Nankörler

Nankörler

           

Geçen hafta KKTC'de yaşanan yaz kur'an kurslarına yönelik saldırının 2.sininde haberi geldi. Bu saldırıları nefret ve şiddetle kınıyor ve bir daha yaşanmaması için yetkilileri göreve davet ediyorum. Dinimize göre eğitimin tamamlayıcısı olan Kur'an kurslarımız olmazsa olmazlarımızdandır. Her Müslüman çocuğu dinini öğrenmekle ve sonraki nesle aktarmakla mükelleftir.

           

            Ancak KKTC'de yaşanan bu yüz karası talihsiz olayı gerçekleştiren sözde “Eğitimci”, “dinsiz”, “nankör” sendikacılar ne çabuk 1974'ü unuttular. Hatırlıyorum, büyüklerimiz haberleri radyolardan dinliyordu. Şehitler için mevlitler okutulur, hatimler indirilirdi. Gelen gazilerde el üstünde tutulur, ayrı bir değer verilirdi. Yine Beşparmak Dağları'na çıkarılan tankın mucizevî çıkışı, hala aramızda dolaşan kahraman gazilerimizin Kıbrıs Harekâtı'nda yaşadıklarını anlatmaları bizi hüzünlendirir ve bazen gözlerimizi yaşartır. Tabi bu olay şahsen beni derinden etkilemiştir.  Besle kargayı, oysun gözünü.” Derler ya; işte o misal. Basından öğrendiğimize göre bu zorba sendikanın finansal kaynağı da bizden yani, Türkiye'den gidiyormuş. Ne vahimdir ki bizim paramızla dinimize karşı gelip, Kur'an kurslarımızı eşkıya misali basıp, zor kullanarak, tehditler savurarak oradaki gönüllü hocalarımıza ve öğrencilerine nahoş tavırlar sergileyecek kadar cesaretli ve o kadarda dinden korkarak olmazsa olmazlarımıza baskı uygulamıştır. Şimdi şunu iyi anlamamız gerek; Geçmişini bilmeyen ya da unutan toplum geleceğine yön veremez. Geleceğe yön vermeyen toplumlar karanlığa gömülürler ve kayıp olup giderler. Türkiye olarak geçmişimiz belli, nereden geldiğimiz, nereye gideceğimiz, ne için dünyada yaşadığımız, dünya üzerindeki her şeyin araç olduğunu, gelip geçici olduğunu, bu araçların insanları cennet ve cehenneme gönderdiği, asıl amacın Allah ve resulünün yolu olduğunu bilen bir neslin evlatlarıyız. Ancak bu tür sütü bozuklar nasılsa bir şekilde aramıza sızmış ve bizi can evimizden vurmaya çalışıyorlar. Beyhude girişimlerinden sadece bir tanesi. Bunların ağaç kökleri İsrail'de olup dalları Türkiye'ye kadar uzatılmaya çalışılsa da Türkiye bu dalları fazla budaklanmadan kesip atıyor. Bu tür girişimler Osmanlı Dönemi'nde de olmuştur. Fakat o dönemlerde idam yasal olduğu için, yakalandıkları yerlerde bunlar ipe çekilir ve arkası gelmezdi.

            Günümüz Türkiye'sinde AB baskısıyla kaldırılan idam, bu “Soysuz İslam Düşmanları”nın ülkemizde cirit atmalarına vesile olmuştur. Türkiye'de ki dalın adı ise; “Ergenekon”dur. Yakalanan bu zihniyet mensupları tekrar bu zihniyete hizmet eden, nüfus cüzdanlarında T.C. Vatandaşı, bazılarının dini “İslâm” yazılı olan bu “vatan hainleri” tarafından serbest bıraktırılıyor veya bir kısmı içeride olsa bile paşalar gibi adeta ağırlanırcasına hizmet ettiriliyor. Ama Allah “Kerim” elbet, bir gün bu soysuzların kökü yine vatanseverler ve bu topraklar ve bayrak için canını ortaya koyan vatan sahipleri tarafından kazılıp kurutulacaktır. Yeter ki Allah'ın ipine sımsıkı sarılalım. Allah bizimle beraber olduktan sonra, plânları hep boşa çıkacaktır.

Mirac kandilinizi en içten duygularımla kutlar, tüm İslam âlemi için uyanış ve hayırlara vesile olmasını yüce Rabbimizden niyaz ederim…