Mustazaf-Der Siyasi Oluşumla Yoluna Devam Edecek
Merkezi Diyarbakır`da bulunan Mustazaf Der`in kapatılması nedeniyle düzenlenen `Ahde Vefa Mitingi`nde kapatma kararı kınanırken, derneğin siyasallaşarak Mustazaflar Hareketi olarak yoluna devam edeceği açıklandı.
Camileri Ahıra Çevirenler Bu Gün Mustazaf Der`i Kapatıyor
Mitingde Kürtçe bir konuşma araştırmacı yazar Molla Mahmut Kılıç ise camileri kapatarak ahıra çevirenlerin bu gün Mustazaf Der`i kapattıklarını söyledi. Mustazaf Der`in kapatılmasından dolayı İstasyon Meydanı`nın tarihi günlerinden bir gün daha yaşadığını ifade eden Kılıç, "Sanki Mekke ve Medine`deki Müslümanların buraya toplandıklarını ifade etti.
Amed, Said ve Halitlerin Yurdudur
Mustazaf Der`in kapatılmasının sebeplerini anlatan Kılıç, "Mazlum ve mustazaflara sahip çıktığı için, mağduriyetleri giderdiği için, toplumdaki ihtilafları giderdiği için, başörtüsüne sahip çıktığı için, Bediüzzaman ve Şeyh Said`in davasına ve değerlerine sahip çıktığı için Mustazaf Der kapatıldı. Çünkü bu zalimler, her iki Said`ten, hayatta iken korkuttukları gibi ölülerinden bile korktular" dedi.
Yılmaz: Mustazaflar Hareketi Olarak Siyasi Bir Oluşum Başlatıyoruz Daha sonra mikrofona gelen kapatılan Mustazaf Der`in Genel Başkanı Av. Hüseyin Yılmaz, merakla beklenen yol haritalarını açıkladı.
Mustazaf Der`in Kapatılmasının Asıl Sebepleri
Vefanızı göstermek için mitinge gelen halka teşekkürlerini sunan Yılmaz, derneklerinin kapatılmasının asıl sebeplerini açıkladı. Yılmaz, "Zalime ve zulme karşı kıyam eden Hz. Hüseynin, Kerbela`daki mesajına sahip çıkıp zilleti reddettiğimiz için, Mazlumun yanında yer alıp, Zulme rıza göstermediğimiz için derneğimiz kapatıldı. Kudüs`ü haçlıların işgalinden kurtarıp, Mescid-i Aksa`yı özgürlüğüne kavuşturan Selahaddin-i Eyübi`nin mirasına sahip çıktığımız için, çağdaş haçlıların ve Siyonistlerin işgaline karşı direnen Filistin halkının yanında yer aldığımız için derneğimiz kapatıldı. Halkımızı, inancından uzaklaştırmak isteyen zihniyetin ve istiklal mahkemelerinin zulmüne uğrayan Müslümanları savunduğumuz için, şehid Şeyh Said ve dava arkadaşlarını hayırla yâd edip, davasına, mirasına sahip çıktığımız için derneğimiz kapatıldı. İnançsızlık ve İslam`dan uzaklaştırma faaliyetlerine karşı iman mücadelesini veren ömrü zindanlarda ve sürgünlerde geçen Bediuzzaman Said-i Nursi`den medreseyi yusufiyelerde ders alıp iman hakikatlerini yaydığımız için derneğiniz kapatıldı.
Yerel, Ulusal ve Küresel Güçler Dört Bir Koldan Saldırdılar
2004 yılında kurulan derneğin kuruluşuyla yaptığı hizmetlerle gösterdiği faaliyetlerle kısa sürede bölgenin ve ülkenin etkin bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade eden Yılmaz, 2006 yılında bu meydanda bölgenin İslami hassasiyetlerinin kaybolmadığını, dipdiri olduğunu tüm dünyaya gösterdiklerini söyledi. Yıllardır bölge üzerinde oynanan ve İslam`dan, Kuran`dan uzaklaştırma çalışmalarının boşa çıktığını gören yerel, ulusal ve küresel güçlerin saldırılarına maruz kaldıklarını belirten Yılmaz, dört bir koldan saldırdıklarını vurguladı.
