Lina Bebek, Lina Melek, cennetlik olduğu kesin olan, kurtuluş ehli olan minik kızımız; Kehf Suresi’nde Hazreti Hızır ile Hazreti Musa Aleyhisselam’ın arkadaşlığında, Hazreti Hızır’ın tokadıyla canı alınıp cennette giden çocuk misali, zalim ve merhametsiz ellerden kurutulup cennete uçtu. Ama buna rağmen beşeri ve zahiri olarak olay çok üzücü, yürekleri paramparça eden bir durum. Lâkin asıl üzücü durum; geride kalanların vaziyeti. Allah ıslah etsin. Tövbe edip pişman olanlardan eylesin. Özellikle anne ve babası. Bilhassa annesi. O yürek bir ömür boyu dayanabilecek mi? Sanmıyorum.
Bir annenin yüreği asla bu kadar alçalmaz ve olacağını da sanmıyorum. Rabb’im ıslah eylesin. Aksi hâlde bu toplumun çekeceği var.
Biz eğitimcilere, hukuk camiasına, emniyete, bakanlığa, sivil toplum kuruluşlarına çok büyük işler düşüyor. Rabb’im gayret ve hizmetimizi arttırsın. Böyle insanlara ulaşıp nice Lina bebeklerimizin kurtuluşuna vesile eylesin. Yoksa kaybeden, tıpkı Aylin Kürdi gibi, Lina bebek değil biziz.
Yetişkinler, eli kalem tutan ve kudretli olanlar, konuşabilenler, elinde yetki olanlar, yüzlerce, binlerce işçiyi çalıştırabilip de bundan geri kalanlar, zekâtın farz olduğunu bilmelerine rağmen fakirleri bundan mahrum bırakıp böyle şebekelerin kucağına şuuri ya da gayr-ı şuuri itenler, Allah’ın o sizin malınız değil fakir fukaranın hakkıdır emrine rağmen yüzlerce ton mahsulat elde edip üşrünü vermeyenler, Yüce Allah’ın merhametinden, emirlerine karşı gelerek, mahrum kalıp gabileşenler, dışarıda gerek iş, gereği gerekse de keyfi olarak herkese riyâkârane vakit ayırıp kucak açıp da ailesini, çocuklarını, eşini bundan mahrum bırakanlar, onlara güler yüzünü bile göstermeyi çok görüp onları her türlü rezalet yuvalarının kucağına itenler, sadece fizyolojik olarak anne ve baba olup, hakikatte ve manada hiç bir zaman anne baba olamayanlar... Daha da örnek vereyimm mi? Gerek yok bence.
Şimdi zahirî ve maddi olan kayıpların sebebini ve asıl kaybedenlerin kim olduğunu idrak edebildik mi acaba?
Bu bize bir ders olabilecek mi acaba?