Mezar taşlarının sessiz dili ve anlattıkları

Ölüm hakikatinin en somut örneklerinden olan mezarların üzerindeki mezar taşlarında yazılan yazılar, kabir ziyaretçilerine dünyanın faniliğini hatırlatıp ibret almaya davet ediyor.

Mezar taşlarının sessiz dili ve anlattıkları

Mezarların baş tarafına dikilen mezar taşının her biri ayrı bir anlam ifade eder. Hemen hemen her kültürde görülen mezar taşları, ait olduğu kültür değerlerine göre şekil alır. Bu şekillenme ölen kişinin inanışına, geleneklerine, sosyal ve ekonomik durumuna göre değişiklik gösterir.

Ölüm hakikatinin en somut örneklerinden olan mezarların üzerindeki mezar taşlarında yazılan yazılar adeta sessiz bir şekilde geride kalanlara mesaj veriyor. Bu mezar taşlarında, kimi zaman özlü bir söz, kimi zaman bir resim, kimi zaman ayet mesaj olarak karşımıza çıkar.

İçinde yaşadığımız fani dünya ile ahiret arasında bir geçiş kapısı olan mezarlıklar, ziyaretçilerine ölümün her an gelebileceğini hatırlatıyor.

Mezar taşlarındaki yazıların her biri ayrı bir ders verirken, aynı zamanda kabirde yatanın hayat hikayesinin önemli bir bölümünü içeriyor.

Mezar yazılarından bazıları yaşanan mazlumiyeti anlatır sessizce: “Şu yalan dünyada yüzüm gülmedi, dertli olduğumu eller bilmedi, akan gözyaşım kimse silmedi.”

Bazı mezar taşlarında ise Allah’a yakarma ve pişmanlık göze çarpar: “Ya Rab ben geldim senin kapına, benim günahlarımı af eyle, üzerimden rahmetini kesme.”

Bazıları ise kabir sakinin bu dünyaya nasıl veda ettiğini anlatır, “İki defa ameliyat oldum, kansere çare bulmadım, akıbet babama komşu oldum.’

Bazı mezar taşları da dünyanın faniliğini hatırlatıp ibret almaya davet ediyor, ‘Ey kardeş yolcuyuz hazır olsana, bu fani dünyadan göçeriz bir gün ölümden kurtuluş yoktur insana, omuzlar üstünde gezeriz birgün.’

Bazı mezar yazıları da şehitlerin ölmediğini anlatır Kur’an’ın dilinden,  “Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler ama siz farkında değilsiniz.”  (Osman Gülebak - İLKHA)