Mustafa Armağan: Dün Abdülhamit Bugün Erdoğan
Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Araştırmacı-Yazar Mustafa Armağan, dün Abdülhamid’e ‘firavun’ diyerek iftira eten küresel güçlerin bugün Erdoğan’ı ‘diktatör’ benzetmesiyle itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını söyledi.
Müslüm Aktürk /İSTANBUL
Osmanlı İmparatorluğu’nun özelikle son dönemleriyle ilgili yaptığı araştırma ve yazdığı kitaplarıyla tanınan Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Araştırmacı-Yazar Mustafa Armağan, siyasi dehasıyla “hasta adam” denilen Osmanlı’yı 33 yıl ayakta tutan Sultan Abdülhamid Han’a “firavun” iftirasını atan zihniyetin bugün de Abdülhamid’in yolundaki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aynı yalanlarla saldırdığını söyledi.
Mustafa Armağan, Türkiye Postası Gazetesi’nin Şanlıurfalılar Derneği’nde düzenlediği “Tarihin Penceresi’nden Abdülhamid Han” konulu konferansta Sultan Abdülhamid Han’ı anlattı. 10 Şubat 1918’de İstanbul’da vefat eden Abdülhamid’in halk nezdinde büyük üzüntüye yol açtığını hatırlatan Armağan, “Gerek ülkede gerekse ülke sınırları dışında bir çok yerde Abdülhamid Han tarafından önemli projeler gerçekleştirildi. Sultan’ın tahtan indirilmesinden sonra gerileme dönemi başladı, Yemen’den, Şam’a, Bağdat’a, Hicaz’a, Arnavutluk’a ve Makedonya’ya kadar 3 milyon metrekareye yakın yüzölçümüne sahip ülke 2.5 kat küçüldü ve bugünkü duruma geldi” dedi. Sultan Abdülhamid’e yalan ve iftiraların yanı sıra suikastların da düzenlediğini belirten Armağan, şöyle devam etti: “Abdülhamit Han 27 Nisan 1909’da tahttan indirildi. Bunu kendisine tebliğ eden 5 kişilik heyet arasında bir Müslüman göremezsiniz. Selanik mebusu Yahudi Emanuel Karaso, Ermeni Aram Efendi, Draç Mebusu Arnavut Esat Toptani Paşa, eski Bahriye Nazırı Arif Hikmet Paşa gibi vatan hainlerine yargılanmak istediğini söylemesine rağmen bu teklifi kabul görmedi. Çünkü mahkemede aklanacağı biliniyordu. Darbeciler, öldürmeye cesaret edemedikleri İslam Halifesi Abdülhamid’i, Selanik’te bir Yahudi’nin evine kiracı olarak sürgüne gönderme vicdansızlığında bulundular. İktidara geldikten sonra devleti çok kötü duruma getirenler ancak 9 buçuk yıl dayanabildiler ve yurt dışına kaçtılar. Birçok isim Abdülhamid’e yaptıkları haksızlıktan dolayı pişman oldu, bunların arasında ateist ya da ateistliğe yakın kişiler de var.”
PEYGAMBERLER YOLU
Sultan Abdülhamid’in önemli eserlerinden birinin de “Peygamberler Yolu” olarak bilinen Hicaz Demir Yolu projesi olduğunu vurgulayan tarih araştırmacısı Mustafa Armağan, bu süreci de şöyle anlattı:
“Abdülhamid, bu projenin Müslümanlar tarafından finansa edilmesini istiyordu. İlk katkıyı da 30 bin altında kendisi yaptı. Sonra ABD’den Japonya’ya, Afrika’dan dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Müslümanlardan kuruş kuruş gelen paralarla 4 milyon altın toplandı ve projenin önemli kısmı tamamlanmış oldu. Sultan, Hicaz Demir Yolu’nun üzerinde öylesine hassasiyetle duruyordu ki, bunun bir onur projesi olduğuna dikkat çekiyordu. Öyle ki, memurlardan kesilen paraların bir bölümünün Gayri Müslim memurlardan da toplandığı tespit edilince o paralar Gayri Müslim memurlara iade edildi. Abdülhamit, ‘Medenileşeceğiz diye kimliğimizi, kişiliğimizi, ahlakımızı koruyamazsak onlara benzeriz, onlar gibi oluruz’ diyerek Müslüman milleti uyarırdı. İslam Halifesi, Peygamber (AS)’e o kadar saygılıydı ki, demir yolu çalışmaları Medine’ye yaklaştığında gürültü yapılmaması için keçe kullanılmasını istemişti.”
OSMANLI’NIN DEVAMIYIZ
Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’nın devamı olduğuna dikkat çeken Mustafa Armağan, “Değerini kaybedersen kimliğini gardıroba asıp kimliksiz kalmış olursun. Osmanlı’nın, Selçuklu’nun fethettiği topraklar üzerinde oturacaksın sonra (Osmanlı’nın devamı değiliz) diyeceksin. Osmanlı’dan sonra gidip İtalya’dan, Fransa’dan toprak alıp yeni bir devlet mi kurdun?”
LOZAN ZAFER DEĞİL
Tarih Araştırmacısı Mustafa Armağan, bir soru üzerine Lozan’ın kesinlikle zafer olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Lozan’ın güncellenmesi” şeklindeki demecine Lozan’da masada olan devletlerin yanaşmadığını hatırlatan Armağan, “İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan güncelleme fikrine sıcak bakmadıklarına göre demek ki kaybeden onlar değil, Türkiye’dir” dedi. Futbol maçlarında hep yenilen tarafın maçın tekrarını istediğini vurgulayan Mustafa Armağan, Lozan’da yenilen taraf Türkiye’nin bu antlaşmayı içini sindiremediği için yenilenmesini istediğini anlattı. İsmet İnönü’nün Lozan tutanaklarında Türkiye’nin fedakarlık ve feragat ettiği şeklinde itirafta bulunduğuna dikkat çeken Armağan, İngiltere başdelegesi ve Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un, Lozan’dan ayrıldıktan sonra Londra istasyonunda Bakanlar Kurulu’nca karşılanmasının kimlerin zafer kazandığının göstergesi olduğunu sözlerine ekledi.
Mustafa Armağan, programın sonunda 36.baskısı yapılan “Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı” ve 15.kez basılan “Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı-2” kitabını etkinliğe katılanlar için imzaladı.