Kızılay kongresinde Urfa konuşuldu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere devletin zirvesini bir araya getiren Türk Kızılayı Olağan Genel Kongresi'nde Tekin Küçükali oyların tamamını alarak tekrar Genel Başkanlığa seçildi.
Ankara Bilkent Otel Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen Türk Kızılayı Olağan Genel Kongresi'ne Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Ankara Valisi Kemal Önal, siyasi parti temsilcileri, büyükelçiler, Uluslararası Kızılhaç Kızılay Hareketi Daimi Komisyon Başkanı Massimo Barra, Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Dernekleri Federasyon Başkan Yardımcısı Bengt Westerberg, Uluslararası Hilal İslam Komitesi Başkanı Ali Buhedma, yurt dışından gelen Kızılay ve Kızılhaç Başkanları, yabancı misyon şefleri, Kızılay Şube Başkanları ve delegeleri ile Kızılay gönüllüleri katıldı. Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği Olağan Genel Kongre'de Türk Kızılayı'na gönül veren destekçilere teşekkür madalyaları verildi.
Kızılay Şanlıurfa Şubesi'nin büyük ilgi gördüğü kongrede, Başbakan Erdoğan'da bir Urfalının kan ararken yaşadığı sıkıntıyı anlattı ve kan bulunması için yaşanan sıkıntıların, Kızılay'ın yeniden yapılanmasıyla eski günlerde kaldığını söyledi.
Tekin Küçükali başkanlığındaki Genel Merkez Yönetim Kurulu; Genel Başkan Birinci Yardımcısı Ahmet Lütfi Akar, Genel Başkan İkinci Yardımcısı Nihat Adıgüzel, Genel Sekreter Muzaffer Komit, Genel Sekreter Yardımcısı Hamza Aydoğdu, Yönetim Kurulu Üyeleri Ercan Saatçi, Hasan Karahan, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Hayati Çetin, Burhan Külünk ve Fecri Alparslan'dan oluştu. Yeni yönetim ilk toplantısını kongrenin hemen sonrasında gerçekleştirdi.
Genel Başkan Küçükali: "İyiliğin Zirvesine Yükseleceğiz"
Türk Kızılayı'nın Olağan Genel Kongresi'nde Genel Başkan Tekin Küçükali oy birliğiyle yeniden Genel Başkanlığa seçildi. Küçükali katılımcılara yönelik gerçekleştirdiği konuşmasında birlik ve beraberlik mesajları verdi, gelecek hedeflerini anlattı.
Olağan Genel Kongre'de 737 şubeden 1502 delegenin tamamının oyunu alarak Genel Başkanlık görevine devam eden Tekin Küçükali, konuklarına teşekkürlerini sunarken önemli açıklamalarda bulundu.
Türk Kızılayı'nın acının ve gözyaşının olduğu her yere merhameti taşıdığını ve tüm insanlığa yardım etme ülküsünü yaşam felsefesi olarak belirlediğini kaydeden Küçükali, "Türk Kızılayı, tarihsel bir merhamet ve iyilik hareketidir. Kimsenin ulaşamadığı, kimseye ulaşamayan, yoksul ama onurlu insanların ellerinden tutmayı varlık sebebi bilerek iyiliğin zirvesine doğru yükselmeye devam edecektir." dedi. Türk Kızılayı'nın toplumsal hayatta ihtiyaç duyulan her alanda üzerine düşen sorumluluğu almaktan hiçbir zaman çekinmediğini ifade eden Genel Başkan Küçükali, "Kızılay, dünyanın en büyük yardım kuruluşu olma hedefini ihtirasla değil merhametle beslemeye devam edecektir." şeklinde konuştu.
Genel Başkan Tekin Küçükali konuşmasında iki şiire de yer verdi. Mehmet Akif Ersoy'dan "Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. / Adam! aldırma da geç git diyemem, aldırırım. / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım." ve Nazım Hikmet Ran'dan "En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olanıdır. / En güzel çocuk: Henüz büyümedi. / En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız. / Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: Henüz söylememiş olduğum sözdür..." dizelerini okuyan Tekin Küçükali, konuklar tarafından uzun süre alkışlandı.
"Yoksulun Onurunun Tarafındayız"
Genel Başkan Küçükali konuşmasının ikinci bölümünde şube başkanlarına ve delegelere seslendi. Küçükali konuşmasının başında şunları ifade etti: "2005 yılından bugüne söylüyoruz. Mazlumun ve yoksulun yanındayız. Bu noktada tarafız ama yoksulun onurunu incitmemenin tarafındayız. Yaptığımız çalışmaları Kızılay'a yakışır bir tarzda anlatacağız. Şeffaf olacağız. Ensemize bakan yüzümüzü görür bizim."
