Müslüm Aktürk, İyi Parti Milletvekili ile Röportaj Yaptı
Gazeteci-yazar Müslüman Türk iyi Parti Isparta milletvekili Aylin Cesur ile koronavirüs hakkında ile röportaj yaptı
Böyle giderse İtalya gibi oluruz
İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, koronavirüse karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu öne sürerek, “Durumumuz İtalya’dan daha kötü desem yanlış olmaz. Allah korusun, eğer bu böyle devam ederse, onlar gibi biz de 25 gün sonra o oranları görebiliriz” dedi.
Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs (kovid-19) salgını nedeniyle Türkiye’de vefat edenlerin sayısı 300’e yaklaştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın son açıklamasına göre Isparta, en çok vaka görülen ilk 10 şehir arasına girdi.
İstanbul, İzmir, Ankara, Konya ve Kocaeli’nden sonra Isparta’nın 268 vaka ile kovid-19’un en fazla görüldüğü illerin altıncısı olması Ispartalıları ürküttü. Zira Isparta’dan 8-10 kat daha fazla nüfusa sahip Antalya’da vaka sayısı 95 olarak açıklanırken 268 rakamı, krizin Isparta’da iyi yönetilip yönetilmediği sorusunu akla getirdi.
Gazeteci-Yazar Müslüm Aktürk, Korona Takip Komitesi’nde de yer alan İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur ile Isparta’yı ve Türkiye’yi konuştu. Söz konusu vaka sayısının Isparta’da yüksek çıkmasının umrecilerin Isparta’da karantina altında tutulmasından kaynaklandığını belirten Aylin Cesur, “Karantina altında tutulanların kaçında bu vakanın görüldüğünü henüz öğrenemedim. Vali beyle, belediye başkanıyla görüştüm. Sağlık müdürünü aradım ama sayı konusunda bilgi alamadım” dedi.
TAM İZOLASYON
Hükümetin önlem almakta yetersiz kaldığını savunan İYİ Parti Milletvekili Dr. Cesur, “Baştan beri söylüyoruz; aslında garantili olanı en az 14 gün ve tam izolasyon uygulanmalı. Ancak vatandaş ekmek parasının peşinde, ‘evde kal’ deyince kalamıyor ki. Devlet destek verecek o da evinde kalacak” şeklinde konuştu.
Sağlık sisteminin bunu taşıyamaz hale gelmeden, anormal kayıplar başlamadan izolasyonun tam anlamıyla gerçekleştirilmesini isteyen Aylin Cesur, “Ben eski bir yoğun bakımcıyım, aynı zamanda 7 üyeden oluşan Korona Takip Komitesi’nde bulunuyorum. Her gün online olarak toplantı yapıyoruz ve bu toplantılarımız 4-5 saat sürüyor. Halkın sağlığı önemli benim için, önce doktor olarak, sonra milletvekili olarak milletimi düşünmek durumundayım” ifadesini kullandı.
İYİ Parti Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un, kovid-19 ile daha etkin nasıl mücadele edileceğine ilişkin düşünceleri şöyle:
CORANA 1920'Lİ YILLARDAN BERİ VAR
İnsanlık, çok zorlu bir süreçten geçiyor. Dünya Sağlık Örgütü adına ‘PANDEMİ’ dedi. Ben ‘Dünyada Yüzyılın Kabusu’ diyeceğim müsaadenizle Corona’ya. Corana aslında 1920'li yıllardan beri var. Bu yeni formu: Covid-19, farklı bir form. Bu, yüzeylere yapışıyor. Birtakım yayınlara göre farklılık olsa da dokuz güne kadar civarında yapışık kalabiliyor. Bu yüzden el dezenfeksiyonu ve diğer önlemler tavsiye ediliyor. Irk, dil, din, kıta fark etmeden belli yaşların üzerindeki kişilerde daha fazla olmak üzere ölümle sonuçlanan ağır sonuçlar maalesef bu virüsle insanlarda karşımıza çıkıyor.
