MEB'e önemli çağrı!

Kılık kıyafet yönetmeliğindeki "Başı açık" ibaresi yüzünden öğrencilerin yaşadıkları mağduriyetler, öğretmen açığı gibi çözüme kavuşturulması gereken hususların 2014-2015 eğitim öğretim yılı içerisinde aşılmasını ümit ettiklerini belirten Eğitim Bir Sen Mardin Şube Başkanı Eyyüp Değer, MEB'e önemli çağrıda bulundu.

MEB'e önemli çağrı!

Eğitim Bir Sen Mardin Şube Başkanı Eyyüp Değer, 2014-2015 Eğitim Öğretim ders yılının başlamasıyla yazılı bir açıklama yaptı. Değer, 2014-2015 eğitim-öğretim yılının yaklaşık 16 milyon 500 bin öğrencinin ve 874 bin öğretmenin sınıflarla buluşmasıyla başladığını hatırlattı.

Kılık kıyafet yönetmeliğindeki “Başı açık” ibaresi yüzünden öğrencilerin yaşadıkları mağduriyetler, öğretmen açığı gibi çözüme kavuşturulması gereken hususların 2014-2015 eğitim öğretim yılı içerisinde aşılmasını ümit ettiklerini belirten Değer, Milli Eğitim Bakanlığı’na bazı önemli başlıklar için çağrıda bulundu.

“Türklerde, Kürtçe seçmeli ders seçmelidir”

Eğitim Bir Sen Mardin şubesi olarak velilere Kürtçe ve Arapça seçmeli dersleri seçmelerini tavsiye ettiklerini söyleyen Değer, “Çözüm sürecinin hızlandığı ve ivme kazandığı bu dönemde anadil önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik başlatılan Kürtçe seçmeli dersin seçilmesi çözüm sürecine katkıda bulunacaktır. Hatta sadece Kürtlerin yoğun yaşadığı doğu illerinde değil özellikle batıda Türk vatandaşlarımızın da seçmeli ders olarak Kürtçeyi seçmesi doğu ve batının birbirini anlaması ve kardeşlik bağlarının daha da kuvvetlenmesini sağlayacaktır.” dedi.

“Müfredatta temel değişikliklere ihtiyaç var”

4+4+4 eğitim sistemiyle arzulanan sonuçların elde edilebilmesi, insanların sahip olduğu ahlaki ve toplumsal değerlerin, müfredatın yeniden belirlenmesi noktasında öncelikle göz önüne alınmasının elzem olduğuna dikkat çeken Değer, “Zira değerler; düşünmede ve zihni muhakemede birer araç olarak kullanılmak, kişilerin dikkatini istenen, yararlı ve önemli görülen kültür nesneleri üzerinde odaklaştırmak, ideal düşünme ve davranma yollarını göstermek gibi fonksiyonları icra eder.” diye konuştu.

“Kılık kıyafet yönetmeliğindeki antidemokratik unsurlar temizlenmelidir”

Değer sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde yıllardır kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatmaları, sendikamızın çeşitli eylem ve etkinliklerinden sonra başlattığı, kamuoyu desteğini ortaya koyması bakımından bir ilk olan 12 milyon 300 bin imza ve sonrasında ortaya koyduğumuz sivil itaatsizlik neticesinde kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ dayatması ortadan kalmış ve kadının kamu hizmetlerine katılımında önemli bir eşik aşılmıştır. Ama ne yazık ki aynı ibare, imam hatip okulları dışındaki örgün eğitim kurumlarında geçerliliğini korumakta, öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliğinde yerini korumaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, darbe dönemlerinin dayatması olan bu ibareyi yönetmelikte kökten temizlemeli, öğrencilerin özgür iradelerine ve dini hayatlarına müdahale niteliği taşıyan bu dayatmaya son vermelidir. Kamu personelini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılarak, sivil itaatsizlik gerekçelerimizden olan çalışanlara kılık ve kıyafet dayatmalarından vazgeçilmelidir.”

