MHP kasetlerini yayınlayanları açıkladı!
Zaman gazetesi'nin eski ülkücü yazarı Mümtazer Türköne, MHP kasetlerini yayınlayanlarla ilgili şok bir iddia ortaya attı.
Türköne, kasetleri, MHP lideri Bahçeli'nin Fetullah Gülen ile ilgili yaptığı yazılı açıklamayı hazurlayanların yayınladığını ileri sürdü.
İşte Mümtazer Türköne'nin o yazısı...
'Proje' ve MHP için algı oluşturmak
'MHP'yi kim tezgâha düşürdü?' Kafaları karıştıran bir soru bu. Tezgâhı tertipleyenler dışında, bu sorunun kesin ve net cevabını bilenlerin başında Devlet Bahçeli geliyor. Üstelik kasetler ortaya çıkmadan çok önce, MHP lideri bu tezgâhı ve düzenleyenleri biliyordu.
'Nerden biliyorsun?' sorusuna cevabım şu. Bahçeli fail aramıyor. Üstelik kimseyi de suçlamıyor.
Peki MHP liderinin bildiği ne?
Komplo ve entrikaları deşifre etmek için kullanacağınız en sağlam yöntemlerden biri, hayatın doğal akışına aykırı şeyler arasında sebep-sonuç ilişkisi kurmaktır. Seçime giden bir partinin oylarını artıracak ataklara girişmesi doğal akışa uyar. Aynı partinin bir seçmen kesimini kendisine küstürecek çıkışlar yapması anormaldir. MHP Genel Başkanı'nın nisan ayının başında, Gülen Hocaefendi'yi, 'faaliyetlerini askıya almaya' davet eden yazılı açıklaması ile ilan ettiği savaş anormaldi. Bu yazılı açıklamada Hocaefendi, 'devam eden davalara müdahale etmek'le, yani Ergenekon davasında taraf olmakla suçlanıyordu. Daha özel olarak konu, Zirve katliamı soruşturması çerçevesinde gözaltılar ve tutuklamalardı. Bu bildiriyi dikkatle okuyanlar, Genelkurmay sitelerinden veya Ergenekon belgelerinden aşina oldukları bir üslupla karşılaşırlar. Açıklama neden yazılı yapıldı? Böylesine apolitik bir savaşı başlatmak Bahçeli'nin fikri olabilir mi?
Şimdi bağlantıyı kurabiliyoruz. Bahçeli, bu yazılı açıklamayı yaparken şantaj baskısı altındaydı. Bu yazılı açıklamayı öneren ve metni kaleme alan kişi, aynı zamanda kaset işini tezgâhlayan ekibin adresini gösteriyor. Bu kişi bir emekli asker ve üstelik MHP adayı.
Ergenekon MHP'yi önce muhasara etti, sonra esir aldı, şimdi de ameliyat ediyor.
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen 'Proje' başlıklı belgeye, bu ameliyatın şifrelerini çözmek için müracaat edelim. Bu belge, İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Kemalettin Yakar'ın odasının zemininde ele geçirilen belgelerden biri. Belgede, Ergenekon çetesinin siyaseti tanzim planları sıralanıyor. 'Kafes eylem planı' ve 'İrtica ile mücadele eylem planı'nın altı yıldır devam eden sistematik bir çalışmanın ürünü olduğu, belgelerdeki devamlılıktan anlaşılıyor.
Şöyle diyor belgede: 'AKP mensubu tanıdıklar tarafından kamuoyuna yaptırılacak açıklamalar ile kopmalar sağlanarak, AKP içerisinde ciddi anlamda anlaşmazlık ve bölünmeler yaşanıyormuş algısı oluşturulacaktır.' Bu cümlede geçen 'AKP' ibaresi yerine 'MHP'yi yerleştirin. Şu anda MHP'de olup bitenleri açıklamıyor mu? Aynı kafa, aynı mantık, aynı yöntem, aynı bulanık sular söz konusu değil mi? Bahçeli'yi Gülen Hareketi'ne savaş ilan etmeye zorlamak sonra da kullandığı şantaj kasetleriyle rezil etmek, bu tarz ameliyatlarda ustalaşan bir cerrahın MHP üzerindeki seri operasyonları olamaz mı?
Kendi kendimizi kandırmayalım. Bu seçimin partiler arasında sürdüğünü zannedenler, PKK bombalarına ve MHP kasetlerine açıklama getirmeyi denesinler. Türkiye seçime yaklaşırken olan bitenleri anlamak için Ergenekon'un iş görme tarzını hatırlamamız lâzım. Gizli tanık Efe'nin Erzincan komploları hakkında anlattıkları bize bu tarzı hatırlatmak için yeterli. Ergenekon toplumda düşmanlık ve çatışma yaratarak gemisini yüzdürüyor. Kürt-Türk çatışması, Ergenekon'un sıkıştığı köşeden çıkmasının ve dizginleri ele geçirmesinin yegâne imkânı gibi görünüyor.
MHP üzerinde yapılan ameliyat, Kürt-Türk çatışmasına uygun bir MHP algısı oluşturmayı amaçlıyor.
Tecrübelerimiz iki şeye güvenmemizi telkin ediyor: Birincisi, Ergenekon'un beceriksizliği, her şeyi eline yüzüne bulaştırması. İkincisi ise halkın olan biteni kavrayan aklıselimi. Türkiye'yi hangi partinin yöneteceği, bu seçimde cevabı aranacak soru değil. Ergenekon Türkiye'yi Kürt-Türk çatışması ile bölerek kendini kurtarmaya çalışıyor. Buna izin verecek miyiz?