediyse de gençlik hızını alamıyor. Ben halk isem niçin bu iftiralarla karşı karşıya kalıyorum. Oy kullanırken, oylanacakları bilmem hakkım değil mi? Mesela seçim barajı niçin indirilmiyor, temsilde niçin adalet yok, dumura uğramış adalet anlayışı niçin tam bağımsız olmasın, neden halk iradesi olan Meclisten parlamenter sistem yetkisiz bırakılıyor diye endişelerim var. Bunları haykırdığım zaman neden hemen mimleniyorum. Böylesi bir anlayışla birlik sağlanır mı? Kutuplaşmalar daha da hız kazanır.

Bunca düşmanlarımız varken, siyaset hırsı ile düşman çoğaltmak erdemli insanların vasfı değildir. Akıllar hiç kimsenin ipoteğinde olmamalıdır. Geçmişte Hükümetin başta Suriye olmak üzere, dış politikasında yanlışlar var dendiği zaman Esatçılıkla itham edilen masum insanları damgalayanlar, gelinen doğru istikamette kendileri acaba ne ad alırlar diye meraktayım. Yanışın borazanlığını yapanlar insafa gelmeli, yanlışa yanlış, doğruya doğru erdemliğini bu topluma gösterseler ötekileştirmeler asgariye iner. Birlik için toplumun harcı olur. Şu an toplumda teşhisi çok zor FETÖ mikrobu var. Toplum arasında dolaşın çok haksızlıklar var. FETÖ DNA Testi toplum fertlerine yapılıyor sonuçların çoğu yanlış, kim ne yapmışsa, suç işlemmişse cezasını çeksin. failler,tetik çekenler,paşalar maşalar dahil her şey biliniyor. Halen suçlu aranıyor. Aransın nereye kadar yaş kuru yangını var aileler sönüyor, düşmanlıklar çoğalıyor. Genç kesim devlet yönetimine küskün, tamiri zor derin yaralarla boğuşuyor.

Dinden soğumalar bile toplum fertlerini kamçılamış. Ülke insanı için kurtuluş reçeteleri sunulurken 28 Şubat sürecinde Çok Mazlum Mağdur, İnançlı insan halen ceza evlerinde, suç unsurları kumpaslar. Ceza karar verenler sözde hukukçulardır. Bunlar şu anda ya ihraç olmuş yâda ceza evinde neden kumpaslarla ceza evinde suçsuz yatan mahkûmlar için bir hürriyete kavuşma çabası yok. Bu konuyu Doğru haber gazetesi genişçe tekraren dile getirdiği için tebrik ediyorum. Çünkü mazlumun ahı indirir şahı demişler çare öncüleri yöneticilerimizdir bizden yazmak hatırlatmaktır. Tüm ümmet fertleri aslına dönerek din düşmanlarına karşı yekvücut olmalıdır. Beşeri siyaset amaç değil araç olmalıdır. Ülkemiz Anayasasında Devlet erki, Sosyal ve hukuk devletidir yazılıdır. Seçilen vekilin, maaşı neden bir memurun en az on beş katıdır, sınıflar arasında gelir farkı uçurumu var, Öncelikle toplum fertleri arasında uçurumlar giderilmeli, adil bir paylaşım olmalıdır. Bir spor kulüp başkanı en yüksek maaş alıyorsa ne demek istediğimi anlayın. Kapitalist bir sistem, faize dayalı bir ekonomi insanları mutlu edemez. Belki insanları sömürür zengini zengin fakiri ise fakir eder. Toplum fertlerinin madden yükseltilmesi birliğin teminatı olarak görüyorum. Kardeşlik beşeri siyasette, fani liderlerde, meşreplerde değil, din kardeşliğindedir. Dini Konularda ki müfredatta Aleviliğe daha fazla yer ayrılmış, Büyük bir yenilik, Son söz! Kardeşlik için Üstad Bediüzzamanın Uhuvvet risalesi tüm toplum fertleri için keskin bir ilaçtır okuyanlara, rehber edinenlere ne mutlu.