Küçükali, "Bulunduğunuz yerlerde Kızılay gönüllülerinin sayısının çoğalması için çalışınız. 2015'te hedefimiz yardım konusunda dünyada birinci olmaktır. Alt yapımızı bu hedefe uygun hale getirdik. Kurumsal Kaynak Kullanımı Projesi, üç yıllık geceli gündüzlü bir çalışmanın sonucunda hazır hale getirildi. Önümüzdeki dönemde bu projeyi hep birlikte uygulamaya koyacağız" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın Genel Kongre'de Kızılay'ı anlatmasının çok güzel bir olay olduğuna dikkat çeken Tekin Küçükali, "Biz bir zincirin halkalarıyız. Biz gönüllü insanlarız. Böylesine ulu değerler ve yüksek bir anlayışla yola çıktık. Bulunduğunuz yerlerdeki ihtiyaç sahipleriyle mutlaka yakından ilgilenin. Biz kimsenin ulaşamadığı ve kimseye ulaşamayan insanların yanındayız. Bu coşkulu ve sürekli koşu bundan sonra da aynı kararlılıkla devam etsin." şeklinde sözlerine son verdi.
Başbakan Erdoğan Türk Kızılayı'nı Anlattı
Türk Kızılayı'nın Olağan Genel Kongresi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılay'ın da tıpkı Türkiye gibi büyük düşündüğünü ve Türk bayrağını Dünya'nın her coğrafyasında şerefle dalgalandırdığını söyledi. Merhamet duygusunu istismar edenlerin "yatacak yerinin olmadığını" vurgulayan Başbakan; Kızılay'ın geliştirdiği ve bağışların son noktaya kadar kontrolünü sağlayan yazılımın da bir an önce hayata geçirilmesini istedi.
Büyük bir coşku içerinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kongre'nin onur konuğu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dı. Kongre girişinde ilköğretim öğrencisi Kızılay gönüllüleri tarafından karşılanan Başbakan Erdoğan, öğrenciler tarafından kendisine uzatılan kampanya kumbaralarına para attı. Erdoğan kongrede bir de konuşma gerçekleştirdi.
Başbakan Erdoğan konuşmasında, Türk Kızılayı'nın dünya çapında paylaşmanın ve yardımlaşmanın timsali haline geldiğini ifade etti. Kızılay'ın 1911 yılında Trablusgarp Savaşı ile birlikte bölgedeki askerlere ve yerli halka yardım etmek için seferber olduğunu anımsatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Osmanlı Devleti'nin büyük bir yokluk içinde olduğu dönemde Kızılay da yokluk, yoksulluk içindeydi. Kızılay'a destek amacıyla bir anda dünya seferber oldu. Bu büyük bir güvenin ve sahiplenmenin göstergesiydi" dedi.
Fedakarlık Üzerine Kurulmuş Bir Kurum
Trablusgarp'ta görev yapan Yüzbaşı Mehmet Hamdi'nin topladıkları yardım parasını Kızılay'a gönderirken yazdığı mektuptan alıntı yapan Erdoğan, "Kızılay, fedakarlık üzerine kurulmuş, 142 yıl boyunca da o damardan beslenerek bugünlere ulaşmıştır." şeklinde konuştu. Türkiye'nin ne kadar büyük olduğunu ispat eden göstergelerden birinin Kızılay'ın faaliyetleri olduğunu ifade eden Erdoğan, Kızılay'ın Türkiye'nin adeta uç beyi olarak vazifesini en iyi şekilde yerine getirdiğini vurguladı.
Yardımların izlenmesi için başlatılan yazılım projesinin bir önce bitirilmesini de isteyen Başbakan Erdoğan, bu sayede yardım yapan kişilerin, bilgisayarları başında verdiği paranın nereye gittiğini, nerelerde kullanıldığını online olarak görebileceklerini belirtti. Erdoğan, "Kızılay'ın bu noktadaki şeffaflık girişiminde öncü olmasını istediğimi belirtmek istiyorum." diyerek duyduğu güveni ifade etti. İnsanların yüreklerinden kopup verdikleri yardımların, amacı dışında kullanılmasının hukuken, ahlaken, vicdanen kabul edilemez olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, "Gerek kamu kaynaklarının kullanımında gerek yardım kaynaklarının kullanımında suistimale gitmek, yolsuzluğa kapı açmak çok büyük bir cinayettir." dedi.
