Âlimlerin Toplumdaki Yeri

Âlimlerin Toplumdaki Yeri

Âlimler toplumun tuzudur der İmam-mı gazali, tuzsuz etler nasıl kokarsa âlimsiz toplumlar da bozulmaya yüz tutar. Âlimin olmadığı yerde cehalet vardır. Bence toplumdaki kırılmaların, bozulmaların tek nedeni olmasa da yine gerçek âlimlerin toplumda olmayışı veya önlerinin açılmamasıdır.

Kanunların önüne geçemediği suç oranlarının panzehiri âlimlerdir. Yöremizde içinde devlet erkânı olsa da kan davalarının bitirilmesinde, barışla sonuçlanmasında âlimlerin rolü inkâr edilemez, bu bile bir ölçüdür. Âlim nedir? o zaman âlimden anladığım kitap ve sünnetten hüküm çıkaran kişi olsa gerek, hafif ifade ile âlim İslami ilimleri hem biliyor, hem yaşıyor, hem de başkalarına anlatıyor olan kişidir diyorum. Bilmek, yaşamak, anlatmak birbirinin halkalarıdır. Bu vasıflarda olan bugün âlimlerimiz var mı? Varsa da azınlıktadır. ancak gerçek âlim olup, bilen, yaşayan, anlatan ve dünyadan göç eden âlimlerimizin eserleri var elimizde. Tarih sayfalarında bu âlimlerimiz iyi çığır açmada yöneticilere rehber olmuşlardır. Yöneticiler de hadlerini bilerek bu mümtaz âlimlere hürmet etmede, saymada kusur göstermemişlerdir. Ne zaman yönetim erbabı ben demişse dünya çukuruna düşmüş, onu o dünya çukurundan yine âlimler çıkarmıştır.

Mevcut âlimlerimiz en çok bu miraslardan istifade ederler. Âlimler Peygamberlerin varisleridir. Peygamberler geride dünyalık bırakmamış, o zaman âlimler peygamberlerin dava varisleridir. İlahi mesajı insanlara ulaştırmak âlimlerin görevidir. Âlimler bu tebliğ görevini yaparken, çoğu zaman beşeri sistemlerce âlimlerin önlerine barikatlar kurulmuş, susturulmaya çalışılmıştır. Gerçek âlimler davasından miskal kadar taviz vermeyen âlimlerdir. Davasının bedelini çeşitli zulümlerle ödemişlerdir. Ödemeye de devam ediyorlar. Âlimler bazen de kullanılmış, siyasetin piyonu olmuş, menfaat şebekelerinin tuzağına düşmüştür. Bu tip âlimlerden topluma fayda gelmez.

Hakkı batıla tebdil eden Âlimler dinimizde belam kılıklı olarak anılmıştır. Süte su katan âlimler Ulemanın yüzkarasıdır. Bu millet nice diplomalı sözde âlim bozuntundan az mı çekti?  Gerçek âlimlerin elinde çok sağlam tohumlar var. Münbit zeminlere ekmek zorundadırlar yoksa görev ihaneti olur. O zeminde yabani otlar olur, o alanda şeytanlar cirit atar. Hükümetçe bir barış projesi var. Kim barışı istemez ki, barış hemen olsun. Barışın olmaması insan kaybı demektir. Kanın akması, gözyaşının dinmemesi demektir. Bunu istememek vicdansızlıktır. Bu barış projesinde akil insanlar seçildi, bu akil insanlar tüm Türkiye’yi dolaştılar. âlimler bu barış projesinin neresinde merak ediyorum. Kürt halkı dindardır, dini sever hele seydasını daha çok sever projede niçin âlimler yok anlamıyorum. Barışta bir âlimin kıymeti ses sanatçısı kadar yok mu? Yazık diyorum eksik bir şey diyorum. Bu barış öncülerinin başı âlimlerden olmalıydı diye düşünüyorum. Toplumu ilgilendiren bir konuda İslam âlimi niçin yok?

Bazı kardeşlerim sende Kürtsün neden Kürtlerle ilgili bir yazı yazmıyorsun diyorlar bana bu soruyu soranlara diyorum ki, ben dinin mücadelesini veriyorum toplumda din sorunu çözülürse dil sorunu da çözülür anlayışındayım. Bu gün yüz binlerce din görevlisi hocalarımız var bunlara din emanet edilmiş. Din anlatılıyor mu? Bence hayır şu anki anlayış yani dini algı sistemin sibobudur. Ben böyle düşünüyorum. Elini uzatan ayağını uzatamaz diyor İmam-ı maliki, beşeri sisteme gebe olduğu için tam hakkı haykıramaz bir din adamı bu aksaklıklarla beraber âlimlerden olmasaydı toplum fertleri bir Fatiha bile okuyamazdı dinin bu günlere gelmesinde gerçek âlimlerin payı çok büyüktür. Allah kendilerinden razı olsun      “Bir atasözümüz var” yarım âlim dinden, yarım doktor candan eder.” Demişler

Günümüzde de yarım âlimler mevcuttur bunların ayırt edilmesi gerek. Dünyalık işlerle ilgilenmeye başladırlar âlim olmadıkları konularda basına demeçler vermeye kalkıştılar, dershaneleri savundular dini kılıf uydurmaya çalıştılar. Bir âlim dershaneleri nasıl savunabilir? Toplumda bunca din dışı şeyler varken, âlimin bunları anlatması gerekirken, âlim geçinen birileri nasıl olurda dershaneleri savunur. İşte âlimi kullanma buna denir. Kullanılmayan dinin âlimine çok ihtiyacımız var.

Hele din âlimi gerçek tasavvufla donanımlı olursa toplum fertlerinin ilacıdır. Ülkemizde dünyada olan bitenlere karşı susan âlimlere ne oluyor? Medreseler İslami müesseseler kapatılmış. Gerçi hükümet Molla alı ile bir nebze çığır açtı. Müslümanlar cahil bırakılmış, üniversite mezunu gençler babalarının mezar taşını okuyamıyor bunun sorumlusu kim? Devir İnönü devride değil, bu devire özenenler olmakla beraber mevlam fırsat vermiyor. Gerçi güruh bazen oy uğruna dine ve din adamına saygılıyız diyorlar ise de halk bunların samimiyetine inanmıyor. Dinin gelişmesinde sağduyulu bir yönetim var başımızda, dini anlatmama mazereti de kalmadı. Âlimler niçin çözüm üretmiyor. Sanki din Camilere hapsedilmiş, bu anlayışla toplum fertlerine bir şeyler verilmiyor. Her şeyin seferberliği olduğu gibi dini anlatma, yayma zamanı vakit geçirmeden bu seferberlik ilan edilmelidir. Gerçek âlimlere selam olsun.