Müslümanlar Birleşmeli Ama, Nerede?

Müslümanlar Birleşmeli Ama, Nerede?

Çalışkanlığı ile bilinen Karıncalar toplu halde yaşarlar, iş taksimi yaparak işlerini imece usulü yaparlar. Yuvaları adeta birer şehri andıracak şekilde olup, farklı ve değişik bölümlerden oluşur. Aynı cinsten olduklarından dolayı birlikten olağanüstü güçler meydana getirirler. Diğer varlıklar hep beraber yaşayabilirler ama genelde her varlık kendi cinsi ile yaşar. Kaz, kaz ile, baz, baz ile, misali. İnsanın dışındaki varlıklar bir emirle hareket ederler onlarda ilerleme gerileme yoktur. Çünkü akılsızdırlar. İnsan öyle değil, başıboş değil, İnsanın iki dünyası var biri bu dünya diğeri ahiret. İnanmak, yaşamak, yaşatmak, hem kendisini hem de başka insan ve canlıları kurtarmak insanın vazgeçilmezidir.

İnancımızda insan tarifi yapılırken, yanılabilen, zaafa düşen, zalimleşen, hayvandan daha aşağı mertebelere varan, ilerleyen, gerileyen, bozan, kötülüklere alet olan olarak tarif edilir. Bu gün güncel olay olarak İslam Coğrafyasında akan kanın durması için her kes bir olalım, güç oluşturalım diyor. Bu zulmün ancak birleşmekle mümkün olabileceği yazılıyor çiziliyor haykırılıyor. Görünen tablo iyiye alamet değil, Müslümanların birleşme güç oluşturma kulpu Kuran sünnet, fıkıh olmadığı müddetçe bu ayrılık hastalığından kurtulmaları imkânsızdır. Bu gün Müslüman halklar toplumlarında partiler var, liderler var, dokunulmazlar var, Her parti liderinin ve yönetiminin dediği dediktir. Bağlılık dinin çok üstündedir. Sendikalar var geçmişte adı beşli çete olarak tarihe geçti. Dersini alanlar aldı şimdi sivil toplum kuruluşları bu aydın kitlede partiler gibi aynı hastalığa tutkun birleşme bende olsun diyor.

Tarikat ve cemaat eksenli oluşumlar var. Tarikatın gerçek ilkeleri yapılması gerekirken, ne yazık ki şahısları masumlaştırmak, el öptürmekten öte geçemiyor. Diyanet camiası var dini anlatmada geçmişteki korkularla kabuğuna çekilmiş. Peki, birlik olalım da nerede kiminle? benim partim, benim liderim, benim şeyhim, benim cemaatim diyen aralarında nokta olan bir dağınık toplumdan nasıl birlik olur. Parti, lider, cemaat, meşrep, her kes bana gelsin görüşü hâkim olduğu, bu tutumun dinin önünde oynadığı müddetçe birlik olamaz. Dinimiz İslam’da inananlar birbirinin din kardeşidir. Ne yazık ki, bu kardeşliğin yerini başka fani şeyler almış. Birliği bozan, insanı her gün iğfal eden, kanunlarla korunan, menfaat putları kırılmadan birlik olmaz.

Avrupa birliğine girelim girmeyelim diyenlerle nasıl birlik olalım? Faizli bankalarla bir sorunum var, yok diyenlerle nasıl bir olalım? Beşeri kanunla idare iyidir diyenle, insanlığın kurtuluşu ilahi kanun hâkimiyeti ile ancak olur diyenlerle nasıl bir olalım? Kutsal devlet imkânları ile zengin olanlarla, günlük ekmek elde etmek için maden ocaklarında rızkı için canından olanlarla nasıl birlik olalım? Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Kimine göre Kobani’de birlik olur, Kimine göre Türk veya Kürtlükte birlik olur, kimine göre onun bunun izinde olmakla, ilkelere yapışmakla, birlik olur. İnsan kaynaklı birlikler çoktur hangisinde birlik olalım olması da imkânsızdır. Birliğin, kaynaşmanın adresi bellidir o da İslam kardeşliğidir. Her kes meşrebini, liderini, Cemaatini, partisini, derneğini sevecek ancak birlik odağı din olacak başka çare yok.

Müslümanların paramparça olduğu asrımızda gerçek âlimlere, şeyhlere, liderlere büyük ihtiyaç vardır. Başkentlerde oturarak yüksek kulelerden yönetilenlere elbise biçmek kolaydır. Biçilen elbise kot pantolon, kolsuz gömlek ise ben giymek istemiyorum. Adaletsiz dağıtım, kapitalist ekonomi, tepeden dayatmalar korumalarla halktan uzak ekranlardan konuşulanlardan insanımız artık toktur. Birliğin tesisi için herkese görev düşmektedir. Ülkede kaç parti varsa o kadar Televizyon gazete dergi var demektir. Bunların çoğu Müslümanların arasına her gün nifak tohumları ekmeye devam ediyorlar. Beyaza kara karaya beyaz diyorlar. Kobani’den ülkemize göç eden kardeşlerimizi bağrımıza bastık, “biri çıkıyor veya yazıyor ben memleketime kavuşsam toprak yerim beni afad tan kurtarın diyor,” nankörlüğün bu kadarı da olmaz. Anlaşılan yaklaşım ideolojiktir. Kitleleri her gün yönlendiren görsel, yazılı basın yanlı yayınlarla insanları birleştireceğine ayrıştırıyor. Artık herkesin kendisine çeki düzen vermesi lazım. Bizi birbirimize düşürerek malı götürmeye çalışan gözü karalar pusuda bekliyor. Allah’ı bir Peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir olanlar neden inanç noktasında birleşmiyorlar. Birleşmemek için sanki yemin etmişler.

Din düşmanları fırsat kollayarak bu ayrılığımızdan istifa ederek Mukaddeslerimize saldırıyorlar. Konu ile ilgili asrın âlimini dinleyelim “ EY EHLİ İMAN ZİLLET İÇİNDE ESARET ALTINA GİRMEMEK İSTERSENİZ AKLINIZI BAŞINIZA ALINIZ. İHTİLAFLARINIZDAN İSTİFADE EDEN ZALİMLERE KARŞI  “MUMİNLER ANCAK KARDEŞTİR” KALAYI KUDSİYESİ İÇİNE GİRİNİZ. TAHASSUN EDİNİZ (KORUNUNUZ) YOKSA NE HAYATINIZ I MUHAFAZA VE NEDE HUKUKUKNUZU MÜDAFAA EDEBİLİRSİNİZ” Mektubat 22. Birlik için ben değil biz. Fani olanla değil baki olanla birlik olur, birlik için nefislerini yenen kullar olmak için dua edelim