Müslümanları Bekleyen Tehlikeler

Müslümanları Bekleyen Tehlikeler

Müslümanlar Hak davanın temsilcileri olduğu için düşmanları dün olduğu gibi bugünde olacaktır. Müslüman’ım diye geçinen kitleler Beşeri sistemlerden dini konularda aza kanat ettikleri, beşeri sistemin istediği kadar dindar odluklarından, topyekûn git gide çok gerilerde kalmaktadırlar. Müslüman Cami, ezan, Minare, İmam hatip, İlahiyat, Hac, Umre gibi bazı dini kurumlar, dini İbadetlerle yanılgıya düşmüş kandırılmıştır. Din budur anlayışı hâkim olmuştur topluma. Bu yıkımdan faydalanan dindar görünüp dine saldıran Vandallar çoğaldı. Müslüman sessiz. Sadece bakan, dini konularda hava aldıranları alkışlayan, oy veren, kendileri için her gün çene yoran, hazır lokma haline gelmiştir. Kafesteki keklik misalidir. hele birkaç İslami kelime kullandı mı lider o zaman Müslüman halk o liderin fanatiğidir. Oyları ile Allah’a isyan Bayrağını çekmiş beşeri sistemleri sıra ile destekliyor. Faizli, Zinalı, Ladin, Laik, karışımını hiç ayırt etmiyor. Destekleyenlere oy verirsem bende günaha dâhilim düşüncesinden çok uzaktır. Müslüman!  Bu durumda iken, çok şiddetli deprem olan Müslümanları bekleyen tehlikelerden bir kaçını yazıyorum. Ben kâhin değilim anladıklarımı yazıyorum faydalı olur inşallah. Tehlike: 1-MEZHEPSİZLİK: Kurulduğu günden beri Mezhep vardır. Olmaya devam edecektir. Buna ehlisünnet çizgisi denir. Karşı olmak benimsememek Güneşe karşı taş atmak gibidir. Kimse boşuna yorulmasın. Ehlisünnet çizgisinde olanlarda zerre kadar sapma olmaz. Mezhepsizliği savunmak din düşmanlığıdır.

Mezhep olmakla beraber mezhepçilik yapmak dinimizde de yoktur. Mezhepçilik yapanlar en az mezhepsizler kadar tehlikelidir. İslam coğrafyasında akan kan mezhepçiliğin kalıntısıdır. Bazı bıyıksız, kravatlı, unvanlı televizyon vaizleri, kendilerini Allame zan edip, mezhepler konusunda zehir kusuyorlar Din dışı çok şeyler sanki hal edilmiş iş mezheplerde kalmış bu anlayıştakilere zavallı deyip geçiyoruz. Hiçbir ehlisünnet ferdi bunlara kanmasın bunları dinlemesin. Tehlike: 2-MEALCILIK- Bu anlayış mezhepsizlikten daha tehlikelidir. Bir ehli kıble kardeşimiz abdest alırken, ayaklarını yıkamıyor. Sorduğumuzda o kardeşimiz Kur’an da ayak yıkanacak diye bir ayet yok diyor.  Ayakları mesh etme vardır diyor. Belli ki, bu genç mezhepsiler tarafından zehirlenmiştir. Buna sebep olanlar o gencin günahına ortaktırlar. Bize sadece Kuran yeter diyenler, Sünneti Mezhebi kökten inkâr ediyorlar ki, insanı küfre kadar götürür. İbadetlerde, Ticarette, siyasette, hayatın tüm alanlarında yaşamayı bize kur’an-ı tefsir eden sünnet ve fıkıhtır. Dış düşmanların oyununa kanan bu taifeye Allah akıl fikir versin. Ateşten kaçtığımız gibi bu zümreden kaçmak lazımdır. Bunları ifşa etmek gerekir  ki, Gerçek Müslümanlar bu tuzağa düşmesin. Ehlisünnet anlayışında Kur’an okunur, anlaşılır, yaşanır, başkalarına tebliğ edilir. Kur’an tefsirini hazmetmeden. Sadece ayetlerin zahirine göre hükmetmek meal ile yetinmek insanı felakete götürür. Bu anlayışı savunmak dine en büyük saldırıdır.

