ÜMMETİN HALİ
Nasıl bir durumla karşı karşıya kaldığımızın Ümmet olarak farkında mıyız? Şunu da hemen belirteyim ümmet ümmetlikten çıkmıştır bölünüp parçalanmıştır dağıtılmıştır bu musibetler ve belalar bunlardan dolayı başımıza gelmektedir. İslam düşmanı olan bazı ülkeler, zalim, bir diktatör lider tarafından idare edilip ve halkını hunharca gerek silah, top, uçak bombaları ile gerekse kimyasal silahla öldüren bir lider yüzünden yine Müslüman ve komşumuz olan ve çoğumuzun akrabası olan Suriyeye operasyon düzenleyip füzelerle vuracaklar. Tıpkı Irak ta yaptıkları katliamlar, tahribatlar, talanlar ve parçalayıp bölme gibi. Şimdi katil Esedin yaptığı ile bunların yaptıkları şey arasında ne fark var? Olan her zaman olduğu gibi mazlum ve mağdur halka olacak. Yine Müslümanlar öldürülecekler. Esedin ABD, Siyonist İsrail veya AB. Den Ne farkı var? Belki savaş biter diye seviniyoruz ama diğer taraftan vuran taraf gayri Müslim olduğu için şahsen üzülüyorum. Keşke bu zulmü ve akanı şuanda olmayan İslam birliği olsaydı da Ümmet sorununu kendisi diyalog yolu ile kan akıtmadan yaptırımlarla çözseydi diye çoğumuz hayıflanıyoruz sanırım
İnsanlığın yaratılışından günümüze kadar İslam Ülkeleri, bilhassa Ortadoğu ülkeleri, her zaman asi, zalim kan dökücü liderlerin merkezi haline gelmiştir. Bununla birlikte halkları da zaman zaman liderleri ile birlikte isyancı olup kendilerine putlardan ilahlar edinerek yoldan çıkmışlar ve sapıtmışlardır. Peygamberler tarihine baktığımız da Allah-u Teâlâ peygamberleri, hep bu bölgedeki insanları uyarmak için göndermiştir. Burada yaşayan putperest halklar o kadar yoldan çıkmışlar ki, Allah onları yola gelmeleri için değişik tarihlerde önce uyarıcı peygamberler göndermiş. Ancak ıslah olmadıklarından dolayı son çare o kavimlere belalar vererek onlardan sonra gelecek kavimleri uyarmıştır. Tufan, öldürücü hastalık, kıtlık, zelzele, sel ve depremler örnek teşkil eder.
Taki iki cihan serverı son peygamber peygamberimiz HZ. Muhammed Mustafa (S.A.V) Dünyaya teşrifleri ile birlikte Ebu cehillere rağmen İslamiyetin yayılması ile İslam coğrafyasında krallık ve saltanat son bulmuştur. Dört halife döneminden sonra bazı tarihlerde hilafeti kaldırıp krallığa geçilmek istenmiş fakat başarılı olamamışlar. Özellikle Osmanlı döneminden sonra meydanı boş bulan İslam düşmanları bu fırsatı çok iyi değerlendirmişlerdir. Babadan oğla geçen zorba krallık saltanatı batıl batılıların baskı ve yardımları sonucu tekrar hayata geçirilmiştir. Kendi ülkelerinde bulunmayan bu baskıcı ve halkları sömürücü düzenini, istediklerini yaptırmak için o ülkede bulunan hainleri işbaşına getirmişlerdir. Amaç belli, aç bırakmak, parçalamak, sömürmek, onlar için iki önemli neden var. Birincisi! Kendi çıkar ve menfaatleri, yani sömürme politikalarıdır. İkinci nedeni ise, Müslümanların gelişmesini, kalkınmasını ve demokrasiye geçişlerini engellemektir.
Artık ayağa kalkma zamanı gelmiş ve geçmektedir. Hani bir deyim vardır ya, (çakalın kahramanlığı, Aslan ayağa kalkana kadardır.) Bedrin aslanları ayağa kalkmalı kükremeli, sen ben olayını bırakmalı, yekvücut halinde bu şer güçlerine karşı birlik olmalıdır. İslam birliğini kurmalıdırlar. Yoksa bu kan akıcıların iştahı daha da kabaracak Müslümanların kanı akmaya devam edecektir.
Yetmiyor mu? İslam ülkelerini bunca sömürmeleri, Bölmeleri, tembel bırakmaları, uyutmaları, Müslümanların birlik kodları Dindir. Rakıcılar, sahte geziciler, faizciler, zinacılar batıl davaları uğruna sivil bir hükümete karşı kafa tutabiliyorsa, ne olmuş şu sağduyulu Müslümanlara, üzerlerine kül mü serpilmiş? 30 Ağustos zafer Bayramını kutlarken, hiç mi ibret almıyoruz? İki yüz bin kişilik işgal gücüne karşı on binlerce vatan evladı nasıl galip olmuş, esaret kabul etmemişler, zafer için düşmanı vatanımızdan kovmuşlar, kanları ile bize cennet vatanımızı bırakmışlar. Ne kadar az düşünüyor ve hatırlıyoruz. Geçmişini bilmeyen veya hatırlamayan bir toplum geleceğine yön veremez. Allah muhafaza şayet Ülke gezi zekâlı uçuk gençliğe bırakılırsa Türkiye olarak geleceğimiz yok demektir. Bunu iyi anlamamız gerek.
Nerede o ruh, o inanç, bu asil ecdat beşli çeteye hiç yanaşmamış, yeri gelince onlara dersini vermiştir. Şu gerçek unutulmamalıdır, inançsız bir ordu ile Müslümanın zafer kazanması düşünülemez. İslam ordusunun yakıtı vahiy kültürüdür. Abdestsiz, Namazsız, sarhoş kafa ile zafer kazanılmaz. Batıl inançlı haçlı ittifakının yardımı ile hiç savaş kazanılmaz. Zalimin silahı, dünyalık, gücü varsa, Müslümanın eşi benzeri bulunmayan tüm zamanların ve silahların en güçlüsü elindeki Kuran dır. Bu Kuran-a Müslüman sarılırsa, tefrikadan kurtulur, beşeri güçlerden yardım dilemez, yardımı her şeye gücü yeten Rabbinden ister ve zaferi kazanır. Tarih bu tablolarla doludur. Küfür yakar, yıkar, menfaat gözetir. Müslüman ise insanlara adalet tesis eder, hak sahiplerine karşı her kese hakkını verir, insan o zaman huzur bulur. O zaman ne olacak ümmetin hali? Diye kara kara düşünmeye gerek kalmaz inşallah