Melik'ten ŞUTSO için iddialı çıkış
12 Mayıs'ta yapılacak olan ŞUTSO seçimlerinde yönetim kurulu başkanlığına aday olan Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Sait Melik,Ticaret Odasının yapabileceği çok şeyler var. Fakat ben daha iyi yaparım diyorum. Daha kurumsal işler yapacağıma inanıyorum. dedi
SADECE YOL YORDAM BİLMİYORLAR
OLAY Gazetesinin düzenlediği Fikir Kulübü gecesine katılan Melik, Hiçbir şey için geç değildir. Urfalılar çok çalışkan ve çabuk öğrenen insanlar. Sadece yol yordam bilmiyorlar. Urfada düz işçi çok. Kalifiye eleman yoktur. Bu atılımı yapamazsak gerekli zıplamayı yapamayız. Çok hızlı değişebilen, hemen ayak uydurabilen kalifiye elemana çok ihtiyacımız var diye konuştu. Melik, Ticaret ve Sanayi Odasının bir sivil toplum örgütü olmadığını söyledi.
İŞ CİDDİYETİMİZ ÇOK EKSİK
Sait Melik, Şanlıurfada iş ciddiyetinin olmadığını ifade ederek şöyle konuştu:Benim en önem verdiğim şeylerden biri iş ciddiyetidir. Üniversiteye gidiyorsunuz. Burada iki yıllık okullar var. Eleman istiyorsunuz. Kantine gidiyorsunuz. Sizi biraz farklı da görüyorlar. Bakıyorsunuz öğretmende iş ciddiyeti yok. Eğitim verdiği öğrencilerden bir beklentisi yok. Elaman istiyorsunuz,size; Bunlar size yaramaz diyor. Bu üzücü bir durum. İş ciddiyetimiz çok eksik.
Olay Fikir Kulübünün bu haftaki konuğu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Sait Melik idi. ŞUTSOnun seçimlerinde başkan adayı olan Melik, ile Urfanın sorunlarını konuştuk. Melik detaylara verdiği önem ve problemler hakkındaki çözüm odaklı analizleriyle dikkatleri üzerine çekti. İşte o sohbet;
Celal ÇİFTÇİ: Kulübümüze hoş geldiniz. Bize, kendinizi tanıtır mısınız?
Mehmet Sahit Melik: Beni davet ettiğiniz için teşekkür ederim. Şanlıurfalıyım. İlkokulu Şair Nabide okudum. Ortaokulu Atatürk Ortaokulunda okudum. Ankarada liseyi bitirdim. Yüksek öğrenimimi Amerikada yaptım. Evliyim. Eşim yüksek mimar. Robert Kolejinde okuyan bir oğlum var.
Celal Çiftçi: Uzun süre Amerikada kaldınız fakat daha sonra Urfaya döndünüz. Sizi Urfaya getiren sebepler nelerdi?
Mehmet Sait Melik: Benim gençliğim Amerikada geçti. Dışarıda yaşamak bir çok açıdan çok iyi. Orada çok zorluklar çektim. Bir çok farklı milletten insanlarla ,farklı dillerde ders aldım. Oldukça zordu. Ama dünyayı tanımak ve farklı düşünebilmek açısından iyi bir deneyimdi. Fakat memleketimi, ailemi özledim. Aile olmak farklı bir duygu. 1996 da Urfaya kesin dönüş yaptım.Birincisi Urfayı çok seviyorum. Çünkü benim çocukluğum çok güzel geçti. Özellikle Yenişehirde yaşadığım günler unutulmazdı. Komşularımız bizleri kendi çocukları gibi benimserlerdi.Çok güvenilir bir yerdi. Yani bağlarım var bu şehirle. İkincisi potansiyeli olan bir şehir Urfa. 3-5 sene içerisinde iki buçuk milyon nüfusa sahip olacak. Tarıma dayalı bir sanayi şehri olacak. Bununla ilgili bir kitap hazırlıyorum. Urfa 1900 lü yıllarda uluslararası bir şehir . Ama şu an Antepin çok gerisinde kaldık. Neden oldu bu? Çünkü 1900 lü yıllarda Urfa bir ticaret şehri. Gümrük Hanının varlığı boşuna değil. O yıllarda ticaret kuzey-güney eksenli çalışıyordu. Yukarıdan gelip ta Mısıra, Lübnana kadar giden bir yol. Fakat cumhuriyetle birlikte bu çizgi doğu-batı ekseninde oluyor. Suriye ile olan irtibat kesiliyor. Çok önemli bir bariyer var. Buradan Ankaraya gitmek büyük bir mesele. Bu bağlantı 1956 ya kadar kurulamıyor. En önemli sebeplerden biri de eğitim meselesi. Urfada ilk lise 1946 da kurulmuş. Antepte ise 1915li yıllarda kurulmuş. Bununla birlikte Antepte organize sanayi bölgesi 1960 yılında Dünya Bankasının atılımlarıyla kuruldu. Yani devlet eliyle kuruldu. O yıldan itibaren bu insanlar ticarete ve paraya alıştılar. Urfada ise 1996 da ancak yapılıyor. Eğitim ve Organize Sanayi Bölgesi atılımlarıyla baktığınızda 60 yıllık bir fark var. Ama ben Urfaya geldiğimde gördüm ki suyun gelmesiyle birlikte Urfa yine o uluslar arası hüviyetine kavuşma potansiyeline sahip olmuş.
