KUR'AN MEALİ YARIŞMASI

KUR'AN MEALİ YARIŞMASI

Vahiy yani ilahi irade ellerimizin arasında, hepimizin evinde... Herkes Kur'an'ın ilahi bir kitap olduğunu biliyor elbette. Ama gel gör ki belkide en yabancı ve en ilgisiz olduğumuz kitabımız. Furkan süresi / 30. Ayet-i kerimeyi yaşıyor gibiyiz. Ayet-i kerime "Rabbim! Kavmim, bu Kur'an'ı terk edilmiş olarak bıraktı." Diye o günü hatırlatıyor. Peygamberimiz, mahşer günü yüce Allah'a bizleri şikâyet ediyor. "Benim kavmim" diyor. "Benim kavmim Kur'an'ı terk edilmiş hale getirdi".

     Evet, bizler kendimizi ümmeti Muhammed olarak nitelendiririz. Kendini ümmeti Muhammed olarak atfeden bu toplum önderinin arkasından gitmiyor, onun kendilerine bıraktığı emanete sahip çıkmıyor. Nereden mi anlıyoruz? Yaşam şeklimizin " İslam hayatı" olmadığından...

      Önümüzdeki günlerde Kutlu Doğum Haftası'nı anacağız. Peygamberimiz sık sık gündeme gelecek. Oysaki Kur'an bilinmeden, anlaşılmadan ve yaşanılmadan peygamberi anmak ne anlama gelir? Peygamberi anlamayanlar elbette ki anma ile kendilerini tatmin edecekler. Hâlbuki peygamber vahiy olmaksızın düşünülebilir mi? Gerçekte vahiy almayan hiçbir peygamber yoktur ki...

     O halde vahiy ile kucaklaşmayan, peygamberi anlayabilir mi? Zaten peygamberin diğer insanlardan farklılığı ilahi irade olan vahyinin gelmesi değil midir?

      Peygamberin misyonu, insanlar ile Allah arasındaki bağ değil midir? Allah'ın, yeryüzündeki elçileri olduğuna göre vahiy almadan kendilerini elçi/ resul olarak atfedebilirler mi?

     Vahiy olmaksızın peygamberi düşünemeyiz. Peygamber olmadan vahiyi anlayamayacağımız gibi vahiy olmadan peygamberi de anlayamayız. Bu yüzden peygamberin sık sık gündeme geldiği günlerde vahyi de gündeme aldık. Ve halkımızın dikkatini vahiye yoğunlaştırmak için "Kur'an Meal Yarışması" düzenledik.

     Hem tek sorunumuz bu açıdan değil ki... Bizim kadar Kur'an'ı hatmeden bir toplum yok herhalde. Arapça lisanından uzak olmamızdan ötürü anlamadan dolayısıyla hayata getirememenin ızdırabını da yaşıyoruz. Böylece anlaşılmayan ve yaşanmayan bir Kur'an anlayışı maalesef yayıldı. Bu da insanlarımızı şekilci, ezber ve sözde İslami hayata götürdü.

     İşte istedik ki bari Arapçayı bilmiyoruz, hiç olmazsa meali ile anlamaya çalışalım. Gayretimiz, dikkatimiz ve düşüncelerimiz Kur'an'ı yüzünden okumanın yanı sıra içeriğine de odaklansın. Belki bu şekilde ilahi iradeyi anlar, âlemlerin Rabbi yüce Allah'a yakınlaşmayı başarabiliriz.

      Amacımız bu idi. Tüm kesimleri vahiy ile tanıştırmak, tanışmış olanları da biraz daha yol almalarını sağlamak idi. Resul'ün anıldığı günlerde Kur'an'ı da gündeme taşımak. Bu şekilde yolumuza ve rehberimize tutunmak. Ta ki hayatımızdan karanlıklar gitsin, yerini aydınlıklara, netliklere ve sekinetlere bıraksın...

     İşte bu amaçla " Kur'an Meal yarışması". Halkımızın 18 yaş üzeri tüm erkek ve kadın kardeşlerimizi bu yarışmaya davet ediyoruz.

   Ahiret gününde Kur'an-ı Kerim'den sınava girmeden önce, ne dersiniz, bu dünyada kendimizi Kur'an-ı Kerim'den sınayalım mı? Şimdiden hepinize başarılar diliyorum. Unutmayalım asıl kazanım ve başarı, Kur'an'ın kendisidir.

28. Mart 2010 tarihinde, GENÇ TEFEKKÜR DERGİSİ'nin açmış olduğu Kur'an-ı Kerim yarışmasına katılmak isterseniz iletişim kurma adresiniz:

Telefon:0-414-3477860 E-mail adresi; [email protected] Polen kitapevine başvurabilirsiniz.

ZEYNEP IŞIK;  [email protected]

SON KATILIM TARİHİ: 25. MART 2010