Mazhar Bağlı Viranşehir'de; Özgürlüğe evet demeliyiz

Mazhar Bağlı Viranşehir'de; Özgürlüğe evet demeliyiz

Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve AK Parti MKYK üyesi Doç. Dr. Mazhar Bağlı Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde "Referanduma evet diyerek şer ittifakını bozmalıyız. Ve tıkanan sistemi açmalıyız" dedi.

AK Parti Viranşehir İlçe Teşkilatı tarafından Viranşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen 3. istişare toplantısına Doç Dr. Mazhar Bağlı davet edildi.

Toplantıya AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Teşkilat başkanı Veysel Polat, AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Halkla ilişkiler Başkanı Erkan Sözen, İl Yönetim Kurulu Üyesi, Viranşehir Koordinatörü M. Talat Akay ile Abdulkadir Türkeri ile çok sayıda Viranşehirli hazır bulundular.

İstişare toplantısı saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. İlk önce divan oluşturuldu. Divan, AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi M. Talat Akay, Viranşehir Belediye AK Parti Meclis Üyesi Funda Akyürek, AK Parti İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Şeyhmus Göl ve AK Parti İlçe Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Göçmen'den oluştu. Kürsüye ilk gelen AK Parti Viranşehir İlçe Başkanı Mehmet Ekinci; Gün birlik ve beraberlik günüdür. 12 Eylül'de yapılacak olan Anayasa Seçimlerinin ülkemizde yeni kişi hak ve özgürlüklerini, Avrupa Birliği standartlarına uygun hale getirecek ve artık milletin iktidarını zorbalıkla ve gayrı meşru yollarla elle geçirme heveslilerini kıracak, hukuksuzluğa ve zorbalığa meydan vermeyecektir. Dedi.

Daha sonra kürsüye gelen AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Teşkilat başkanı Veysel Polat ise referandumda teşkilatın çalışmaları hakkında bilgi verdi.

VİRANŞEHİR 10 KERE "EVET" DEDİ

Salonda 10 dilde EVET yazılı bir pankart dikkat çekti. Anayasa değişikliği halk oylaması için 10 farklı dilde evet yazılı bir pankart dinleyicilerin dikkatini çekti.

Eré (Kürtçe), Evet (Türkçe), Neam ve İ (Arapça) Belé (Farsça), Yes (İngilizce), Da (Rusça), Ayo (Ermenice), Ja (Almanca), Ouj (Fransızca) ve E (Zazaca) yazılı bir pankart ile "EVET" dediklerini haykırmak istediklerini belirtiler.

İŞTE MAZHAR BAĞLI'NIN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI

Demokrasinin en temel şartı vatandaşı bireysel haklarda desteklemeli ve güçlü kılmalıdır. Her vatandaş fikir, inancı ve etnik kimliği ne olursa olsun kendini özgürce ifade edebilmeli.

Yaşı 50 ve üzeri olanlar bilir, eskiden Kaçor vergisi, Kele vergisi, Evde kullanılan idare lambası vergisi ve giyim kuşam vergisi adı altında vatandaştan ücret alınırdı. Bunların mucidi CHP'dir.

Bizim bir projemiz var. İnsanları daha iyi olacağına inandığımız bir konuma götürmek istiyoruz. Şimdiye kadar kimse tarafından ciddi bir adım atılmadı ve çözüm önerileri sunulmadı. İnsan hak ve hürriyetlerinin yolunda ilerlemenin ilk kez kapısını Adnan Menderes açtı. Ardından Turgut Özal aralar gibi oldu. Siyasette ilk kez bu kadar geniş ve büyük sorunları çözmek için adım atıyoruz. Halkın istekleri ile siyasi irade ilk kez aynı noktada buluşuyor.

Özal döneminde Kürtler, Gayri Müslimler, Aleviler sistem dışına itilmişlerdi. Özal bu insanları sistem içine girmeleri için çaba sarf etti.  

AK PARTİ KORKUNÇ BİR RİSK ALDI.

Sistem dışına itilen, Müslümanları, Kürtleri, Alevileri, Gayri Müslimleri vs… tüm kesimleri sisteme dahil etmeye çalışıyor. Bunu yaparken elbette hep "gül" olmayabilir. Bazen "diken" de olacak. Ama bu süreç başarıyla sürdürülüyor. Nihayetinde küstürülen kitleler barış içinde bir arada kalacaklar.