BEN DAHA İYİ YAPARIM
Celal Çiftçi: Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığına aday oldunuz. Neden aday oldunuz? Neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Mehmet Sait Melik: Benim Amerikada öğrendiğim bir şey var. Hep birlikte yapacağız. Amerika buna çok önem veriyor. Yapılacak ne varsa hep birlikte başarırız Ben birlik ve beraberliğe inanan biriyim. Urfanın potansiyeli adına yapabileceğimiz çok şey var.Yol gösteririz ,destek oluruz. Dışarıdan gelen yatırımcılarla ilgileniriz. Ticaret Odasının yapabileceği çok şeyler var. Yapılmıyor mu? Yapılıyor. Fakat ben daha iyi yaparım diyorum. Daha kurumsal işler yapacağıma inanıyorum. Cesaretli bir insanım. Antepe başa baş güreşirim diyorum.
URFADA EN ÖNEMLİ EKSİKLİK;
ANALİZE DAYALI DÜŞÜNCENİN OLMAMASI
Bilal Bebe: Basından takip ettiğim kadarıyla üçüncü organize bölgesini açacağım demişsiniz. Bu projeyi yaparken rantçılara karşı nasıl bir önlem alacaksınız?
Mehmet Sait Melik: Önlemi kolay. Önlem hep var fakat uygulama farklılaşıyor. Aydında,Manisada,Adanada ne oluyorsa burada o olur. Arazi tahsisi yapıldığında 6 aylık bir süre veriliyor. Bu süre içerisinde en azından bir temel atın. Bakın Urfalı bir arkadaşımız bu niyetle Manisada yer almış. Sonra orada bir şey yapmamış. Yazı göndermişler; Sizinle görüşemiyoruz bile diye,bu arsaya el koymuşlar. Urfada aynısı yapılırsa sorun kalmaz. Üretim için ,istihdam için ayrılmış bir alanın özel şartları olur. Bu şartlardan biri de bu. Kurallar yerine oturursa ,uygulamalardaki sıkıntıyı kaldırırsanız sorun kalmaz. Üretim arazilerinde rant olmaz. Ben orada sadece 3. Değil 4. Organize sanayiden bahsettim. Urfanın iki önemli adımı atabilir. Urfa sanayi şehri olamaz. Urfa tarım sanayisi ve turizm sanayisi ile atılım yapabiliriz. Paketleme,konserve,donmuş ürün vs. bir çok şey yapılabilir. Urfada en önemli eksiklik; analize dayalı düşüncenin olmaması. Buraya gelecek olan adam maliyet analizi yapmak istiyor ama o profesyonellik burada yok maalesef. Organize sanayi bölgesinde su olacak,otobana yakın olacak. Bakın Koç Ata buraya geldi. Uygun bir yer bulamadı.Kendi çabasıyla çimento fabrikasının karşısında yer buldu. Elektrik sorun,su sorun. Şimdi yatırım yapmak isteyen,para vermeyi düşünen adamı kaçırmamalıyız. Para ürkektir. Sanayici ürkektir. Karar verdiğinde onu hemen yakalamalıyız.
PASTA BÜYÜSÜN HERKESE BİR DİLİM DÜŞSÜN
Bilal Bebe; Başkanım biz GAPı kaptırdık. Orada büyük bir havaalanı var. Dediğiniz o üretilen malları taşımak için. Fakat köylü bu konuda hiç eğitilmedi. Sonuç toprak çoraklaştı. Siz bu konu ile ilgili bir şeyler yapmayı düşünür müsünüz?
