Müftülüğün Cılkı Çıktı
Yerel bir gazete de ”MÜFTÜLÜK’TE NELER OLUYOR” Diye bir haber okudum. Bu müftümüz geldiği günden beri hemen bir iki ay geçtikten sonra renk vermeye başladı. Önce halk arasında sessiz bir tepki görmeye başladı. Daha sonra, yerel ve ulusal basında Şanlıurfa Müftülüğü ile ilgili epey eleştiri, isnat yazılar yer aldı. Bende merak edip, biraz araştırarak bu konuyu bir nebze de olsa yazma gereğini duydum. Bu yazıyı yazarken şahıslardan ziyade ilkeler üzerinde durmaya gayret etmeyi tercih ettim.
Dini bir kurum niçin, neden eleştirilsin, gerçi kimin yanlışı varsa eleştirilmelidir. Öncelikle Müftülükler laik sistemin dini konularda müesseseleridir. Karınca kadarınca dini hizmetler az çok verilmektedir. Buda olmazsa ne yapacağız? Müftülükleri, daha doğrusu diyaneti temsil eden Müftülerdir. Müftü Arapça bir kelime olup, fetva verebilen kişi demektir. Sistemlerce elleri kolları bağlıda olsalar bile, Müftülerimiz dini konularda halkı az çok aydınlatıyorlar. İyi din görevlileri devamlı yâd edilir. Sistemden dolayı Müftümüz kravatlı da olsa halkımız saygıda kusur etmez. Büyüklerimiz derler ki, ateşin olmadığı yerden duman çıkmaz. İl müftümüzü şahsen tanımam. ancak vaazlarını dinlerken, çok defa din adamına yakışmayan söylemleri cemaat bazında dedikodulara meydan veriyor. Hassas bir dönemde ideolojisini ön plana çıkarıyor.
Camilerde nerede ise açıktan siyaset yapıyor. Kendi personelinden, kendisinin sevdiği bazı özel görevlilerin ismini zikrederek övmeye çalışıyor. Bunlar hoş değil. Şayet doğru ise, müftümüz diyor ki, Urfa da feodal yapı var, aşiretler var, beni tehdit ediyorlar. Bende diyorum ki Müftü Bey! o aşiretler kim? Tehdit edenler hangi aşiretten? Siz nasıl ki diyorsunuz bana isnat edilenleri yazıya dökün, şikâyet edin, o zaman sizi rahatsız edenleri sizde açıklayın ve şikâyetçi olun deriz. Anladığımız sizin yönetim şekliniz, personel arası ayrımda, hac, umre görevlendirmenizdeki kayırmacılığınız aşiretçilikten daha ötedir. Siz devlet gücünü kullanıyorsunuz, Bir insan menfaati için, korunmalığı için, zenginlere, nüfuzlulara, hele siyasilere eğilir, el bağlarsa, dininin üçte ikisi gider, bize bunu diyen din adamlarıdır.
Diyorsunuz ki, isnatlarda bulunanlar Müslüman değil, bu ağır bir ithamdır. Müftü yanlış yapmaz mı? Masummu? Olabilir olduğuna göre, neden bu kadar hışımlısınız. Gerçekten bu söylem bir müftüye yakışmıyor. Bölgemizde aşiretler vardır ama eskisi gibi aşiretçilik son bulmuştur. O zaman siz müftü olarak neden aşiretler vasıtasıyla yapılan barış yemeklerine katılıyorsunuz. Bu bir çelişki değimli dir. Temiz aşiretler toplumun temel taşlarıdır. Siz sevmeseniz de aşiret olacaktır. Yazdıklarımın çoğunu kendi personeli söylüyor.
Yakın zamanda dergâhın iki imamı başka yerlere verilmişti, halk nazarında bu keyfiydi mahkeme kararları ile tekrar o iki görevli eski görev yerlerine geri döndüler. Halk tarafından Sevilen imamları keyfi tasarrufta olunursa Müftü, halk ta imamına sahip çıkar. daha sonra halk tarafından çok sevilen merkez Pazar Camii imamı başka yere sürgün edildi, şu an imam efendi geçici görevle görevli, imamı görsem tanımam. Hatta duydum ki aynı imam, Ramazan ayında görevli olarak umreye gönderilmiş, kırk elli kişi eski cami cemaati diyanete müracaat ediyor umre için yalnız bizimle beraber eski Pazar camii imamı görevli gelsin diyor. Diyanette gereğini yapıyor. Müftünün sevinmesi lazım. Halk arasında bu durumlar çok keyfi bir olay olarak algılanmış, halen tepki devam etmektedir.
28 Şubat döneminde de Urfa mızda çok sevilen çokça hocamız sebepsiz yere harcandı. Halk tepki gösterdi ise de pek beceremedi. Ama şimdi durum çok değişik kendi menfaati için iktidarı aleni camilerde dile getirmeyi pek yutmuyor. Aylarca, günlerce Caminin semtine uğramayan imamlar sevilecek, umre’ye hacca gönderilecek, iltifat görecek, buna da idarecilik denilecek, halk buna çok tepkili, Müftülükten hoş kokular gelmiyor. Her ay camilerde makbuzsuz para toplanıyor. Halkın kafası soru işaretleri ile dolu, Toplanan paraları müftülüğün nereye harcadıklarını beyan etmeleri ve şeffaflıkta örnek olmaları gerekmez mi? İlimizde bunca sivil toplum örgütü varken neden il müftümüz bir iki tanenin dışında kimseyi tanımıyor. En az semtine uğramıyor. Müftülük yayın evleri var ki kime hizmet ediyor belli değil, halk diyor ki bunun sorumlusu Müftüdür. Bunca gelir nereye gidiyor diye insanlar kafasında soru işaretleri var.
Kısacası müftümüz halk nezdinde itibarını zedelemiştir, bir an önce Urfa’mızdan ayrılmalıdır. Ne kadar kalırsa daha fazla kokusu çıkacaktır. Gerçek din adamları koltuk sevdalıları olmaz. Koltuk yapışkanlığını bırakın, kariyerli, liyakatli gençlere yol verin. Sayın valimizin bu işi çözeceğine inanıyoruz. Çünkü müftümüz Şanlıurfa müftülüğünü dillere düşürmüştür. Gün ay yok ki Müftüden bahsedilmesin. Yazık değil mi? Personeline eşit mesafede olan, dini temsil eden, Görev aşkı ile personelini eğiten, öncü olan, denetleyen gerçek müftülere saygılarımla… Vesselam.