Mehmet Akif Ersoy'un evi yıkılmak üzere
Mehmet Akif'in Mısır ikameti sırasında kaldığı evin yıkılıp yerine çok katlı bir apartman dikilmesi an meselesi...
Kahire'de yolumuz zamanının en büyük düşünürlerinden, şiirleriyle duygularımızı ayağa kaldıran üstad Mehmet Akif Ersoy'un Mısır'da iskân ettiği süre içerisinde kaldığı eve düştü. Milli Eğitim bursuyla Mısır'da bulunan bir kısım yüksek lisans ve doktora öğrencisiyle gerçekleştirdiğimiz bu gezide bize gazeteci Metin Turan refakat etti. Nitekim gezeceğimiz bu mekânın keşfinde büyük rol oynayan da o olmuş. Öğrencilik yıllarında çeşitli vesilelerle ulaşabildiği bu mekânı gün yüzüne çıkarmak, bilinirliğini sağlamak için daha sonrasında da çok çalışmış.
ÂKİF'İN KALDIĞI EVDE KİMLER YAŞIYOR?
"Milli şairimizin kaldığı yeri görmek bile bizim için büyük onurdur" diyerek bir saati aşkın bir zamanda Kahire'den Helvan'a vardık. O zamanlar, Kahirelilerin yazları, daha serin olması itibariyle, Kahire şehir merkezi yerine Helvan'ı tercih ettiklerini ve yazlıkların o bölgede çokça bulunduğunu öğreniyoruz. Bizim için bir onur olan bu ziyaret bir o kadar da emanete sahip çıkamamış olma burukluğunu da uyandırıyor bizde.
Bu gezimiz vesilesiyle de daha önceden bilemediğimiz bazı bilgilerden haberdar olabilme fırsatı buluyoruz. Maalesef burası pek çoğu kişi tarafından bilinmemekte ve Metin Turan'ın Mısır'daki çaba ve gayretleriyle az da olsa tanınma şansı bulabilmiş bir mekân. Ne var ki şu an çok bakımsız ve hâlâ ev olarak kullanılan bir yer burası. Buranın satın alıp restore işlemleriyle bu mekânın korunması gerektiği çok kereler söylenilmiş, dile getirilmiş fakat gelin görün ki sahipsiz ve bakımsız kalmaktan kendini kurtaramamış. Âkif'in Mısır'da ikamet ettiği yer olarak, şanına yakışır bir konumda olmadığını büyük bir hüzünle müşahede ediyoruz.
YERİNE BİR UCUBE DİKİLMESİ AN MESELESİ
Bu eve komşu evlerdeki Mısırlı ailelerle de görüşme fırsatı buluyoruz. Nitekim her gelen Türk'ü buraya getirmeyi mutad bir alışkanlık edinmiş Turan için pek şaşırtıcı bir şey yok. Fakat bizim için, bu komşulardan, Mehmet Âkif'i çocukluğundan hatırlayan birisini, Abdurrahman Azzam Amcayı, deyim yerindeyse "yaşayan bir tarihi" görmek heyecan verici bir şey oluyor. Yaşı seksenlere dayanmış bu Mısır beyefendisi, Mehmet Akif'i görebilme saadetine o dönemin Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesi dekanı olan amcası Mahmut Azzam vesilesiyle eriyor. Zira Mehmet Âkif de aynı üniversitenin Türk Dili dersleri veren hocası idi.
Yaşı seksene dayanmış bu zat, amcasıyla Mehmet Âkif'in bahçede çay içip sohbet ettiklerini, kendisinin o zamanlar bir kenarda oyun oynayan bir çocuk olduğunu anlatıyor. Daha sonra muhabbetimiz bu evin satın alınıp restore edilmesi gerekliliğine doğru kayarken Mısırlı amcamız bize bu evin akıbetinin eğer çabuk davranılmazsa hiç de hayır olmayacağını söylüyor. Çevrede yükselen binalar arasında kalmaya başlamış bu evin bulunduğu yere, yeni bir ucube dikebilmek için tekliflerin olduğunu ve şu anki ev sahibinin satmaya meyilli olduğunu söylüyor.
BU DEĞERLİ HATIRAYA SAHİP ÇIKILMALI
Tabii bu, hiçbirimizin arzu etmeyeceği bir gelişme olarak bizi sarsıyor. Zira vurdumduymazlığımızın, bir zamanlar burada Mehmet Âkif'in yaşamış olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaya gebe olduğunu yakinen müşahede ediyoruz. O yaşlı amca da, Âkif'i bizzat tanıma fırsatı elde etmiş bir insan olarak Mehmet Âkif'in yaşadığı bu evin sahiplenilmesini Türk halkından istiyor. Bu mekânın Türkler tarafından restore edilip en kısa zamanda bir tarihî kıymetin daha yerle bir olmamasını en samimi dileklerimizle istiyor ve bunun sorumluluğunun hepimizin üstünde olduğunu hatırlatarak bu konunun her bir birey tarafından dile getirilip sahip çıkılmasını temenni ediyoruz. Mehmet Akif adına güzel çalışmaların olduğu şu günlerde yapılması gereken en önemli işlerden biri de bu evi yok olmaktan kurtarmak olacağı kanısındayız.
Genç arkadaşlar, sivil toplum kuruluşları, dernekler, hepimiz bu konuyu dillendirip sahip çıkmalıyız ki milli şairimizin Mısır yıllarından hatıra kalan, meal çalışmalarını burada gerçekleştirdiği evi tarihin tozlu sayfalarında unutulmaya gebe bir hatıra olarak kalmasın.
Kaynak: Dunyabizim.com/ Mümine Kübra Çiftaslan