Mehmet Sait Melik: Ben sizin kadar kötümser değilim. Ben Urfalı çiftçinin iyi olduğunu düşünüyorum. Urfalı çiftçi 40-50 derece sıcaklıkta ,suyla pamuk yetiştiriyor. Urfalı çiftçi çok çalışkan. Ben bunu her yerde söylüyorum. Burada sorun girdilerin çok pahalı olması. Girdiler biraz ucuzlarsa Urfalı çiftçi daha iyi şeyler yapabilir. Havaalanı ile ilgili şunu söylemeliyim. Bizim o uçaklara yükleyecek malımız yok. Buradan uçağa yükleyeceğimiz malın katma değeri yüksek olmalı. Bu da çiçek ,böcekle olur. Bakın çiçeğin bir yolculuğunu anlatayım. Hollandadayız. Çiçek borsasında gösteriyor. Çiçek Kanadadan geliyor. 9 saatlik bir yolculuk. Aynı çiçek bir süre sonra yine Kanadaya satılıyor. Her işin kendi borsası vardır. Bu işi yapan bir yeri vardır. Biz ,uçağa daha değerli şeyler yüklemeliyiz. Bu domates olmaz. Sanayi Odası neler yapabilir. Uzman kişiler getirirsiniz,yol gösterirsiniz. Üniversite bu işe el atmalı. Daha farklı ürünler için yol gösterebilir. Ben istiyorum ki pasta büyüsün herkese bir dilim düşsün. Bu da ancak farklı ürünlerle olur.
ŞANLIURFADA KALİFİYE ELEMAN YOKTUR
Şerif Kurtuluş: Urfada emek fazlasıyla var. Bu emek kalifiye değil.Eğitimi kaliteli hala getirmeliyiz. Fakat sonlardayız. Kalifiye bir ortam yaratmak uzun bir süreçtir. Siz tarım sanayisinden bahsettiniz, bununla birlikte inanç turizmi var. Anlattıklarınız çok güzel fakat tarım sanayisini geliştirmek adına kalifiye eleman yetiştirecek bir ortam yok. Bunlar için çok geç kalınmadı mı? Ne düşünüyorsunuz?
Mehmet Sait Melik: Hiçbir şey için geç değildir. Urfalılar çok çalışkan ve çabuk öğrenen insanlar. Sadece yol yordam bilmiyorlar. Eğitim işi uzun soluklu bir iştir. Fakat eğitimi sadece bu şekilde düşünmeyin. Bunu İngilizcede daha iyi anlatan kelimeler var mesela training yani iş eğitimi. Kişinin direkt olarak o iş ile ilgili olarak eğitilmesi. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Bursa bu işi çok iyi yapıyor. İşçi eğitimi olarak çok iyi uygulamalar yapıyor. Bu uygulamayı alıp aynen uygulayacaksınız. Gidip gördük. Üniversite mezunları oralarda iş eğitimi alıyor. Şirketler oradan işçi seçiyor. Urfa da bu yok. Urfada düz işçi çok. Kalifiye eleman yoktur. Bu atılımı yapamazsak gerekli zıplamayı yapamayız. Çok hızlı değişebilen, hemen ayak uydurabilen kalifiye elemana çok ihtiyacımız var.
İŞ CİDDİYETİMİZ ÇOK EKSİK
Şerif Kurtuluş: Urfada böyle bir anlayış var. Diyelim ki üçümüzün de ufak bir işletmesi olsun. Eline para geçtiğinde daha farklı bir işletme yerine daha alışılmış bir işletme açmaya çalışıyor. Bu Urfada en önemli kurumlarda da var. Mesleğe yönelik bir kurs açılacak diyelim.Bu kurslar Urfanın ihtiyaç duyulmayan alanlarında oluyor. Yani havada kalıyor. Burada ;mesala yatırımı yapılacak alanla ilgili kurslar verilirse daha iyi olmaz mı? Bununla ilgili düşünceleriniz var mı?
Mehmet Sait Melik: Size katılıyorum. İş ciddiyeti yok. Benim en önem verdiğim şeylerden biri iş ciddiyetidir. Üniversiteye gidiyorsunuz. Burada iki yıllık okullar var. Eleman istiyorsunuz. Kantine gidiyorsunuz. Sizi biraz farklı da görüyorlar. Bakıyorsunuz öğretmende iş ciddiyeti yok. Eğitim verdiği öğrencilerden bir beklentisi yok. Elaman istiyorsunuz,size; Bunlar size yaramaz diyor. Bu üzücü bir durum. İş ciddiyetimiz çok eksik. Bakın Koreli iş adamları geldi. Bize birkaç soru sordu. Cevap veremiyoruz. Bu sorulara biraz baksak hemen cevap verebiliriz. Fakat eksiğiz. Adam geldiğinde önüne bir dosya koyacaksınız. Ben hazırım diyeceksiniz. Gelen gitmeyecek. Kurumsallaşacaksınız, profesyonelleşeceksiniz. Ben bunun farkındayım. Bu konularda çok iyi şeyler yapacağımı düşünüyorum. Elimi taşın altına sokuyorum. Artık gerisi insanların elinde.
