Milli Menfaatler Mimsiz Medeniyetler

Milli Menfaatler Mimsiz Medeniyetler

Devletler, yönetimler, siyasetçiler, insanlığa sözde yaşam hakkı vaad eden zümreler, başkalarına yönetilenlere her zaman Milli menfaatlerden, medeniyetten bahsederler. Konuyu pekiştirmek, halkı inandırmak için görsel ve yazılı basın bunların en büyük silahıdır. İşin acı tarafı dindar geçinen bazı görsel ve yazılı basın tarafından bu emici katil kelimeleri ballandıra, methiyelerle mazlum toplum fertlerine empozeleridir. Milli kelimesi bazen yerel, bazen de ulusal olabiliyor. Rahmetli Erbakan hocamızdan Milli kelimesini yerli ve Din eksenli olarak öğrendik. Yerli sanayi, yerli, ekonomi, yerli hukuk, yerli basın, yerli siyaset, yerli eğitim gibi... Katil, sömürücü, yalan ve yönetim gaspçıları da maalesef bu kelimeleri utanmadan kullanabiliyorlar. Bu milli menfaatlar uğruna neler yapılmadı ki, idamlar, sindirmeler, toplu katliamlar, zindanlarda ömür çürütmeler, parti kapatmalar, faili meçhuller, göçler, çok alanlarda asimilasyonlar, çağdaşlık uğruna eğitim hakları ellerinden alınan başörtülü kızlarımız, mimsiz medeniyet adına başörtülerinden ötürü eğitim çağındaki kızlarımızın ikna odalarında talim edilmeleri… Devletin zirvesi tarafından icat edilen kamusal alan safsatası, ümmetin Camilerini ahir olarak kullanmalar, ezanı Türkçeleştirme gibi ne kadar insan hakları ihlalleri varsa hepsi bu milli menfaatlar uğruna feda edildi. Ülkemizde milli menfaatlar uğruna toto lotolar, yılbaşı biletleri, at yarışları, milli rakılar, Ladin sporun her çeşidi, devlet eli ile haram işleme, insanlara bulaştırma “Cumhuriyet İlkeleri”nden sayılmaktadır. Kemalistlerce, halen korunmaya devam ediliyor. Milli şairimiz, İstiklal Marş’ımız gerçek milliliğin sembolüdür. Milli kelimesi öyle kötü ellere düşmüş ki, Suriye rejimi ve katil başına sorsanız o da milli menfaatler gereği olanları yapıyorum diyecektir. Mısır gaspçı yönetimine sorsanız ayni şeyleri duyacaksınız. Hatta Türkiye’deki hain, katil darbeciler bile belki aynı şeyleri söyleme cüreti gösterecektir. Yerel bazda bu böyle iken, ulusal bazda Irak işgal edilirken, şu an 63 devletin işgalci, kan dökücü vekâlet savaşçıları da aynı şeyleri söyleyeceklerdir. Büyük filler daha kalleşçe, tüm mazlum insanlığı akılsız sanarak, medeniyet, demokrasi ve halkın huzurundan dem vuracak ve vurmaktadır. Kendilerine benzetilen hain liderlerde piyonlarıdır. Şu an Türkiye hariç, olmakla beraber, milli menfaatlar uğruna Nato, ABD, AB, hain oluşumlarına müttefik, stratejik ortaklıktan bahsediyorlarsa tam bir çelişkidir. Türkiye kurumsal, yönetim bazında çoğu zaman bu hadsizlere haddini de bildirmiyor değil, Sayın Erdoğan şu anda söylemleri ile tüm mazlumların sesidir. Nedense, düşmanları da çoktur. Dünya beşten büyüktür demesi yalancı millicilere büyük bir şamardır. Ne yazık ki, tek başinadir. Bizim için söyleten söyletiyor. Allah yardımcısı olsun. Adamlar alışmış dediğim dedik yanlış-doğru her şeyime milli menfaatlerim icabı evet diyeceksin diye, Mısır, Libya, Suriye, Yemen, Lübnan, Afganistan gibi birçok İslam ülkelerinde kendilerine piyonlar icat etmişler. Milli menfaatleri uğruna İslam coğrafyasında hem can yakma, imha hemde talan var. Bu nasıl bir medeniyet, insan hakları, Demokrasi, hukuk anlayışı? Gelecek nesillere bu gâvurlar nasıl izah edecekler. Şükürler olsun bu konularda gerçek Müslümanların alnı açıktır. Milli menfaatler, sömürme uğruna özellikle Müslüman kanını akıtma, ülkelerini talan etmek; olsa olsa vahşi canavarların hüneri olabilir. Bu ne doyumsuzluk, körlük, insafsızlık, zalimlik? Tarih önünde er geç insan katilleri yaptıklarının hesabini verecektir. Yalakaları da buna dâhildir. Yapilanlari Müslümanların doğmamış yetmiş sülalesi, nesli unutmayacaktır. Müslümanların bu haydutlardan kurtuluş çaresi, yekvücut olup, özüne dönmek, gerçek milli Ekonomiye, adalete, siyasete, yerli sanayiye, yerli, teknolojiye özünde önce ahlak ve maneviyat olan milli Eğitime, İnsan neslini bozan her turlu dâhili ve harici hainlerden el etek çekerek, tüm kötülüklerle bil hassa dâhilde, uyuşturucu ve zinanın her çeşidine, faize, yolsuzluğa, kayırmacılığa, yalan, iftiraya amansız mücadele ederek ancak milli duruşlu olabiliriz. Toplumda bir eğitimsizlik var. Özünden kopma var. Gerçek milli melekeler ipotekli.14 yıldır tek parti iktidarı ile halen millete uygun milli bir Anayasa ne yazık ki, yapılamamıştır. Darbeci dediklerimiz bir gecede hem yönetime el koyabiliyor, hem de eski anayasayı lağvediyor. Üstelik vesayetçi anayasalarını halkoyuna sunuyor neticede alabiliyorsa, keyfilikten kimsenin şikâyeti olmasa gerek, tek parti iktidarı olup, vesayetçi, kafatasçılar kadar cesur olmadıkça kimse millilikten bahsetmesin. Milli kelimesi dinle irtibatlıdır gerçek milli hücreleri taşıyan yöneticiler; “Artik yeter darbe anayasasına son. Ben insan değil miyim? Neden İsviçre, Fransa, İtalya? Tek cümle gâvur kanunları ile bu mazlum halkı yönetiyorum? Artık yeter yerli anayasa yapma zamanı gelmiş. Siz olmak gerekmiyor mu?” Bir vatandaş olarak haykırmak hakkim olsa gerek. Dinimize göre başımızdaki “zenci” de olsa itaat şarttır. Bu itaatin şartı da başın adil olma şartı esastır. Mevlam adil, gerçek milli, liderleri ümmetin başından eksik etmesin. İman varsa her şey vardır. Hayat cihattır.

Vesselam...