MÜBAREK'E DEVELİ PROTESTO‏

MÜBAREK'E DEVELİ PROTESTO‏

Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) üyesi bir grup, Beyoğlu`nda Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek`i protesto etti.

 

 

   Protesto eylemine Has Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Bekaroğlu, Zeki Kılıçaslan ve GİK Üyesi Ömer Vehbi Hatipoğlu`da katılarak destek verdi.

       İstiklal Caddesi Galatasaray Lisesi önünde toplanan partililer, getirdikleri deveye Hüsnü Mübarek`i temsilen Firavun maskeli bir vatandaşı oturttu.

  İstiklal Caddesi`ndeki protesto gösterisine vatandaşların ilgisi yoğundu.  Ellerinde ``Mübarek Go Way``, ``Mübarek Step Down``, ``Son Firavun, Halkının Sesini Dinle`` yazılı pankartlar taşıyan grup, Mübarek ve ABD aleyhinde sloganlar atarak, Taksim Meydanı`na kadar yürüdü.    

 

  Temsili Hüsnü Mübarek, Taksim Meydanı`na gelindiğinde vatandaşlar tarafından zorla devenin üstünden indirildi. Mübarek`in deveden inişini alkışlarla kutlayan vatandaşlar, Cumhurbaşkanı`nın yerine halktan birini oturttu.   

 

   Has Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Demirhan; Has Parti olarak İstanbul`un en büyük meydanlarından birine Tahrir-Özgürlük Meydanı isminin verilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi`nin Has Partili üyeleri tarafından teklif vereceklerini de sözlerine ekledi 

 

