Kurana Uyulur, Kuran Kendine Uydurulmaz

Kuran-i Kerim; Hz. Muhammed (sav)in şahsında bütün insanlığa gelmiş (gönderilmiş) tamamı ilahi kaynaklı evrensel bir kitaptır. Kuran-ı Kerim bir ahlak kitabı olup, her bir harfi mucize dolu, insanlığa faydalı emirler, yasaklar ve kurallar manzumesidir.
Kuran-ı Kerimin bir harfini veya bir kısmını inkâr etmek, hafife almak, bazı ayetlerin hükmünün kalmadığını iddia etmek; tümünü inkâr etmek gibidir. Kuran; iman bakımından bir birinden ayrılamaz. Ayetlerin hepsi birbirini tamamlayan bir bütündür.
Yüce Allah buyuruyor. yoksa siz, kitabın bir kısmına inanıyorsunuz da bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında rezil ve rüsvay edilip aşağılanmaktan, ahrette de azabın en şiddetlisine uğratılmaktan başka bir şey değildir. Allah, yaptıklarınızdan gafil/habersiz değildir. (bakara 85)
Bu gün İslam coğrafyalarında yaşayıp Müslüman olduğunu iddia eden ve bu asırda/bu çağda içki haram olur mu? Ya da faize ticaret gözüyle bakıp faiz şu anda bir dünya gerçeğidir, diyerek faizin gerekli olduğunu düşünenler, açıkça Kuranın ayetlerini inkâr etmiş veya hafife almış olurlar.
Kurana uymayıp, Kuranı kendilerine uyduranlar, Kurana hakkıyla inanmayanlardır.
İşlerine geldiği konularda, nefislerine hoş gelen şeylerde, Kuran böyle diyor-şöyle diyor, işlerine gelmeyen, kendi menfaatlerine ters gelen konularda ise ayetleri yorumlarla, yuvarlak laflarla, dil ebeliği ve laf kalabalığıyla, sağa sola çekip asli manasından saptıranlar, Kuranı şahsi niyetlerine karşı bir araç ve kalkan olarak kullananlardır.
Kuranı Kerim genel olarak üç hükümden ibarettir. Kuran üç temel konuların üzerinde durur. Üzerine durduğu hükümler üçe ayrılır.
1. ibadetler
2. muameleler
3. cezalar
Kuranı Kerimin bazı hükümlerini görüp sadece onlara yönelmek, bazı hükümlerini hiç görmemek, dile getirmemek, yok saymak; ya Kuranı Kerimi bilmemek, ya da bilerek göz ardı etmektir.
Kuranı Kerim de, geniş bir şekilde yer verilmiş ve üzerinde durulmuş Aile Hukukundan hiç bahsetmemek Toplumu koruma konusu, cezalar
Mesela: kısas, hadd-i sirkat, hadd-i zina gibi. Kuranın ortaya koyduğu ceza hukuku, can, mal, akıl, din emniyetlerinin tek güvencesidir.
Kuran Kerim, tağutları ve beşeri sistemleri reddedip, toplumları, devletleri ve insanları yüce Allahın Kuran-da belirttiği ve Resulullahın uyguladığı hükümler ile idare etmeyi; ısrarla emreder, vurgular.
Kuran-da ki, ahkâm ayetlerinden, adalet ve aile hukukundan Nesillerin devamı için emredilen emir ve yasaklardan
Şirk-küfür düzeninden hiç bahsetmemek ve İslamın bir idare sistemi olduğunu bırakmak, söylememek, bir kenara atmak
Sanki İslam ve Kuran sadece namaz, oruç ve hacdan ibaretmiş gibi bir Kuran anlayışı eksik ve sakat bir anlayıştır.
Kuranın asıl amacı; tevhidi yerleştirmek, şirkten ve küfürden arındırmak, toplumu ifsad eden fasidleri büyük cezalarla cezalandırıp suçtan caydırmak ve toplumu/insanları güvenli bir şekilde yaşatmaktır.
Kuran ve İslam dini, bir idare sistemidir/anlayışı ve inancıdır. Kuran ve İslam, toplumları/insanları idare eder, insanlar ve toplumlar Kuran ve İslamı idare edemezler.
Aksini düşünmek, söylemek, iddia etmek veya bütün bunları yapmak, Kuranı Kerime uymayıp Kuranı kerimi kendine uydurmaktır. Ya da Kuranı kerime inanmamaktır ki; Allah muhafaza buyursun bunun sonu hüsrandır, böyle yapanların yeri cehennemdir. Akıl sahibi hiçbir insan; Allahın gazabını göze alamaz, Allahın Kitabı/Kuran-ın dışına çıkmaz/çıkamaz Vesselam