DAHA İYİ KURUMSALLAŞTIRACAĞIMA İNANIYORUM
Aziz Çiftçi: Neden Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığına aday oldunuz? Mevcut Başkan Sabri Ertekini başarısız bulduğunuzdan dolayımı böyle bir karar aldınız?
Mehmet Sait Melik: Sabri Beye bir şey diyemem. Allah razı olsun yaptığı hizmetler için. Ben daha iyi yapacağıma inanıyorum. Daha iyi kurumsallaştıracağıma inanıyorum. İşleri daha hızlı yapacağıma inanıyorum. Benim şahıslarla işim yok ben kurumlarla uğraşırım. Zaten öbür türlüsü dedikodu olur. Bakın ben şöyle izah edeyim. Ankaraya gideceksiniz. Gideceğiniz birkaç yol var. Herkes vizyonuna, deneyimine göre bir yol seçer. Ben daha iyi bir yol seçeceğimi düşünüyorum.
İŞİ CİDDİYETİNİ YÜKSEK TUTMALISINIZ
Aziz Çiftçi:ŞUTSO Başkanı Sabri Ertekin, başkanlık için yeterli mi sizce?
Mehmet Sait Melik: Ona bir şey diyemem. Ben daha iyi şeyler yaparım diyorum. Ben kişilerle ilgili bir şey söylemem. Kurumlarla ilgili konuşurum. Bakın ,Rıfat Hisarcıklıoğlu ile Bakan Faruk Çelik Urfaya geliyorlar. Havaalanında bir çok işadamı ayakta bekliyor. Ne bir çay ne bir su servisi var. Benimle ,Sabri Bey arasındaki farklardan bir bu olabilir. Ben bunu düşünürüm. Eğer TOBB da önemsenmek istiyorsam işi ciddiyetini yüksek tutmalısınız.
Abdulkadir İkbal: Urfa UPİSAŞı kaybetti. Antep bununla dünyaya açıldı. Size bir çok açıdan katılıyorum. Kaliteli insanımız yok. Urfada bir bilgi eksikliği var. Sanayisinde bir problem var. Urfada hiç fuar yok. Urfada tüm dünyanın dikkatini çekecek bir fuar yapılmalı. Siz neler düşünüyorsunuz?
Mehmet Sait Melik: Tarım fuarı olarak Urfanın şansı çok. Bir kere havası çok uygun. Ticaret Sanayi Odasının asli görevdir fuar yapmak, düzenlemek,kişileri fuara göndermek. Asli görevidir fuarcılık. Ben, hatta, fuar alanı için eski havaalanını önerdim. Ama fuar üç beş günlüktür. Burada çok büyük bir havaalanı var. Bu alanda havacılık kursu verilebilir. Pilot yetiştirme, alt bakım,üst bakım gibi bir çok alanı var. Bu Urfa için yeni bir sanayi kapısı olabilir. O alan hem fuarcılık için hem böyle bir havacılık sektörü için kullanılabilir.
ANTEPLE YARIŞACAĞIZ
Halil Koçakoğlu: a)Fuarcılık asli görevlerimizden biridir dediniz. Urfada bir kitap fuarı açmayı düşünür müsünüz? b) Anladığım kadarıyla en büyük problemi kaliteli insan olarak görüyorsunuz. Daha kaliteli yetiştirmek adına herhangi bir proje düşünür müsünüz? c) Sayın Ertekin burada bize Urfalılar ın tembel olduğunu vurgulamıştı ama siz çalışkandırlar diyorsunuz. Bu konuda neler söylersiniz? d)Amerikada okudunuz. Bir çok farklı milletten insanla tanışma çalışma fırsatınız oldu. Amerikalı bir profesörün yaptığı bir araştırma var. Doğulu ve batılıların farklı düşündüklerini iddia ediyor. Siz nasıl düşünüyorsunuz?