“Kariyer basamaklarındaki çözümsüzlük çözüm olmamalıdır”

2004 yılında kariyer basamaklarında yapılan yasal düzenlemenin hedeflenen sonucu vermediğine dikkat çeken Değer, “Özellikle Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının gereğinin yapılmaması, kariyer basamakları uygulamasındaki belirsizliği devam ettirmektedir. Tezli yüksek lisans yapanların açtıkları on binlerce dava yerel mahkemelerde öğretmenlerin lehine sonuçlanmış, daha sonra ise Danıştay kararıyla öğretmenlerin aleyhine olacak şekilde reddedilmiştir. Yüz binlerce öğretmen mağdur durumdadır. Bu sorun, daha fazla zaman kaybedilmeden çözülmelidir.” dedi.

“Ek ders ücretleri artırılmalıdır”

Uzun süre öğretmenlerin ek ders ücretlerinde iyileştirmenin yapıldığını ifade eden Değer, “Bakanlık, iki yıl önce sendikalardan da görüş alarak ek ders esaslarında yapmayı planladığı değişikliği bir türlü yapamadı. Ek ders esaslarında ücret dengesizliğine ve mağduriyete neden olan hükümler, uzun bir zaman geçmesine rağmen hâlâ değiştirilmemiştir. 2006 yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders esasları, sekiz yıla yakın bir süredir uygulanmakta ve değiştiği günden beri bazı adaletsizlikler devam etmektedir. Sendika olarak hazırlayıp bakanlığa sunduğumuz taslak dikkate alınmalı, gerekli mevzuat değişiklikleri bir an önce yapılmalıdır. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün olmayan ek ders ücreti farklılıkları çözüme kavuşturulmalıdır. Hâlâ 10 TL’nin altında olan ek ders birim ücreti, en az 15 TL’ye yükseltilmeli, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilerek, ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalıdır.” diye konuştu.

“Yeni öğretmen atamasında 40 bin rakamının üzerine çıkılmalıdır”

40 bin öğretmen ataması için müracaatların başladığını hatırlatan Değer, “Yeni öğretmen atamasında 40 bin sayısı azımsanacak bir rakam değildir fakat öğretmen ihtiyacı dikkate alındığında bunun yeterli olmayacağı açıktır. Eğitim sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan, okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. 40 bin atama sonrası yeni öğretmen atamasında 100 bin rakamına ulaşmak için imkânlar zorlanarak, öğretmen açığı nedeniyle yaşanan problemlerin önüne geçilmelidir.” ifadelerini kullandı.

Değer, “Öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği yayınlanmalı ve atama süreçlerine ilişkin belirsizlikler yeni eğitim-öğretim yılında kökten çözülmelidir. Okullara yönetici görevlendirmenin yaz döneminde bitirilememesinin eğitimi daha fazla olumsuz etkilememesi için takvim sıkıştırılmalıdır.” dedi.

“Okulların bütçe sorununa çözüm getirilmelidir”

Okullara bütçe verilmemesi nedeniyle yaşanan problemlere köklü bir çözümün getirilmesini isteyen Değer, “Okulların zaruri harcamaları için okul aile birliklerince üretilmeye çalışılan çözümlerin yetersiz kaldığı görülmelidir. Okul yöneticilerinin eğitim liderliği yapmalarının önündeki en büyük engel olan okulların bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul yönetimleri görmektedir. Merkezi bütçeden, öğrenci başına ödenek uygulamasına geçilmeli, okullarda tahsildarlık dönemi artık tarih olmalıdır. Ayrıca öğretim elemanlarının mali durumları iyileştirilmeli ve bazı üniversitelerde geliştirme ödeneği uygulaması kapsamı genişletilerek devam ettirilmelidir.” diye konuştu.

Değer son olarak şunları söyledi: “Eğitim-Bir-Sen olarak, başta öğretmenler ve öğrenciler olmak üzere, yeni eğitim-öğretim yılının tüm eğitim çalışanlarına ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, sorunları bir yıla yayılmış değil, sorunlardan bir dönemde arındırılmış bir yıl diliyor, 62. Hükümet’ten ‘Yeni Türkiye’ idealine uygun adımlar bekliyoruz.” (M. Salih Keskin – İLKHA)