TBMM ilk kez 1991'de bir ihbar mektubuyla varlığından haberdar olduğu Yeşil'in dosyasını yeniden açmak için çok önemli bir adım attı ve iki suç duyurusunda bulundu. 1991'deki Meclis raporu hem Yeşil'i hem cinayetleri örtbas etmiş. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), devlet adına Güneydoğuda çok sayıda cinayetin faili olan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım dosyasını yeniden açacak önemli bir adım attı. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, 1992de Tuncelide işkenceyle öldürülen Ayten Öztürkün babası Hıdır Öztürkün ifadelerinden yola çıkarak iki suç duyurusunda bulundu. Bu arada ilk kez 1991de bir ihbar sonucu Yeşilin varlığından haberdar olan TBMMnin o dönem yaptığı araştırmanın, hem Yeşili hem de faili meçhulleri örtbas etmeye çalışan şaka gibi bir raporla sonuçlandığı ortaya çıktı: Bölge asayişinden sorumlu olanlar dikkatli, hukuk devleti ilkelerine uygun hareket ediyor, yasadışı olayları önleme gayreti içindeler.
Cem Erseverin öldürülmesi dahil Güneydoğudaki bir dizi faili meçhulün tetikçisi olduğu söylenen Yeşil ilk kez 1991 yılında Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna gönderilen bir ihbar mektubuyla deşifre oldu. CHP Tunceli milletvekili Orhan Veli Yıldırımın ilettiği mektupta Tunceli ve ilçelerinde Sakallı koduyla anılan bir görevlinin halka kötü muamele ettiğinden şikâyet ediliyordu.
ANAPlı Eyüp Aşık başkanlığında ilk kez kurulan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, konunun araştırılması için Alt Komisyon kurdu. Komisyon üyeleri Tunceliye giderek bir dizi görüşme yaptı. 14 - 15 Nisan 1991 tarihinde bölgede inceleme yapan komisyon, Sakallı kod adlı kişinin jandarmaya asayiş hizmetlerinden haber elemanı olarak bilgi getiren kişi olduğunu ancak hakkındaki şikâyetler üzerine 25 Nisan 1991 tarihinden itibaren de görevine son verildiğini tespit etti. Komisyon üyelerine, Yeşil veya o zamanki bilinen ismiyle Sakallı hakkında yer ve zaman gösterilerek yapılan bir şikâyet olmadığı da aktarıldı.
Bu tespitleri yapan Alt Komisyon üyeleri gördüklerini, dinlediklerini raporlaştırdı. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına sunulan ve Meclisin tozlu arşivlerine giren raporda Türkiyenin en karanlık dönemlerinden olan 1990lı yıllarda
Yeşil ve onu kullanan güvenlik kuvvetleriyle ilgili şöyle deniliyor:
Bölge asayişinden sorumlu olanların dikkatli ve hukuk devleti ilkelerine uygun olarak görevlerini yerine getirme gayretinde oldukları, kendilerine intikal eden ve yasadışı olduğu iddiası taşıyan konularda hassasiyet gösterdikleri, yapılan şikâyetleri örtbas etme yerine yasal gereğini yerine getirdikleri ve olayları önleme ve suçluları yakalama gayretinde olduklarının gözlendiği
Meclis dosyayı açıyor
Ve TBMM yıllar sonra Yeşil dosyasını yeniden açacak adımı attı. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Terörden Kaynaklı Yaşam Hakkı İhlalleri Alt Komisyonuna 12 Aralıkta gelen Hıdır Öztürk, 1992de 17 yaşındaki kızı Ayten Öztürkün nasıl öldürüldüğünü anlatmış, Cesedi parçalanmış, gözleri çıkarılmış, kulakları kesilmiş bir evladın babası olarak buradayım demişti. Bu ifadeden yola çıkan komisyon 19 Aralıkta Tunceli ve Elazığ savcılıklarına suç duyurusunda bulundu. Bu ifadeden yola çıkan komisyon 19 Aralıkta Tunceli ve Elazığ Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Komisyon, bu hamlesiyle 1990lı yıllara damgasını vuran faili meçhul, işkence dosyasını yeniden gündeme taşıyacak. Bu arada, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırımın ilişkide olduğu devlet yetkililerinin deşifresi için de imkân doğacak. Mahkemeye de o dönemin askeri ve sivil yetkililerini ifadeye vermeye çağırma, Mahmut Yıldırımla ilişkilerini soruşturma fırsatı verilecek.
Yeşili 91den sonra pingpong topu gibi kullanmışlar
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Yeşille ilgili başlatılan soruşturmaları da araştırdıklarını belirterek, Yeşilin hayatta olduğuna inandığını söyledi. Üstün, şöyle dedi: O dönem soruşturma açılmış olsa bile Olağanüstü Hal vardı. Olması gerektiği gibi bir soruşturma, yargılama yapılamamıştır. Bizim amacımız olayların aydınlatılması; komisyon olarak yargıyı da cesaretlendirmek istiyoruz. Jandarma İstihbaratı 1991 yılında gelen şikâyetler üzerine görevine vermiş. Yeşil diye bilinen şahsı birçok kurum kullanmış. MİT, jandarma, emniyet, askeri istihbarat arasında pingpong topu gibi olmuş. Birisinin işi bitince öbürü almış kullanmış. Yeşil bugün yaşıyorsa bunu AK Partiye borçlu diyebiliriz. AK Parti iktidarları döneminde sadece bir faili meçhul cinayet oldu. O da Necip Hablemitoğlu cinayeti. Bizim dönemimizde çetelerle, mafyayla mücadele oldu. Çeteler adam öldürmeye fırsat bulamadı.Yoksa Yeşil de Tarık Ümit gibi öldürülebilirdi.
Yeşil estetik ameliyat oldu can güvenliği için hapsegirdi
Dönemin TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Eyüp Aşıksa şunları söyledi: O dönem bize 500-600 civarında şikâyet dilekçesi geldi. Bizim açımızdan sorun Sakallının insanlık dışı muamelesini ortadan kaldırmaktı. Jandarmadan görevi sona erdi diye resmi yazı gelince o gün için dosya kapanmış oldu, Yeşil daha sonra büyüdü, dev oldu.
Aşık, bakanlık yaptığı dönemde bir emniyet müdürünün kendisine, Yeşil estetikle yüzünü değiştirdi, kimliğini de değiştirdi. Kendisini de güvenceye almak için silah yakalatıp cezaevine girdi dediğini aktardı. Aşık, aynı emniyetçinin Yeşilin bu şekilde 3 yıl cezaevinde kaldığını söylediğini de belirtti. Yıldırımın öldürülmüş olmasına ihtimal vermediğini söyleyen Aşık, Bana kalırsa Yeşil halen yaşıyor. Yaşamamış olsaydı iki yerden gürültü çıkardı. Bir ailesinden, ikincisi de Mehmet Eymür ve mesai arkadaşlarından şeklinde konuştu.
Radikal