MESULİYET

MESULİYET

Bütün varlıklar var oluşlarında, mesuliyetle mukayyettirler.

Böyle olduğu halde bilhassa canlılarda mesuliyetten kopma ve gevşeme görülebilir. Mesuliyet toplumları ilgilendirdiği için üzerinde durulması elzem bir konudur.

Mesuliyetten yoksun olan fert ve toplumlar huzur bulamazlar, Ailede mesuliyet, ticarette mesuliyet, siyasette mesuliyet, akrabalıkta mesuliyet, komşulukta mesuliyet, kısacası yaşantının tüm alanlarında mesuliyet hissi ile yaşamak, zihin yormak her ferdin asli görevidir. Hele, hele yönetici konumunda olanların ise kat, kat görevidir. Aileler bozulmuşsa, gençlik başıboş ise, Milyonlarca insanlar açlık sınırının altında yaşıyorsa, Dinin emirlerine her gün saldırı varsa, Ekranlarda her gün Annelerin figanı, gözyaşları varsa, Toplumda insanları ötekileştirme mevcutsa bana ne diyemeyiz. Benmi? Düzelteceğim diyemeyiz. Bozmakta, düzeltmekte elimizde tabi toplumlar layık iseler.

BÜYÜK BİR YANGIN VAR, O YANGININ ALEVLERİ GÖKLERE ÇIKMIŞ, İÇİNDE EVLADIM YANIYOR, BEN İSE O YANGINI SÖDÜRMEYE GİDİYORUM. YANGINI SÖNDÜRMEYE GİDERKEN AYAĞIM BAZI YERLERE TAKILSA NE EHEMMİYETİ VAR. Diyen Bediüzzaman hazretleridir. Bu mesuliyet dert edinme değil de nedir. Bugün bilhassa islam coğrafyası kan gölüne çevrilmiş, Irak işgal edilmiş, her gün kan akıtılıyor, Afganistan, Mısır, Libya, Suriye'de, Lübnan da daha çok islam ülkelerinde büyük yangınlar var, Bunları dert edinmek, bu yangını söndürmek fert ve toplum olarak görevimiz değil mi? elbette görevimizdir. Hem de siyasi güçle siyaset ki İmamı gazalinin tabiri ile mesleklerin en şereflisidir. Üstad Bediüzzaman (Şeytandan kaçtığınız gibi siyasetten de kaçının) buyurmuşsa, siyasetle uğraşmayın anlamında değildir. Canavar siyasetini kastetmiş, birbirini yutmakla, yok etmekle, görevli siyaseti mendir. İnsana değer vermeyen, İnsanı ezen, yutan, kemiklere üşüşen, Siyonizm'e dayalı siyaset kasd edilmiştir. 

Yoksa fert ve toplumun huzur ve saadetini isteyen siyaset değildir. Daha düne kadar siyasette mücahit olanlar, şimdi ise müteahhit olanlar, Siyasetle zengin olanlar, Candaş, yandaş medya icat edenler, Siyaset değerini kasetlere kadar indirenler, zamanını birbirini yutmakla geçirenler, toplumun dertlerini dert edinmeyen siyasiler, siyasetçiler, ülke halkını iç ve dış vampirlere borçlandıranlar utansın. Kötülüklerle mücadele kalkanlarından biri de ulamalardır. Öyle âlimler ki haksızlıklar karşısında susmazlar hakkı haykırırlar, Sarhoşluk veren her şeyle mücadele ederler, Zinayı serbest bırakanlara destek olmazlar, Emici, katil, işgalci Siyonizmci sözde siyasetçilere hiç yanaşmazlar, İktidar olup, muktedir olmadan kız çocuğumu okul kapısından geri çevirenlerin, semtine uğramazlar. İslam coğrafyasında akan her damla kanda payı olanlara bir daha vize vermezler, kanmazlar, kandırılmazlar, ırkçı olanların, hayatı boyunca Dinimle mücadele edenlerin, gölgelerinde bile gölgelenmezler. Mübarek Dinimizin emirlerini çok katıdır diye AB standartlarına uydurmaya çalışanlara göz açtırmazlar. Hayatını Din ile İnsan yetiştirmekle geçiren gerçek din âlimine okyanuslar ötesi yakıştırması ile saldıran "namert" siyasetçileri okyanus sularında boğdururlar.  
  
Ey! kubbeli ve cübbeli olanlar,Tarikat,cemaat marketinde boy gösterenler yapılan bütün kötülüklerin işlenmesinden mesulsünüz,kendinize gelin kendinizi ağlama duvarı haline getirmeyiniz,Sahaya inin neslimizi bozmaya çalışanlarla mücadele edin yarın mahşer gününde hesaba çekileceksiniz.Mazeret'te beyan edemezsiniz.İş işten geçer son pişmanlık fayda vermez.fert bazında toplum bazında kötülüklerle mücadele etmek mecburiyetindeyiz.Gençliğimizi sporun her dalına abone edenlerin laflarına kanmayın.Siyaset yönetme sanatıdır.Kötülüklerle mücadele kalkanının en kuvvetlisidir.Şerre alet olan siyasetçilere destek vermeyin.Bir damla gözyaşı döken mazlumun ahı, hava ve hevesine düşkün saltanat süren siyasilerin saltanatlarından daha kıymetlidir.Mesuliyet herkesin hepimizindir.