Başkan Yardımcımız Hunharca Katlettiler
Yılmaz sözlerine şöyle devam etti; "İlk önce, kontrollerindeki çetelerle, örgütlerle derneklerimize saldırdılar. Kurumlarımızı taşladılar, molotofladılar. Üyelerimizi yaraladılar, nihayetinde derneğimizin Yüksekova başkan yardımsını hunharca katlettiler. şehid ettiler. Tüm saldırı tahrik ve provokasyonlara rağmen halkımızın maslahatı için, iyiliği için sürekli sağduyu çağrısı yaptık. Sizler için, sizlerin zarar görmemesi için acılarımızı yüreğimize gömdük, sabrettik. Ateşe benzinle, körükle gitmedik. Provokatörlerin, derin devletin karanlık ve kirli yapılarının, güçlerinin hile ve tuzaklarını boşa çıkardık. Bizleri bu provokatör çetelerle örgütlerle ve kişilerle çatıştıramayanlar, bu kez devletin polisini, memurlarını üzerimize saldılar, saldırttılar. Derneklerimizi bastılar, üye ve gönüllülerimizi terörist diye gözaltına aldılar. Komplolar kurdular, iftiralarda bulundular. Kolluk, yargı- polis, mahkeme kumpasıyla üye ve gönüllülerimize onlarca yıllık cezalar verildi. Onlarca insanımız cezaevlerine atıldı. Bu cezalarla bizleri yıldıramayınca sindiremeyince davamızdan halkımız için çalışmaktan alıkoyamayınca da nihayetinde derneğimizin kapısına kilit vuruldu."
Medya, Hayırlı Hizmetleri Kamuoyuna Yansıtmadı
Bu süreçte medya`nın da sahibinin sesi olduğuna dikkat çeken Yılmaz, yandaş, candaş, kandaş, muhalif vs. medyanın tümünün kendilerine yapılan zulümleri görmediğini, yapmış oldukları faaliyetleri, hayırlı hizmetleri kamuoyuna yansıtmadıklarını söyledi. Yılmaz, "Derin yapılara hizmet edenlerce kendilerine servis edilen yalan yanlış haberleri soruşturmadan yayınladılar. Camiamız hakkındaki iftira, karalama ve komploları gerçekmiş gibi günlerce manşetlerden verdiler" dedi.
Yetkililer Kör ve Sağır Kesildi
2007 yılından beri derneklerinin onlarca kez saldırıya uğradığını hatırlatan Yılmaz, derneklerinin taşlandığını, kundaklandığını, üyelerinin darp edildiğini, yaralandığı ve öldürüldüklerini söyledi. Yılmaz, "Derneklerimize üyelerimize yapılan saldırıların hiçbirinin faili bulunmadı. Dernek üyelerimizin yakalayıp polise teslim ettiği saldırganlar dahi polis ve yargı tarafından salıverildiler. Yetkililere soruyorum. Derneklerimize ve üyelerimize yapılan saldırıların hangisinin ve ya kaç tanesinin faili/failleri yakalandı. Bu saldırıları ortaya çıkarmak için ne yaptınız? Derneklerimize kurulan komploların hangisini araştırdınız?
Hükümet Zulme Engel Olmadıkça Zulme Ortaktır
Kız çocuğunu başörtülü okutmak isteyen Bursa`daki babaya 6 ay hapis cezası, Gaziantep`teki kızın annesine 2 yıl 6 ay hapis cezası verildiğini hatırlatan Yılmaz, "Çocuklarımızın okuma hakkını ellerinden alan idareciler yerine çocuğunu okutmak isteyenlere ceza veriliyor" dedi. Yapılanların apaçık bir zulüm olduğunu dile getiren Yılmaz, Hükümetin de bu zulme engel olmadıkça bu zulme ortak olduğunu söyledi.
Ömer`in Adaleti Nerede?
