Milli gazete predatorların peşini bırakmıyor...

Milli gazete, predayor skandalıyla ilgili Erdoğan'a yüklendi ve kimsenin soramadoğı o soruyu sordu...

Milli gazete predatorların peşini bırakmıyor...
Başbakan Erdoğan 3 Kasım 2011'deki G-20 zirvesinde gerçekleştirdiği Obama görüşmesinde "Söz vermiştiniz, iki adet Predator gönderin" talebinde bulunuyor. 3 Kasım'da Obama'dan istenen Predator'lerin ise tam 18 gün önce 16 Ekim 2011 tarihinde İncirlik Üssü'ne konuşlandığı ortaya çıkıyor. Başbakan'ın ABD Başkanı Obama'dan istediği Predatorlerin kendi ülkesine gizlice sokulduğundan haberdar bile olmadığı anlaşılıyor.
Kimsenin soramadığı soruları yine biz soruyoruz:
1- NasIl oluryor da bir ülkenin Başbakanı kendi ülkesine konuşlandırılan Predatorlerden habersiz kalabiliyor!?
2- Irak'tan çekilerek İncirlik'e indirilen Predatorlerle ilgili Ankara Hükümetine bilgi dahi verme tenezzülünde bulunmayan bir müttefike (!) nasıl güvenilebiliyor!?
3- Öküz altında buzağı aramayı adet edinen medya bu  büyük skandal karşısında neden körleşiyor!?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın G-20 zirvesinde ABD Başkanı Barrack Obama ile görüşürken "Söz vermiştiniz, iki adet Predator gönderin" talebinde bulunduğu sırada dört adet Predator'un İncirlik'te olduğu ortaya çıktı. Predatorların Başbakan Erdoğan'ın Obama ile yaptığı görüşmeden yaklaşık 20 gün önce, 16 Ekim 2011'de İncirlik Hava Üssü'ne ulaştığı, 23 Ekim'de ise diğer iki Predator'un İncirlik'e geldiğinin tespit edilmesi hayret uyandırdı. Başbakanın bu durumundan neden haberdar olmadığı  ise muamma. Olayın bir diğer can alıcı boyutu da bu uçakların Bakanlar Kurulu kararı alınmadan direk olarak İncirlik'e gelmeleri. Normal prosedüre göre uçakların Bakanlar Kurulu onayı alındıktan sonra Türkiye gelmeleri gerekiyor. Nasıl oluyor da bu uçaklar Başbakan'dan habersiz Bakanlar Kurulu onayı olmaksızın Türkiye 'ye sokulabiliyor. Bu konuda yetkililerden herhangi bir açıklama yapılmış değil.
Türkiye sadece seyredecek
Türkiye'nin olan bitenden haberi olmazken ABD'nin neden bu yolu tercih ettiği açık, çünkü predatorların kullanımı konusunda Türkiye'nin hiçbir inisiyatifi olmayacak. Uçakların konrolü, tamamen ABD'li komutanların elinde olacak. Türkiye kendi topraklarından kalkacak olan bu hava araçlarına müdahale edemeyecek. İncirlik'teki Yer Kontrol Ünitesi'nde görev yapan Amerikalı personel sadece Predator'un yerde rulesi ve kalkış işlemini gerçekleştirecek. Kalkışı takiben kumanda Nevada'da bulunan merkeze geçecek. Tüm uçuş boyunca Predator uydu vasıtasıyla ABD'den kumanda edilecek.
Davul bizde tokmak onlarda
Uçakların herkes den habersiz Türkiye'ye sokulmasıyla, daha önce konuşulan sözleşme maddeleri de havada kalmış oldu. Sözleşme de yer alan ve Türkiye'nin lehine olan iki madde için artık iş işten geçti. İki maddeden biri, uçakların Türkiye tarafından da kontrol edilmesini sağlayan IFF sisteminin monte edilmesiydi. Diğer madde ise Türkiye'ye gerçek zamanlı görüntü aktarımıydı.