     Has Parti istanbul İl Başkanı Abdullah Demirhan`ın açıklaması şöyle;  HALKIN SESİ PARTİSİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI       MISIR HALKINA DESTEK BASIN AÇIKLAMASI       Değerli İstanbullular       Sevgili Basın Mensupları       Halkın Sesi Partisi İstanbul İl Teşkilatı olarak bugün burada, kardeş Mısır halkının özgürlük ve adalet mücadelesine desteklerimizi bildirmek amacıyla bulunuyoruz.       Tunus’tan sonra Mısır halkı da, özgürlüklerinin ve adalet arayışlarının gereğini yerine getirmek için 12 gündür meydanlardadır. Mısır, Halkın Sesi’ni yok sayan bir diktatöre, halkın gücünü gösteren onurlu mücadelesinde yalnız değildir.  Bugün dünyanın dört bir tarafında, özgürlükten ve adaletten yana olan herkes, Mısır halkı ile dayanışma içindedir.       Tahrir artık Kahire’de bir meydanın adı değildir sadece. Tahrir,  özgürlüğe, adalete özlemi, tek adam yönetimine, yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı öfkeyi yükselten Halkın Sesi’dir.       Tahrir, gösterilene değil, aslolana bakanlar için, perdeleri bir bir indiren, Halkın coşkun Sesi’dir.       Bu yüzden bugün, Taksim’den Tahrir’e selam gönderiyoruz.       *       Mısır’da Halkın Sesi’nin niçin yükseldiğini herkes çok iyi anlamak zorundadır.       Mısır’da Halkın Sesi, yoksulluğa karşı yükselmektedir.       Mısır’da Halkın Sesi, devletin kaynakları üzerinden zenginleşen bir avuç zadegana, yandaş türedi zengine karşı yükselmektedir.       Mısır’da Halkın Sesi, gençlerin işsizliğe mahkum edildiği sisteme karşı yükselmektedir.       Mısır’da Halkın Sesi, ABD-İsrail yanlısı işbirlikçi politikalara karşı yükselmektedir.       Kısaca Mısır’da Halkın Sesi, Firavunlara ve Karunlara karşı yükselmektedir.       *       Duamız, fikrimiz, desteğimiz Mısır'ın mazlum halkının yanındadır. Ümit ediyoruz ki en kısa sürede halkın istediği sonuç ortaya çıkar. Başta Türkiye'nin Başbakanı olmak üzere yetkililer ne manaya geldiği çok net olmayan kararsız cümlelerle Mısır konusundaki görüşlerini ortada tutamazlar. Sadece Mübarek'e tavsiyede bulunmak yetmez. Bu anlamda devletin ve milletimizin bütünüyle Mısır halkının demokratik taleplerinin yanında olduğunu cümle âleme, Türkiye en yüksek perdeden söylemek zorundadır.       Stad açılışındaki ıslıklamayı, boy-pos tartışmalarını, oynak-kaynak atışmalarını haftalarca kendine gündem edinen Başbakan ne yazık ki, uzun süre suskun kalmıştır.       Konuşmak zorunda kaldığında ise Başbakan Erdoğan yarım ağızla, Mübarek’e, “Halkın Sesini dinle” demiştir? Peki sen kendi halkının sesini, haykırışını ne kadar dinliyorsun ey Başbakan?       Türkiye’de sadece iki parti kalsın diyen bizzat Başbakan Erdoğan’dır.       Mısır’da ve Tunus’ta diktatörlüğe dönüşen Başkanlık sistemini heyecanla ve ateşli bir biçimde savunan bizzat Başbakan Erdoğan’dır!       Buradan soruyoruz:       Tunus, Mısır, Yemen Halkın Sesiyle sarsılırken, o kadar suskun kaldıktan sonra diktatörleri halkın sesini dinlemeye nasıl çağırıyorsun?       *       Bugün Mısır’da yaşananlar, basit bir öfke patlaması değildir. Genel Başkanımız Numan Kurtulmuş’un ve Halkın Sesi Partisinin her vesileyle işaret ettiği gibi bu yaşananlar, küresel bir medeniyet krizinin uyarıcı ilk adımlarıdır. Son bir ay içerisinde, Tunus’ta, Bangladeşte, Mısır’da, Yemen’de, Ürdün’de, ortaya çıkan halk hareketleri, adil paylaşımın olduğu, küresel efendilerin sömürüsünün ortadan kalktığı bir dünya isteğindendir.       Bugün dünyanın önünde iki seçenek vardır. Dünya, ya adil paylaşım, onur, saygın barış, özgürlük ve refah talebinde bulunan Halkın Sesi’ni dinleyecek, ya da küresel sömürünün mazeret ve işleyişi karşısında trajik sonuna doğru ilerleyecektir.       *       İstanbul’dan Kahire’ye, Taksim Meydanından Tahrir Meydanına seslenen biz Halkın Sesi Partisi mensupları diyoruz ki:       Mısır’da yükselen Halkın Sesi, Tunus’ta, Bangladeş’te, Cezayir’de, Yemen’de, Türkiye’de ve dünyanın geri kalan kısmında yükselen sesten farklı değildir!       Ey Mısırlı kardeşlerimiz!       Özgürlük ve adalet için yükselen sesinize, alın bizim sesimizi de katın. Özgürlüğü, adaleti, onuru tekrar hatırlatan cesur yüreklerinize, bizim coşkumuzu da katın.       Biliyoruz ki Halkın Sesi Mısır’dan, adalet, refah, barış ve insanca değerler için yükselmektedir.       İnanıyoruz ki, Halkın Sesi deniz olup, Firavunları ve Karunları boğacaktır.       Kazanan ayrımcılık değil, adalet olacak!       Kazanan yolsuzluk değil, dürüstlük olacak!       Kazanan tek adam diktatörlüğü değil, özgürlük olacak!       Kazanan propaganda yalanları değil, Halkın Sesi olacak!       Biz Halkın Sesi Partisi olarak, tüm halkımızla birlikte Genel Başkanımız Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ’tan üyelerimize kadar Mısır Halkının yanındayız. Özgürlük mücadelelerini sonuna kadar destekliyoruz. Bu vesileyle Mısır Polis Devleti’nin, yaşananları haberleştirip dünya kamuoyu ile paylaşmak için zor şartlar altında gayret gösteren dünyanın dört bir yanından ve ülkemizden gazetecilere ve basın mensuplarına karşı takındığı nobran ve sert tavrı da kınıyoruz.