Yılmaz sözlerine şöyle devam etti; "Yetkililer yapılan bu zulme seyirci kalmakla, zulme rıza göstermektedir. Zulme rıza da zulümdür. Başka bir şey değil. Allah sakın zalimlere meyletmeyin diyor. Zalimlere meyledenlerin akıbeti zalimlerle aynı olacaktır. Sizden öncekilerin sonundan ibret alın. Tunus`tan Mısır`dan ibret alın Unutmayın! Hiçbir iktidar, mevki, makam baki değildir. Hz Ömer Dicle kenarında bir kurt bir koyunu kaparsa Allah bunun hesabını Ömer`den sorar demektedir. Adil olduklarını iddia eden idareciler, Bugün kurtlar sofrası kurulmuş, her yanı kurtlar sarmış, mazlum ve mustazaf halkımıza saldırmakta, çocuklarımızı öldürmekte, eğitim dâhil İslami yaşam haklarını engellemekte, çocuklarına sahip çıkan anneler babalar hapisle cezalandırılmaktadır. Çocuğunu başörtülü okutmak isteyen ebeveyne hapis, geçimi için kaçakçılık yapana ölüm cezası. Hayırlı hizmetlerde bulunan derneğinizin kapısına kilit vurma İşte size kurdun adaleti! Ömer`in adaleti nerede?"
Özgürlükler Yerine Hayvani Özgürlüklerin Önünü Açtılar
Hükümetin açılım adıyla bir süreç başlattığını ilan ettiğini hatırlatan Yılmaz, "Sivil toplum güçlenecek demişti. Şiddete başvurmayan hiçbir parti ve dernek kapatılmayacak demişti Özgürlüklerin önü açılacak demişti. İslami ve insani özgürlükler yerine hayvani özgürlüklerin önünü açtılar. Özgürlük adına ahlakı yozlaştıranların, toplumu ifsat edenlerin önü açılırken, zina suç olmaktan çıkarılırken; ahlaklı erdemli toplum oluşturmak için, dindar bir nesil yetiştirmek için çalışanların önü kesiliyor. Yargı, sapık ilişkileri özgürlük olarak değerlendirmekte, bu dernekler hakkında açılan kapatma davalarını red etmektedir. Toplumu, aile yapısını ifsad eden bu faaliyetler yargı tarafından özgürlük olarak kabul görürken, başörtülü kızların eğitim hakkını savunanlara, çocuğunu başörtüsüyle okutmak isteyen annelere babalara hapis cezaları veriliyor. Başörtüsü seferberliği başlatan Mustazaf Der kapatılıyor. Müslüman Kürt halkının hak ve özgürlükleri için çalıştıklarını iddia edenler ise; İslami yaşamın önündeki engellerin kalkması için hiçbir şey yapmazken, sapıkların, eşcinsellerin evlilik hakkı için mücadele ediyorlar. Halkımızın, inancının ve ahlakının ifsadı için sistemle, rejimle yarış halindeler. Başörtüsüne ve inancını yaşamaya özgürlük getireceğiz diye iktidara gelenlerin kadın kolları, hazırladıkları raporlarda inanç özgürlüğüne başörtüsüne sınırlama getirilmesini istiyor. Allah`ın emrinin geçerli olmayacağı alanlar ihdas ediyorlar. 28 Şubatçıların uydurduğu kamusal alan yalanını devam ettiriyorlar. Başörtüsünün nerelerde takılacağını, nerelerde takılmayacağını sizler mi belirleyeceksiniz? Sizlere bu yetkiyi kim verdi? Allah`ın başörtüsü emrinin geçerli olacağı ve olamayacağı alanları belirleme yetkisini nereden alıyorsunuz. O halde 28 Şubatçılardan ne farkınız kaldı. Onların belirlediği kamusal alan ile sizin ki arasında ne fark var? Halkın dinine inancına müdahale edenler, halkına zulüm edenler, hiçbir zaman iflah olmamışlardır. Kaybetmeye mahkûmdurlar" dedi.
Roboski ve Ceylan Önkol`un Failleri Nerede?