Bir doktor ve milleti temsil eden bir milletvekili olarak eksiklikleri ve önerilerimizi en net ve kararlı şekilde söylemek zorundayız. (Rakamlar ortada. En az kayıp Türkiye'de gibi) söylemlerle siyasi rant için harcanacak vakit kesinlikle yok. Hiç açmadığımız kadar kulaklarımızı açıp hep beraber çözüm üretmek zorundayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi siyaset değil çözüm üretecek önlemler almalı.
Maalesef logaritma dünyadaki ülkelerle aynı gidiyor ve dünyadaki birtakım istatistiklere baktığımız zaman; Türkiye'de de aynı oranların gittiğini hep beraber görmek mümkün. Elimizde ilaç yok, aşı yok. 300 milyonun üzerinde aşı olabilmesi lazım ki bu da en iyi ihtimalle sonbaharda mümkün gibi görünüyor. O zaman elimizdeki verilerle tedbir alacağız.
Yeterli mi tedbirler? Değil. Yanlış var mı? Evet, yanlışlar var! Ama ‘umrecilerdi, şöyle yapıldı, yabancılardı’ gibi tartışmalara hiç zaman yok, bunları şimdi konuşmamak bile lazım. Olduğu yerde durdurup, elimizde olanla mevcut vaka sayısını durdurup, onların tedavisine yoğunlaşmamız gerekiyor.
PİK YAPMADAN ÖNLEMLERİ ALMAK ZORUNDAYIZ
Ve testlerimiz yeterli değil. Bunun en büyük örneği İtalya: ‘En az test, yaşlı hastalar, çok ölüm’; tersi Güney Kore; ‘çok ve erken test, genç hastalar, az ölüm’.
Yaygın test yapıp, erken dönemde sayıların farkına varıp, vakalar yüksek risk grubunu vurmadan, yani bir pik yapmadan, gerekli önlemleri almak, ölümleri ve yayılım hızını azaltmak zorundayız. Amerika geç kaldı. Türkiye de bugün hemen bunu yapmaya eğer başlamazsa aynı duruma düşecek.
Dünya Sağlık Örgütü’nün bugünkü mesajını burada size sunmak istiyorum, diyor ki: ‘Bir kez daha tekrar: test, test, test... Geç kalmadan.’ Evet, anahtarımız bu. Daha çok kişiye test.
SÜRECİ DOĞRU YÖNETEMİYORUZ
Süreci hâlen tam olarak doğru yönetemiyoruz. Vaka artışı bütün ülkelerde aynı demiştim. Ani bir vaka artışı eğer olacak olursa bizim bunu kaldırma imkânımız yok; yoğun bakım yatağı, mekanik ventilatör sayısı ve en önemlisi yoğun bakım hastasını ve ventilatörü yönetebilen özel donanımlı sağlık personeli sayısı yeterli olamaz.
Neden olamaz? Çünkü bütün dünyada olamaz, bütün dünya ülkelerini bekleyen bir sonuç bu; pandemi, adı üzerinde. O yüzden bunlar üzerinden bir savunma yapmaya geçmek tamamen vakit kaybı. Tek çaremiz var ve en basit kural şu: ‘Evde Kal’. Salgının anormal seviyeye ulaşmaması için, gecikmemek için sosyal izolasyon şart. Siz buna KARANTİNA deyin, ben SOSYAL İZOLASYON diyeyim ama bugün bunu uygulamamız gerekiyor, burada da uygulamıyoruz.
Semptomsuz birinin ortalama beş-altı gün habersiz, bulaştırıcı olarak dolaştığı ve testi pozitif bir hastanın, yirmi güne kadar bulaştırıcı olduğu, 1 kişinin ortalama 4 kişiye bulaştırdığı bir pandemiyle karşı karşıyayız. İnsanlar, evlerinde kalmak, devlete ve yöneticilere yardım etmek ve onların önerdiklerini tam olarak uygulamak zorundalar! Buradan milletimize bunu söylemek istiyorum. Onun dışındaki tüm siyasi söylemler ve spekülasyonlar zaman kaybı!