Mazhar Bağlı; Tarih, kentlerin tarihidir, Köylülüğün tarihi olmaz

AK Parti Birecik İlçe tarafından yürütülen Siyaset Akademisi ikinci haftası Prof. Dr. Mazhar Bağlı ve Veysel Yıldırım’la devam etti.

Mazhar Bağlı; Tarih, kentlerin tarihidir, Köylülüğün tarihi olmaz

Birecik Belediyesi Emin Akan Kültür Salonunda gerçekleşen akademi toplantısına AK Parti İl Başkanı Av. Yusuf Eğilmez, İl Genel Meclis Başkanı Mustafa Yavuz, İl Genel Meclis Üyesi Necmettin Sağlam, Sait Bağlı, İl Başkan Yardımcısı Nusret Urmak, İl Yönetim Kurulu Üyeleri Metin Çadırcı, Cemil Çadak, Fatih Kahya, Ayran Belediye Başkanı Selahattin Alpay ve Siyaset akademisine kayıtlı olanlar hazır bulundu.

.

İlk dersi Kişisel Gelişim Uzmanı Veysel Yıldırım “Etkili İletişim ve Beden Dili” başlığı ile sundu.

Etkili İletişim ve Beden Dili başlıklı bir sunum yapan Kişisel Gelişim Uzmanı Veysel Yıldırım; “İletişim; doğal ve kendimiz olmaktır. İletişim; anlaşılmaktır” dedi.

 

Beden Dili Ülkelere, Bölgelere ve yaşa göre değişiklik gösterdiğinin altını çizen Yıldırım; “Ülkemizde beden dili batıda daha az kullanılırken, doğuda ve güneyde daha çok kullanılır. Kuzey ülkelerinde daha az kullanılır. Yaş arttıkça beden dilinde azalma görülür. Beden dilini Yerinde, Doğal ve Doğru kullandığınızda etkili olur” dedi. Kişisel Gelişim Uzmanı Veysel Yıldırım, Mevlana’nın “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşır” sözünü hatırlatarak duyuların önemine dikkat çekti.

 

Verilen aradan sonra ikinci dersi ise Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı sundu.

 

İkinci derste konuşmacı olarak Siyaset Akademisi katılımcılarına “Kentleşme Ve Kentsel Gelişim” dersi veren Prof. Dr. Mazhar Bağlı; “Tarih, kentlerin tarihidir. Köylülüğün tarihi olmaz (köylülük/şehirlilik fiziki mekanla ilgili tanımlar değildirler)” dedi.

Konuşmasını sürdüren Prof. Bağlı; “Bugün modernizm ve post-modernizm üzerine yapılan tartışmaların kaynağı mimaridir. Mimari bizim dünyaya bakışımızı somutlaştırdığımız biricik alandır. Mimari, hem soyut olanı hem de somut olanı uyumlu bir şekilde içinde barındırabilen nadir sanatlardan birisidir. Mimarlık üzerinden kimlik inşa etme çabalarını da bu çerçevede okumak gerekir. Osmanlı medeniyeti aslında kısmen mimari alandaki özgün eserler ve yapılarda yansımıştır. Osmanlının özgün bir mimari ve estetik sahibi olması, kendine ait bir perspektifi ve duruşu olmasındandır. Özgün bir duruşu olan her medeniyet bu tarz eserleri oluşturmuştur” dedi.

Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin mimari yapısının kurulan “milli mimari komitesi” tarafından tahrip edildiğinin altını çizen Prof. Bağlı; “Cumhuriyet projesi, tamamen reddi miras üzerine kurulu olduğu için aynı zamanda geleneksel mimari karşıtıdır da. Mimarlık üzerinden bir kimlik oluşturulmaya çalışılırken tarihsel ve toplumsal dokuya müdahale edilmiştir. Geleneksel yapılar bertaraf edilmiş yerine yenisi inşa edilmiş ya da eskiye yeni gövdeler giydirilmiştir. Bütün bunlar, “milli mimari komitesi” adında bir ekip tarafından yürütülmüştür” dedi.

İdeal planlamanın nasıl yapılması gerektiğini de ifade eden Bağlı; “Nispet her şeyin ölçülü olması gerekir. Dengeyi insandan başka bozabilen bir varlık yok. Aynı zamanda bu mizanı/nisbeti tesis edebilen ve buradan da O’na varmak için bir yol bulabilen de bir başka canlı yoktur” dedi.

 

Akademinin sonunda Veysel Yıldırım’a İl Başkan Yardımcısı Nusret Urmak, Prof. Dr. Mazhar Bağlı’ya ise İl Genel Meclis Başkanı Mustafa Yavuz, Birecik’i simgeleyen tablo hediye etti.