Camialarına yapılan saldırıları, hukuksuzlukları, zulmü görmeyenlerin dün halkımıza karşı yapılan katliamları da görmediğini ifade eden Yılmaz, İstiklal mahkemelerinin zulmünü de görmediklerini söyledi. Yılmaz sözlerine şöyle devam etti; "Bu gün camiamıza yapılan zulmü görmeyenler Uludere/Roboski`deki katliamı da görmüyorlar. Bizlere yapılan saldırıların faillerini, ortaya çıkarmadıkları gibi Roboski katliamının, Ceylan Önkol`un faillerini de ortaya çıkarmıyorlar. Bizlere komplo kuranları, bizleri mağdur edenleri, himaye ettikleri gibi, Roboski katliamının emrini verenleri de himaye etmektedirler. Roboski katliamının Mustafa Muğlalının yaptığı katliamdan ne farkı var. Kimi ve neyi koruyorsunuz, kolluyorsunuz. Böyle yapmakla suça ortak olduğunuzun farkında mısınız? Mazlum ve mustazaf halkımızın çocuklarını izimler adına çatıştıranlar, ulus devlet putçuluğu ile halkımızın arasına nifak sokup birbirine düşman yapanlar, Müslümanlar arasına kin ve nefret tohumları saçıyorlar. Müslüman halkın çocuklarını birbirlerine öldürtüyorlar. Öldürülen canlar üzerinden kendi otoritelerini devam ettirmek istiyorlar. Müslümanlara zulmedenler, inançlarına savaş, açanlar şunu unutmasınlar; ilahi adalet er geç tecelli, edecektir. Ve zalimlerin tüm hesapları alt üst olacaktır. Zulüm üzerine kurulan ve zulme bulaşan iktidarlar yıkılmaya mahkûmdur."
Diyarbakır Fethinin Yıldönümü
Bugün, aynı zamanda Diyarbakır`ın fethinin yıldönümü olduğunu belirten Yılmaz, Coğrafyamızın İslam`la şereflendiği bu fetih günün, bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Yılmaz, "İşte bunun gibi bugün de inşallah bir dönüm noktası olacaktır. Sizlerle beraber yeni sürece bismillah diyerek başlayacağız. Diyarbakır fethinin yıldönümü olan bu günde, fetih ruhuna sahip çıkan Diyarbakır`ı fetheden sahabelerin taşıdığı İslam sancağı bu gün mustazaflar eliyle meydanlarda dalgalandırılmaktadır. Bu gün sizin burada dalgalandırdığınız bu bayraklar sahabenin Diyarbakır`ı feth ederken Hz. Peygamberden devraldığı aynı bayraklardır. Tüm bayrakların altında toplanacağı tek bayrak Kelime-i Tevhid bayrağıdır. Tüm kavimlerin etrafında birleşecekleri tek bayrak işte bu bayraktır. Lailahe illallah bayrağıdır. Bu bayraktan daha üstün bir bayrak, Muhammed ümmeti olmaktan daha üstün bir aidiyet tanımıyoruz. İşte Türklerin, Kürtlerin, Arapların, hasılı tüm halkların etrafında birleşecekleri bayrak budur. Tüm kavimlerin ortak aidiyetlerini sağlayacak aidiyet budur" dedi.
Bizler Halkın Kendisiyiz
Derneklerinin kapatılmasıyla çalışmalarının bitmediğini söyleyen Yılmaz, dernek çalışmalarının kaldığı yerden devam edeceğini söyledi. Yılmaz, "Şurası unutulmasın ki bizler sıradan bir dernek değiliz. dernek kapatılmasıyla bitecek bir yapı değiliz. Bizler halk ile iç içe olan büyük bir camiayız. Bizler halkın kendisiyiz. Önümüze konan tüm engelleri İslam`ı referans alarak aştık. Tüm sorun ve sıkıntılarda İslam`ın çizdiği çerçevede çözüm ürettik. Yeni dönemde de yine İslam dairesi içinde mevcut tüm sıkıntı ve sorunlara çözüm arayacağız" dedi.
Yeni Bir Siyasi Oluşum Başlatıyoruz
Kapatılan Mustazaf Der`in şubelerinin ortak platformlarda birlikte çalıştıkları Batman merkezli "Mustazaflar Cemiyeti" çatısı altında çalışmalarına devam etme kararı aldıklarını ifade eden Yılmaz, "Yine sizlere hizmet edeceler, her daim yanınızda olacaklar" dedi. Derneklerinin kapatılma ile yeni bir süreç başlattıklarını ifade eden Yılmaz, "Diyarbakır`ın fethinin yıldönümü olan bu günde fetih gibi bir müjdemiz olacak" dedi.