Ölümümü Düşündüm Anne

Ölümümü Düşündüm Anne

Yine uykum kaçtı anne

Fırlayıp yatağımdan koştum pencereye

Açtım camı yaktım cıgaramı

Yudumlarken sigaramı seyre daldım yeryüzünü gökyüzünü

İki kedinin kavgasına tanık oldum

Paylaşamadıkları neydi acaba bilmem

Fakirin sofrasında bulmakta zorlandığı

Çalışanların adını verdikleri ekmek kavgasını mı yapıyorlardı bilmem

Gecenin koyu karanlığında

Sokak lambaları nasılda aciz kalmış

Doğan ay batan karanlıkta parlıyor

Bir ay milyonlarca lamba olup aydınlatıyor dünyayı

Sona doğru yaklaşılan bir hayatta

Ölümün ayak seslerini işitiyorum

Ben hayat yolunda yürüdükçe

Daha fazla daha iyi tanışıyorum ölümle

Korksam bile örksem bile

Yoktur buna çare bulunmaz buna derman

Onun için alışıyorum ölüme

Alıştıkça da kendimi korkusuz hissediyorum

Bir an ölümümü düşündüm anne

Enseme yapışan Azrail’i hayal ediyorum

Sonra musallada yıkanıp kefenlendiğimi

Ardından tabuta konulup mezarlığa gidişimi

Ve daha daha sonrasını düşünüyorum

Toprağa gömülüp mezar başında insanlar terk ederken beni

Acaba cevap verebilecek miyim kabrimde

O yanı başımdaki sorgu meleklerine

Ve daha daha daha da sonrasını düşünüyorum

Ebedi olan ahret hayatını

Hesap günü hesabı verebilecek miyim?

Bileti alıp da sırat köprüsünü geçebilecek miyim?

Ve işte Anne korkunun ecele faydası yoktur biliyorum

Allah dan korkuyorum ve de onu seviyorum

Bana bahşettiği ölümden ölmekten korkmuyorum

Ben bir hiç uğruna ölmekten korkuyorum Anne..