Bombalayıp gelecekler
Bu iki sözleşme maddesinin hayata geçirilmemesi Türkiye'nin oyun dışı kalması anlamına geliyor. Çünkü bu uçaklar radara yakalanmıyor. Uçaklar havalandıktan sonra radarla takip etmek mümkün değil. Haliyle uçakların bir yeri bombalaması durumunda Türkiye bu durumdan haberdar olmayacak. Gerçek zamanlı görüntü aktarımı olmayınca Türkiye uçakların çektiği görüntülerin ham haline de ulaşamayacak. Türkiye Amerikalı yetkililerin verdiği görüntülerle yetinecek. İncirlik'ten kalkacak predatorların, muhtemelen Suriye sınırı boyunca uçuş yapacağı, belirtiliyor. Irak'da predatorlerin uçuş yapacağı bir başka bölge.
Öcalan'ı koruyor sözde PKK ile savaşıyorlar
Terör Örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın İmralı da İsrailli Pronet firması tarafından korunması da bir başka gerçeği tartışmaya açtı. İsrail'in PKK'ya verdiği destek herkes tarafından bilinirken, hatta Mavi Marmara'ya karşı PKK kartını kullanarak İskenderun'da eylem yaptırdığı iddia edilen İsrail'in, Öcalan'ın güvenliğinin sağlanmasında üstelendiği bu görev rahatsızlık uyandırdı. MİT'in PKK yöneticileri ile Oslo'da yaptığı görüşmenin ardından, basına sızan konuşmalarında İsrail tarafından sızdırıldığı da ifade edilmişti. İmralı'da bir güvenlik kameraları ve dinleme sistemlerinden oluşan bir elektronik güvenlik ve kayıt sistemi var, bu sistemin İsrailli bir firmada oluşu, daha önce yaşan tecrübelere bakınca şüphe uyandırıyor. Türkiye'ye her fırsatta çelme takan İsrail'e ve onun müttefiki ABD'ye güvenerek terörle mücadele etmeye çalışmanın doğruluğu yaşananlarla sabit.
Libya'ya iştahlarını kabartanlar Suriye'yi görmüyor
Başbakan Recepe Tayyip Erdoğan, enerji noktasında yeterince zengin bir ülke olmayan Suriye'de yaşananların dünyada Libya kadar yankı uyandırmadığını söyledi. "Libya'da ölenler ne kadar insansa Suriye'de yaşananlar da o kadar insandır." diyen Erdoğan, "Libya için iştahlarını kabartanlar, Suriye'deki katliamlar için sessiz ve tepkisi kalması insanlık vicdanında tamiri zor yaralar açmaktadır." ifadesini kullandı.
Atlantik Konseyi tarafından düzenlenen Karadeniz Enerji ve Ekonomi Forumu 2011 toplantısında konuşan Erdoğan, "Birileri Libya'ya baktığında sadece ve sadece petrol kuyularını görür" dedi. Erdoğan, "Maalesef Libya'da yaşanan insan unsuru göz ardı edildi. Yaşanan acılar görmezden gelindi. Libya için demokrasi, temel insan hak ve hürriyetleri bir lüks olarak değerlendirildi. 20. yüzyıl otoriter rejimler eliyle enerji arz güvenliğinin garantiye alındığı ancak insan unsurunun ihmal edildiği bir yüzyıl oldu. Ancak 21. yüzyılda bu acımasız sistemin yürümeyeceğini dünya artık anlamak durumundadır." şeklinde konuştu.
Suriye'nin enerji kaynakları noktasında yeterince zengin bir ülke olmadığı için dünya kamuoyunda yeterince dikkat ve hassasiyetle izlenmediğini vurgulayan Erdoğan, "Yeterince petrolü olmadığı için Suriye, Libya kadar yankı uyandırmıyor olabilir. Libya'da ölenler ne kadar insansa ne karda cansa Suriye'de öldürülenler de o kadar insandır, candır. Libya için iştahlarını kabartanlar Suriye'deki katliamlar için sessiz ve tepkisi kalması insanlık vicdanında tamiri zor yaralar açmaktadır." ifadelerini kullandı.
MİLLİ GAZETE