Kan ve Afet Konusunda Sorunlar Çözüldü
Konuşmasının son bölümünde kan ve afet konularına değinen Başbakan Erdoğan, "Bir Urfalı kardeşim, baktım böyle hışımla bana doğru geldi. Bağırıyor çağırıyor. ‘Hayırdır neden bağırıyorsun' dedim. Dedi ki 'bunlar babamı öldürecek.' 'Kimler?' 'Doktorlar' dedi. 'Niye?' dedim. 'Başbakan'ım ellerinde var kan bana yok diyorlar' dedi. Bağırdı çağırdı neyse. Başhekimle görüştük problem çözüldü.
Şimdi tabi bağırıp çağırmakta haklı. Her kanı olmayan için oraya Başbakan mı bulacağız? Burada tabi bir açık var. İşte bu açığı Allah kendilerinden razı olsun şu anda Kızılay bitirdi. Eskiden televizyon yoktu, radyolardan durmadan kan aranmasına dair anonslar duyardık. Sonra televizyonlardan duyduk. Bu dönemler artık geride kaldı. Kan merkezlerinin sayısı arttırıldı. Kızılay Kan Merkezleri ile kurulan otomasyon sayesinde kana ihtiyacı olan hastane bilgisayardan kan talebinde bulunuyor, Kızılay araçları bu kanı araçlarıyla hastaneye teslim ediyor." şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan konuşmasında Türk Kızılayı'nın afet müdahale çalışmaları ile ilgili düşüncelerine de yer verdi. Erdoğan, "Kızılay, Pakistan'da tam 2 bin ev inşa etti. Burada Türkiye'de Kızılay'a bir ev yapacak kadar para veriyorsunuz, Kızılay'da gidiyor oraya ev yapıyor. Bu ülkenin vatandaşları orada kendileri adına evler yaptırdılar. Sadece evle değil, camisiyle, okuluyla v.s bunlar yapıldı. Kızılay'ın bu kampanyasına, İstanbul Fatih Milli Eğitim Müdürlüğü de yardımcı olmuştur.
Erva adında bir kız çocuğumuz, Kızılay Genel Başkanı'nın yanına geliyor ve şunları söylüyor: Başkanım ben bu evlerin yapımı için o gün bir şey veremedim, ama bugün vermek istiyorum. Annemle konuştum, 'en sevdiğin ne ise onu ver' dedi. Babam ölmeden önce bana bir bilezik hediye vermiş. Benim en sevdiğim eşya işte o bilezik. Bunu şimdi size veriyorum. Lütfen onu Pakistan'a ulaştırın diyor. Pakistan Cumhurbaşkanı'nın bu hikayeyi gözyaşları içinde dinlediğini, sonra Erva'yı Pakistan'a devlet yüksek nişanıyla ödüllendirdiğini de arkadaşlarımdan dinlemiştim. Kızılay işte budur. Kızılay'ın temelinde çok geniş bir coğrafyanın, maddi yardımları kadar hayır duaları vardır. Yani Erva'nın da ruh dünyası oraya yansımıştır." diyerek duygularını ifade etti.
Kızılay Göğsümüzü Kabartıyor
Sudan'daki izlenimlerine de konuşmasında yer veren Başbakan Erdoğan, "Ben orada 'bizi bir kampa götürün' dedim. Tamamen çadırlardan oluşan yolu suyu olmayan bir kamp. O günde enteresan birkaç çadırın içerisinde sünnet yapılıyor. Fakat bizi duygulandıran bizi rahatsız eden, bir jiletle steril falan değil üç çocuğu sünnet ediyorlardı. Bu hali görünce tabi biz orada gözyaşlarımızı tutamadık ağlamaya başladık. Tekin Kardeşim ve arkadaşlarımızla konuştuk, buraya hemen bir sahra hastanesi kuralım dedim. Az önce 'ne alemdeyiz' diye sordum, 10 bin çocuğun sünnet edildiğini öğrendim.
"Haiti'ye ilk ulaşan yardım kuruluşu da Kızılay'dı." şeklinde açıklamada bulunan Başbakan Erdoğan, "Buradan Haiti'ye 20 saatlik uçuşla varabiliyorsunuz. Haiti'ye ilk yardımı yapan Kızılay oldu. Oralara Türkiye'yi tanıtan, bizim insanımızın şefkatini ve paylaşmasını oralara kadar taşıyan bir kuruluştur. Ben bir kez daha Kızılay yönetimine ve çalışanlarına milletçe göğsümüzü kabarttıkları için şükranlarımızı sunuyorum." dedi.