Tehlike: 3- HADİS VE SÜNNET DÜŞMANLIĞI- Namaz kılmasını bilmeyen, bazen Namaz bile kılmayan bazı zerzevat takımı hadis Tasnifine kalkıyor. Belli ki, Akaidlerinde bozukluk var. Çok tehlikeli bir anlayıştır. Şu hadis zayıftır değildir demek bu ümmilere düşmez. Aslında gaye bu değildir. Tek gaye İnsanları dinden soğutmaktır siyonizmin oyununa gelmektir. Ehlisünnet âlimlerimiz, Muhaddislerimiz, Müfessirlerimiz var, Bunların eserleri Müslümanların kılavuzlarıdır. Bu mümtaz ulema takımı kıyamete kadar da olacaklardır. Gerçek tasavvuf kutupları da bu denizin içindedir. Hiç bir Müslüman bu süte su katan cihatsız, beşeri sisteme ilişmeyen satılmışlara kanmasın, kanmayacaktır. çünkü bunlar dini tahrip ediyorlar. Müslüman’ın kafasını karıştırıyorlar. Bazı geleneklerimiz bile din gibidir kimse bu sahtelere kanmasın. Tehlike: 4- BASININ YALANCILIĞI: Basın toplumun gören gözü, işiten kulağıdır diyorlar doğrudur. Bir basın düşünün her gün yüceyi cüce, cüceyi yüce gösteriyor. Reklam, Para uğruna dün beyaz dediğine birilerin keyfine göre bugün kara diyor, at gözlüğü bakışlıdır. Liyakat sızları her gün göklere çıkarıyor, kraldan fazla kralcı, acımasız saldırgan ataklıdır. yalanı doğru gösterme yarışındadır. İspiyonculuk, yağdanlık, taraflı kılıfa bürünen basına Müslümanlar kanmamalıdır. Objektif tarafsız, hakkın haklının yanında olan, basın yazdıklarımın dışındadır. Söylenenleri İslam’ın ölçülerine vurmak her inananın görevidir. Bu yalan yayınlarla ümmet fertleri bir birleri ile cebelleşiyor günaha giriyor. Zenginin malı züğürt’ün çenesini niçin yorsun. Bizim ölçümüz İslam ve İslam kardeşliğidir, çıkar uğruna basın yalancı olamaz.

Tehlike: 5- TEKNOLOJİNİN MÜSLÜMAN’I İFSADI- Bu yazdıklarımın en tehlikesi belki budur. Her insanın elinde son model cep telefonu veya Bilgisayar var, İçi insanı bozan şeylerle doludur. Hatta bir hocamız internet çıktı diye, ben bütün dini kitaplarımı dağıttım diyordu bu ne mirasyedilik insanımız artık kitap falan okumuyor. Raflarda kitaplar paslı, Ailece bu teknoloji zehri ile her gün zehirleniyoruz. Bu tutum İslam toplum fertleri için Esedin insan öldüren silahlarından daha tehlikelidir. Tehlike: 6-  HELAL HARAMA RİAYET ETMEMEK-  Bunca ifsat akımlarına karşı Müslüman genel anlamda mücadele vermezken,  maalesef Müslüman helal haram konusunda büyük imtihanla karşı karşıyadır. Faiz nerede ise meşrulaşmıştır. Tam bir sömürü aracı, yalan, gıybet, iftira, söz götürüp getirme, sui zan,  kandırma, haram kazanma, iki yüzlülük, israf, kötülüklere göz yumma, bana ne deme, kulluğu unutma gibi haramlar Müslüman’ın günlük hayatında kök salmıştır. Hâsılı kelam Anayasamız Kuran, Kuranın müfessiri HZ. Muhammed (SAV) DİR. Yolumuz ehlisünnet yoludur. Fıkıh baş tacımız ve idari anayasamızdır.

Sünnet, fıkıh, Mezhep sapmamak için kopmaz kulplarımızdır. Teknoloji ağına düşmeden her Müslüman Dinini sağlam eserlerden okumalı, öğrenmelidir, Gerçek âlimlerimizde gerçek dini anlatmalı yoksa toplumda kapalı çıplaklar daha da çoğalır. Aslında tehlikenin en büyüğü Ilımlı İslam, Dinler arası diyalog, üçlü İbrahim’i dinler anlayışıdır. Mevlam ümmet fertlerini İslam dini akımlardan korusun. Kısmet olursa 18 Nisan 2015 tarihinde kutsal beldelerde olacağım. Mevlam her kese nasip eylesin.10 Mayısta Şanlıurfa’ya dönüşümüz olacak. Döndükten sonra bil hassa ekonomik şartlarla Ramazan ayı umresini bizimle yapmak isteyen kardeşlerimiz 0546 263 78 52 Nolu telefonla irtibat kurabilirler bildiklerimi 20 günlük umre seyahatimde ekibime anlatmak dileklerimle