Hacı Bektaş Veli "Düşmanın atığı taş değil, Dostun attığı gül beni yaralar" diyor. Sözüm ona; Kürtleri temsil ettiğini söyleyenlerin Demokrasi ve kardeşliğe engel olmalarıdır. Diyorlar ki; "Niçin şu maddeler pakette yok?" biz de diyoruz ki "Bu Anayasa değişiklik paketinde halkın aleyhinde bir şey var? Elbette yok, o zaman gelin buna destek olun. Başka zaman başka maddelerde değişiklik hissedildiği zaman yine usulüne göre değişikliğe gidilir. Bu değişiklikten başka "Bu anayasaya dokunulmaz" diye bir madde mi ekledik?

YARGIYI ELE GEÇİRME

Bakın başta CHP ve bazı kesimler nasıl da feveran ediyorlar. Nasıl bir çifte standardı savunuyorlar. Kamuoyundaki iddialara bakıyoruz eski Bakanlardan Seyfi Oktay HSKY'a atama yapabiliyor. Bu Yargımız için büyük bir tehlike değil mi? Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül HSKY'a atama yapıyor "Kendi adamını atadı" diye cayırtı koparıyorlar. "Ülkenin Cumhurbaşkanı atama yapamaz ama eski bakan atama yapabilir" işte zihniyet ve çifte standart bu.

Bu yasayla tehlikeler ortadan büyük üçlüde kalkacak. Çünkü Anayasa Mahkemesine ve HSKY'a kendi üyeleri seçim yapacaklar.

İddia ettikleri gibi "Yargıyı ele geçirme" gibi bir niyetimiz olsaydı, Yargıya üye atamalarını iktidara bağlardık. Ama öyle değil. Her birim üyelerini kendileri seçecekler.

Bireyleri güçlendirmek için Meclise yetkiyi vereceksin. Çünkü bu meclis milleti temsil ediyor. Meclis üye atamasını yaparsa bireyler kendilerini daha özgür hissedecekler. Buna karşı çıkıyorlar. Ahmet Necdet sezer atama yapıyor oluyor ama meclis yaparsa olmaz… Bunların kaygıları halk değil. Bunların dertleri halkın refahı ve mutluluğu değil.

CHP'NİN NE OLDUĞUNU SİZE BİR ANEKDOTLA AKTARAYIM

1946 seçimlerinde açık oy gizli tasnif yönetimiyle seçim olmuştu. Buna rağmen Adnan Menderes ve arkadaşları iyi oy almışlardı. 1950'deki seçimler de Adnan Menderes ve arkadaşlar "Seçim yargıçlar kontrolünde yapılmazsa biz sandığa gitmeyeceğiz" dediler. "Demokrasinin gereği oylar gizli kullanılacak, sayım ise açık olacak" dediler. CHP bugünkü gibi yine cayırtı kopardı; Ülke elden gidiyor, Bu baldırı çıplaklar ülke mi yönetebilir, Demokrasiyle oynuyorlar" gibi söylemlerle karşı çıktılar. Tüm bu cayırtılara rağmen seçim oldu ve Adnan Menderes Aydın'dan milletvekili olarak seçildi. Ancak, CHP Menderes'in adaylığını gizliden veto etmişti. Dolayısıyla Menderes Aydın'dan vekil olamamıştı. Evine giden Menderes'i Kütahya'dan bir heyet ziyaret eder ve şöyle der "Sen böyle bir hileyle karşılaşacağını bilmezdin. Ama biz CHP'nin böyle bir oyuna başvuracağını tahmin ettiğimiz için sizi Kütahya'dan aday göstermiştik. Ve seçildiniz. Şimdi gidin rozetinizi alın ve bizi mecliste temsil edin" dediler.

SİSTEM KİLİTLENMİŞ

Sistem kendi kendini kilitledi. Ve maalesef o kilidi de yuttu. AK Parti olarak biz bu kilidi açmaya çalışıyoruz.

Şer ittifakını bozmak için "EVET" demeliyiz. Özgürlüklerin genişlemesi için "EVET" demeliyiz. çifte standartların önüne geçmek için "EVET" demeliyiz. Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu ispatlamak için "EVET" demeliyiz. Sivil anayasa için "EVET" demeliyiz. Çünkü bu hayati bir meseledir. Ben Diyarbakır'dayım. BDP'li kadrolar "Anayasa değişiklik paketine" hayır diyemedikleri halde bu bölge halkına "hayır" dedirtmeye çalışıyorlar.

"EVET" diyeceğiz, ama evet demekle yetmez, eşe, dosta, komşuya, bunu anlatmalıyız. Bu bugünün sorunu değil. 25 yıllıkta değil. Bu yüzyılın sorunudur. Bunu hep birlikte aşacağız. dedi.

www.balikligol.com