Mehmet Sait Melik: Bizim fuar açma gibi bir misyonumuz yok. Biz açılması istenen fuarı her yönüyle destekleriz. Bizim öyle bir görevimiz yok. O yüzden böyle bir şey düşünülürse yardımcı oluruz. Eğitimle ilgili olarak bu bizim işimiz değil. Bu Milli Eğitimin işidir. Herkes kendi işinde iyi olacak. Ben oda olarak iyi olacağım. Herkes kendi işinde iyi olacak ve Anteple yarışacağız. O iş devletin işidir. Ben Urfalıların tembel olduğunu kabul etmiyorum. Urfalılar yol yöntem bilmiyorlar. Urfalılar çalışkanlar. Yol ve yöntem öğretilirse iyi işler yapılacağına inanıyorum. Başkanımız belki başka bir yönüyle söylemiştir. Ben kendimde Urfalıyım ve başarılıyım. Doğuluların ve batılıların farklı düşündüğüne inanmıyorum. Ortam sağlanırsa herkes aynı başarıları düşünür. Gelenek ve görenekler insanları belli bir kalıba koysa da genelde aynı düşünürler. Bakın oralarda doğru eğitimle kurallar öğretiliyor. Doğru eğitimle de her şeyi yapabiliriz.
BİZ DEVLET ADINA PARA TOPLUYORUZ
Hüseyin Güzel: Sayın Başkan biz odayı gözümüzde çok mu büyütüyoruz? Bugün oda kapansa Urfa ne kaybeder?
Mehmet Sait Melik: Çok şey kaybeder. Aslında Ticaret ve sanayi Odası bir sivil toplum örgütü değildir. Biz devlet adına para topluyoruz aslında. Bu kurum her yerde var. Hatta Urfada çok eskiden beri var. Bunu burada ilk kuranlar Ermen,Yahudi,Müslümanlar kurmuş. Ben olsam bunların en eski kayıtlarını bulmak için uzmanlarla çalışırdım. 1894 yılında kurulmuş bir oda. Ben bunu yapmak istiyorum. Benim bir farkımda budur. Çünkü bu bir gelenek oluşturur.
SANAYİ ODASI YOL GÖSTERMELİ, DESTEK OLMALIDIR
Ömer Taş: Sanayi bir şehrin kalkınmasında en önemli kavram. Sanayi ham madde işe vardır. Ham madde Urfada var. Urfa sanayileşiyor mu? Bunun neresinde? Projeleriniz nelerdir?
Mehmet Sait Melik: Türkiyenin değil Avrupanın en iyi buğdayı buradadır. Urfadaki buğday durum buğdayıdır. Sert makarnalık değildir. En pahalı buğday durum buğdayıdır. İtalyanlar buğdaydaki gulitene bakarlar. Her yerde 11-12 iken Urfada 15,5 dur. Mesela sarı bulgur için diğer yerlerde boyama yapılır. Urfadaki bulgurun kendisi sarıdır. Burada Sanayi Odasına büyük iş düşüyor. Yol göstermeli,destek olmalıdır. Urfada çok iyi ustalar vardı ama ellerinden tutan bir oda yoktu. Eğer olsaydı bizimde şimdi iyi markalarımız olurdu. Eski ustalara yol yordam gösterilseydi destek verilseydi şimdi daha iyi durumdaydık. Hammaddemiz var ama onu işleyecek alt yapımız yok. Bulgur fabrikalarımız bile kapanma aşamasında. Bizim hammaddelerimizi markalaştırmamız lazım. Uzmanlaşmaya önem veririm. Uzmanlaşma olmalı. Ben başkan olursam yönetimi ayırırım. Turizmden ,tarımdan,fuardan ilgilenecek yetkili ve sorumlu kişiler ayrı ayrı olacak. Her ay toplantı yapılır. Bu toplantıda konuşulur her şeyden haberimiz olur. Bakın Fahrettin Akyıl buraya toplantıya geldiklerinde bana: başkan elinde bir gündem yok . dedi. Ben bir gündem hazırlarım. Nereye gidilecek,ne yapılacak? Gündemi tutturamayabilirisin ama bir gündemin olur. Avrupalı, kağıda ,evraka önem verir. Bu anlayışı ben yerleştirebilirim.
PASTAYI BÜYÜTECEĞİM
Bilal Bebe: Sizin başkanlıkla ilgili vaadleriniz nelerdir?
Mehmet Sait Melik: Ben politikacı değilim. Politikacı vaatlerde bulunur. Büyük markaları elimde tutarım. Onlar burada olduğu sürece herkes faydalanır. Ben ,onlara pastayı büyüteceğimi söylüyorum.