Haiti Müslüman değil, Hristiyan bir ülke. Hepsi var. Ama Kızılay orada da var. Niçin? Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü seven bir medeniyetin çocuklarıyız. Kim yolda kalmışsa, kimin yarası sızısı varsa, kim yoksulluk içindeyse, kim bir afete maruz kaldıysa biz tüm imkanlarımızla orada olmak zorundayız. Biz Pakistan'a nasıl depremin ardından ulaşıyorsak, aynı şekilde Şili'ye de ulaşıyoruz. Biz nasıl Srilanka'da evlerinden edilen 250 bin kişinin elini tutuyorsak, Tacikistan'a gidiyor toprak kayması nedeniyle evlerinden olan 150 ailenin ellerinden tutuyoruz.
Yoksulları ihtiyaç sahiplerini mağdur etmemek için onları utandırmamak için yardım mümkün olduğunda gizli yapılır. Ama ben Kızılay'ın bir istisna olarak tutulmasından yanayım. Kızılay her faaliyetini anlatmalı, ama gelen yardımlar gizli olmalı. Kızılay'ın nasıl kurulduğu herkes tarafından etraflıca bilinmelidir. Bu sayede desteklerin yardımların da artış kaydettiğine inanıyorum." şeklinde konuşmasına son verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının ardından, Erdoğan ve Genel Başkan Tekin Küçükali Sudan Darfur, Gazze ve Elazığ ile 3 canlı bağlantı gerçekleştirdi. Canlı bağlantılarda bölgelerde bulunan Kızılaycılar yürütülen çalışmalar hakkında Başbakan Erdoğan'a ve diğer konuklara bilgi verdiler. Gazze bağlantısı sırasında Filistinli çocukların "Yaşasın Kızılay, yaşasın Türkiye, yaşasın Erdoğan!" şeklinde bağırmaları salonda duygu dolu anlar yaşanmasına sebep oldu. Başbakan Erdoğan da gerçekleştirilen çalışmalardan ötürü Türk Kızılayı Yönetimine ve tüm Kızılaycılara teşekkür etti.
Başbakan'dan Urfa vurgusu
Konuşmasında, bir Urfalı ile olan diyalogundan bahseden Başbakan Erdoğan, "Bir program çıkışında bir vatandaşımız sayın başbakanım, sayın başbakanım diye bağırdı. Dönüp baktım, yanıma çağırım görüştüm. Urfalı olduğunu ve kan ihtiyacı olduğunu, Kızılay Kan Merkezi'nde kan olmasına rağmen kendisine vermediklerini söyledi. Başhekim aracılığı ile bu Urfalı hemşehrimizin derdine derman olmak için ilgilileri aradık ve kan ihtiyacı görüldü. Bundan sonra hiçbir vatandaşımız, kan merkezlerinden kan ihtiyaçlarını karşılamadan geri çevrilmeyeceklerdir. O günler geride kaldı" dedi.
Başbakan, kongrede Urfa'ya vurgu yaptı. Bir program çıkışında bir vatandaşımızın, "Sayın başbakanım,sayın başbakanım" diye seslendiğini duydum. Ve kendisiyle görüştüm. Urfalı olduğunu ve kan ihtiyacı olduğunu söyledi. Kızılay kan merkezinde kan olmasına rağmen bana kan vermediklerini ve olmadığını söylediler. Başhekim aracılığıyla bu Urfalı hemşehrimizin derdine derman olmak için ilgilileri aradık ve kan temininde bulunduk ve bundan sonra hiçbir vatandaşımız kan merkezlerinden kan ihtiyaçlarını karşılamadan geri çevrilmeyeceklerdir. Bugünler geride kaldı.
Genelbaşkan Tekin Küçükali'den Şanlıurfa'ya özel ilgi
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, son kongrede işbaşına gelen Şanlıurfa il yönetim kurulu başkanı Abdülkadir Canpolat ve Ankara üst delegasyon üyelerinden M. Talat Akay ile Şahban Kılıç'a yakın ilgi gösterdi. Şanlıurfa'da Kızılay'ın layık olduğu yere getirilmesi için, yeni yönetime her türlü desteği vereceklerini belirterek yeni yönetimi tebrik etti.